Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İdlib'de Türk askerlerine yönelik saldırısı sonrası çok önemli açıklamalar yaptı. Erdoğan, Suriye rejimine süre tanırken, çekilme olmaması durumunda Türkiye'nin bu bölgeleri boşaltacağını açıkladı. Diğer yandan Erdoğan Barış Pınarı Harekatı'nın da devam edeceği sinyalini verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
İdlib'deki alçak saldırıda şehit olan 7 askerimiz ve bir sivile Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Bu vesileyle Suriye konusunda izleyeceğimiz yol haritasını paylaşmak istiyorum. Türkiye'nin Suriye'deki varlığı basit çıkarlar, hesaplar doğrultusunda ortaya çıkmış değildir. Yıllarca sabrettik. Suriye halkına desteğimizi hep sınırlarımızın bu tarafında verdik. 4 milyon Suriyeli kardeşimize kapılarımızı açtık.
Rejimin ve terör örgütlerinin vatandaşlarımızı doğrudan tehdit ettiği bir duruma geldi. Rusya'ya yaşadığımız uçak krizi meseleyi daha da karmaşık hale getirdi. Elimizi kolumuzu bağlayacak değildik. Adana Mutabakatı Türkiye'ye operasyon yürütme hakkı tanıyor. 2016 Ağustosunda Fırat Kalkanı Harekatı'nı ilk olarak başlattık. Cerablus ve El- Bab bölgesini teröristlerden temizledik.
Türkiye terör örgütü DEAŞ'ın belini kırmıştır. 2017 yılında Türkiye- Rusya ve İran olarak Astana görüşmelerini başlattık. Rejim bu mutabakata uymadı. Tüm dünya, oluk oluk sivil kanın döküldüğü bu vahşete seyirci kaldı, hala da seyirci. Biz de bu dönemde Afrin bölgesine yönettik. 2018 Ocak ayında gerçekleştirdiğimiz Zeytin Dalı Harekatı'yla bu bölgeyi de teröristlerden temizledik, özgürleştirdik.
'BU SALDIRI SURİYE'DE YENİ DÖNEMİN MİLADIDIR'
İdlib'de 12 gözlem noktası kurduk. Tüm bu süreçleri ABD ve Rusya ile birlikte mutabakata vararak, işbirliğiyle yürüttük. Terör koridoru oluşturma gayretleri hiç durmadı. Amaçları Suriye'yi bölme niyetinde oldukları ortadaydı. Asıl dert petrol kuyularıydı. 2019'da bun üzerine Barış Pınarı Hareketı'nı başlattık. İki hafta sonra Rusya ile vardığımız mutabakatla güvenli bölgeler oluşturma kararı aldık. Bugün bunların gerçek anlamda işlemediğini görüyoruz. Suriye'de anlaşmalara uyulmuyor.
Önceki gün askerlerimize yapılan saldırı Türkiye açısından Suriye'de yeni bir dönemin miladıdır. Hiçbir şeyin aynı şekilde devam etmesine izin veremeyiz.
Rejim denilen kuklanın kendi ülkesinde bir karşılığı yokken, suni solunumla yaşatıldığının farkında olmadığımız mı düşünülüyor? Suriyeli vatandaşların evlerine bilinçli olarak dönmelerinin engellendiğini bilmediğimiz mi sanılıyor?
'ŞUBAT AYI SONUNA KADAR GERİ ÇEKİLMEZLERSE...'
Suriye'deki gelişmeler bizi hem İdlib'de hem de tüm sınır hattımızdaki güvenlik konusunda değişiklik yapmaya mecbur bırakmıştır. Bundan sonra ihlal anlamına gelen hiçbir adıma göz yummayacağız. Öncelikle İdlib'te rejimin gözlem noktalarının gerisine çekilmesini Sayın Putin'e ilettim. Rejim Şubat ayı içinde kadar geri çekilmezse, Türkiye bu işi bizzat yapmak zorunda yapmak durumunda kalacaktır. Bundan sonra rejimin ihlalleri de askeri olarak cevaplanacaktır. Yapılan her saldırı, herhangi bir ikaz yapılmaksızın cevaplanacaktır. Buna da kimse itiraz edemez. TSK'nın hava ve kara unsurları serbestçe hareket edecekler, gerektiğinde operasyon yürüteceklerdir. Tel Rifat bölgesi derhal Suriye halkı yönetimine bırakılmalıdır.
Sayın Putin'le dün akşam verimli ve kapsamlı bir telefon görüşmesi yaptık. Beklentilerimiz kendisine doğrudan ifade ettim. Tekrar kendisiyle bir araya geleceğiz. Aynı şekilde Merkel'le de görüştük. Başta Libya olmak üzere bölgesel konuları konuştuk. Bugün Suriye'de Amerika, İran, Rusya, Koalisyon adı altına Avrupa ülkeleri, PKK terör örgütü, az da olsa DEAŞ kalıntıları var. Yani herkes var ve elbette Suriye'de Türkiye de var.
'ESED KÜRTLERE PASAPORT BİLE VERMEZDİ'
Buna karşılık Suriye'de sadece Türkiye'nin varlığından rahatsızlık duyuluyor. Üstelik bunu en çok da Suriye krizinde payı olanlar gündeme getiriyor. Bu kadar Suriyeli bu ülkelere mi gidiyor? Onlara biz ev sahipliği yapıyoruz. Şimdi yaptığımız Briket Barınaklara Suriye'den gelmekte olanları yerleştirmeyi planladım. Biz dertliyiz ya. Onların böyle bir derdi yok. Onların derdi terör örgütlerini nasıl silahlandırırız? Onların düşmanları kim? Türkiye. Çünkü Türkiye onları barındırmaz orada. Rejim Kürtlerden hoşlanmazdı. Pasaport bile vermezdi onlara bu Esed. Esed aynı Esed değişen bir şey yok. Ben itiraz ederdim. İnanıyorum ki rejim de onlara oralarda yaşama hakkı tanımayacaktır. Bizim ise böyle bir derdimiz yok, bizim topraklarımız bize yeter. Ama derdimiz Suriye'ye böyle bir işgal kuvvetlerinin girmesini engellemektir. 'Ne işimiz var? diyor, Bay Kemal. Bay Kemal Misaki Milli'nin altında kimin imzası var? Önce onu bir araştır.
Türkiye'nin Suriye topraklarında kalmak gibi bir niyeti yoktur. Ne zaman yeni bir Anayasa yapılır, ülkenin başına halkın tamamını temsil eden bir yönetim gelir, terör örgütleri bölgeyi terk eder. İşte o zaman Türkiye'nin orada bir işi kalmaz. Türkiye olarak bu doğrultuda çalışmayı sürdüreceğiz.
KUDÜS MESELESİ
Kudüs davasına sahip çıktık. Amerika'nın Kudüs'ü İsrail'in başkenti tanıma kararını engelledik. Amerikan yönetimi geçen hafta bir plan açıkladı. Bu bir barış değil, işgal ve ilhak planıdır. Açıklanan planın yegane hedefi, 70 yıldır aralıksız süren İsrail'in işgal ve yıkım politikalarına meşruiyet kazandırmaktır.
Filistin toprakları 1947 öncesi neydi şimdi nasıl? Haritayı görüyorsunuz. Filistin topraklarının durumu bu. Haritayı ezberleyelim, televizyonda bizi izleyenler ezberlesin. Şu anda yapılmak istenen, Flistin topraklarının bu halini İsrail toprakları haline getirmek. Böyle bir vicdansızlık var. Şimdi bu BM'ye de gelecek. Fakat, kendileri de birbirlerine düştüler. Alma mzlumun ahını çıkar aheste aheste. 1947'de de BM'nin Taksim planı var. İsrail'e oraları vermiş. Geliyoruz, şimdi düşünülene. Bu bir işgal planıdır.
'AMERİKA, ŞAHSIMA YÖNELİK TEHDİTLER SAVURUYOR'
Şimdi buradan soruyorum. Kim bu vahşete rıza gösterebilir? Tam 70 yıldır evlerine kavuşmak için bekleyen Filistinlilerin geri dönüş hakkının olmadığını söylüyor bu plan. Trump, demek ki bu işgalcilerin arkasında duruyor. Türkiye olarak bu planı hemen reddettik. Tepkimizi açıkça ortaya koyduk. Türkiye'nin duruşu nedeniyle Arap ülkeleri de tavır değişikliğine gitti. Amerika, şu an gerek şahsıma, gerek istihbarat başkanıma yönelik tehditler savuruyor. Ne yaparsanız yapın bunu kesinlikle başaramayacaksınız. Gün Filistin davasına sahip çıkma günüdür.