Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen Anadolu Ajansı İstanbul Enerji Forumu'na katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan Eskişehir'in Beylikova bölgesinde dünyanın ikinci en büyük nadir toprak elementlerini keşfettiklerini ifade etti. Öte yandan 2026 yılında Türkiye'deki hanelerin yarısının gaz ihtiyacının Türkiye'den çıkartılan gazla sağlanacağını ifade eden Erdoğan, "2024 yılında Şırnak, Hakkari, Van başta olmak üzere 84 sondaj tamamladık. 66 milyon varillik yeni rezerv keşfettik." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Meclis'te geçtiğimiz günlerde yaşanan kayyum arbedesiyle ilgili olarak da "Gazi Meclisimizin çatısı altında önceki gün şahit olduğumuz şiddet görüntülerine, kaba kuvvete kesinlikle müsamahamız yoktur." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
"Türkiye'ye medeniyetler şehir İstanbulumuza hepiniz hoş geldiniz. Enerji sektöründe Türkiye'nin rolü, finansman konularının yanında petrolden doğal gaza, arz güvenliğine kadar birçok başlık burada mütalaa edilecek.
Bu foruma katkı yapan uzmanlarımıza şükranlarımı sunuyorum.
Enerji, ulaştırma ve haberleştirmeyle özellikle birlikte kalkınmanın lokomotifidir. Yeterli miktarda kaliteli ve temiz enerjinin uygun fiyatlarla temin edilmesi, enerji arz güvenliği gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkeler için kritik önemdedir.
Yakın tarihte bölgemizde patlak veren krizler, enerjinin ülke ekonomileri için ne kadar hayati olduğunu hatırlatmıştır. Rusya-Ukrayna arasındaki savaş enerji alanındaki dışa bağımlılığın risklerini göstermiştir. Türkiye sancılı dönemi en rahat atlatan ülkelerden biri olmuştur.
Avrupalı dostlarımız savaşın tetiklediği enerji krizini tecrübe ettiler. Günümüzde enerji arzında kriz yaşanmıyorsa da enerji arz güvenliğinin temini konusunda her zaman hazırlıklı olmak gereklidir. Biz de bu anlayışla enerji politikamızı enerji arz güvenliğimizin sağlanması üzerine bina ettik.
Ülkemizin sanayileşme ve kalkınmasından taviz vermeyeceğimize göre elimizdeki bütün kaynakları aktif etmekten başka çare görünmüyor. Türkiye olarak bu gerçekler temelinden madenden doğalgaza, rüzgardan güneş enerjiisine kadar ülkemizin potansiyelinden en üst düzeyde istifade etmek zorundayız. Enerjide de 'Tam bağımsız Türkiye' şiarından vazgeçmeden yolumuza emin adımlarla devam ediyoruz. Enerjide ülkemizi kimseye muhtaç etmemekte kararlıyız. Bundan da geri adım atmayacağız.
Örneğin madencilikteki ülkemizin sahip olduğu imkanlar için yoğun bir şekilde çalışıyoruz.
Nijer'deki altın sahalarından bir tanesinde 2025 yılında üretime başlamayı düşünüyoruz. İleri teknolojide nadir toprak elementlerinde büyük keşfe imza attık.
Eskişehir'de dünyanın ikinci en büyük nadir toprak elementlerini keşfettik. Bu sahadaki üretimi geliştirerek önemli tedarikçi haline gelmeyi hedefliyoruz.
Bundan 4 sene önce Karadeniz'de deniz yüzeyinin 4 bin metre altındaki doğalgazı çok yoğun bir çabayla geçen sene vatandaşımızın kullanımına sunduk. Sakarya Gaz Sahası'nda günlük üretimimiz 7 milyon metreküpe çıktı. Yurt içi üretimimizi günlük 8 milyon metreküpe yükselttik. 3,5 milyon hanemizin ihtiyacını kendi doğal gaz üretimimizden karşılıyoruz. Yüzen üretim platformunu envanterimize kattık. 2026 yılında üretime alacağımız platformla günlük üretimi 20 milyon metreküpe çıkaracağız. Hanelerin yarısının ihtiyacını kendi gazımızla sağlayacağız.
Oruç Reis gemimiz Somali'deki 3 sahada faaliyetlerine başladı. Müjdeli haberler alacağımıza inanıyorum. Terör nedeniyle arama yapamadığımız bölgelerden Gabar'da tarihimizin en büyük petrol rezervine imza attık. Günlük 57 bin varilin üzerinde petrol çıkarıyoruz. 2024 yılında Şırnak, Hakkari, Van başta olmak üzere 84 sondaj tamamladık. 66 milyon varillik yeni rezerv keşfettik. Ülkemizin günlük petrol üretimi 155 bin varilin üzerindedir. Bunu düzenli olarak her yıl artırarak hedeflediğimiz yere varacağız.
Enerji arz güvenliği kadar temiz enerji, iklim değişikliği de tüm insanlığın gündemini meşgul eden hususlardır. Afrika'dan Asya'ya gittiğimiz her yerde gözünü para, altın, gümüş bürümüş anlayışın geride bıraktığı derin acılara rastlıyoruz. Sömürgeciler insanları katletmediler, büyük çevre katliamı gerçekleştirdiler. Ormanları, gölleri, havayı maddi menfaatleri uğruna ya yok ettiler, ya zehirlediler, ya kirlettiler. 7 kız kardeşler denen petrol şirketlerinin son asırda karşı karşıya kaldığı nice savaşta, katliamda parmağı olduğu bilinen hakikattir.
Akkuyu NGS ile temiz enerji yanında milletimizin 70 yıllık hayalini gerçeğe dönüştürüyoruz. Standartlara uygun olarak 4 nükleer reaktörün inşası devam ediyor. Akkuyu devreye girdiğinde ülkenin elektrik ihtiyacının yüzde 10'unu karşılayacak. Sinop ve Trakya NGS projelerine ilaveten küçük modüler reaktörlere yönelik çalışmalar da yürüyor. Biz enerji kaynaklarını asla bir rekabet, çatışma ve sömürü unsuru olarak görüyoruz. Enerji hatlarını sadece enerji değil, istikrar, güvenlik ve huzur taşıması kanaatindeyiz. Türkiye 7 doğal gaz boru hattı, ikisi yüzden 4 LNG tesisi, 15 giriş noktası ve diğer avantajlarıyla dünyanın önde gelen enerji ticaret merkezi olmaya ziyadesiyle sahiptir. Enerji tasarrufu bir milletin gelişmişlik, medenilik seviyesini gösteren önemli mihenk taşlarından biridir.
Enerjide Türkiye gerçekten tarih yazarken halkımız bundan sevinç duydu. Muhalefet bu sevinci ve gururu paylaşmaya ne yazık ki yanaşmadı. Nükleer enerjiymiş, doğal gaz keşfiymiş, boru hatlarıymış, petrol kuyularıymış, maalesef bunların hiçbiri muhalefetin gündeminde olmadı.
Hiçbir gayretimizde hükümetimize destek vermediler. Karadeniz'deki keşfimize çamur attılar. Gabar'daki petrol keşfine gölge düşürmek için akla ziyan argümanlar öne sürdüler. 22 yıl boyunca aktörler değişti, genel başkanlar değişti. CHP'nin enerji hamlelerimizle ilgili karın ağrısı bir türlü geçmedi. Şimdi çıkmışlar, bizi çarşıya pazara davet ediyorlar. Biz çarşıdan pazardan gelirken siz gidiyordunuz.
Gazi Meclis çatısı altında önceki gün şahit olduğumuz şiddet görüntülerine kesinlikle müsamaha yoktur. Komisyon basarak terör estirerek muhalefet yaptıklarını zannedenler derin yanılgı içindedir. Siyasi hayatımızın hiçbir döneminde kabadayılığa boyun eğmedik, bundan sonra da eğmeyiz. CHP'nin bölücü örgütün siyasi aparatlarıyla kurduğu ve kent uzlaşısı dediği ittifak CHP'yi zehirlemektedir. CHP'nin bir an önce katil solculuğu alışkanlığından kendisini kurtarmasını ümit ediyorum."