Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:
Tabi İdlib’e bizim hakikaten yaklaşımımız olmamış olsaydı, şu andaki durum çok daha farklı gelişir ve 3 milyona yakın insanın yaşamış olduğu İdlib’den çok ciddi bir göç dalgası ülkemize doğru gelebilirdi. Fakat bizim ağırlıklı olarak Rusya ile yapmış olduğumuz müzakereler, değerlendirmeler; gerek Soçi müzakeresi süreci, gerek Astana ile ilgili süreçler ve ikili yaptığımız sayın Putin ile görüşmelerimiz buradaki sıkıntıları minimize etti.
İşte son olarak biliyorsunuz bir de karara varıldı. Ve bu kararla birlikte adeta bir; silahların sustuğu bir an oldu ama ardından yine bazı arzu edilmeyen gelişmeler oldu. Tabi sürecin üzerinde bütün ekiplerimiz duruyor.
Yaralılarımız oldu, şehidimiz de oldu. Bunu karşı tarafa çok ağır ödettik. Ancak rejim yani burada eğer burada bizim gözlem kulelerine bazı saldırılar vesaireler bunları devam ettirecek olursa, bu yanlışa hala inatla devam edecek olursa bizim burada sessiz kalmamız mümkün olmaz. Gereğini de yaparız.
"SESSİZ KALAMAYIZ"
Çünkü biz burada barışın egemen olmasını istiyoruz. Biz burada ölümlerin durmasını istiyoruz. Ama varil bombalarıyla, fosfor bombalarıyla bu bölgeye saldırılarında devam etmesi hiçbir zaman affedilemez. Ve buna da sessiz kalamayız.
Bizim Suriye’de yaşayan kardeşlerimiz ne diyor? Türkiye gelsin diyor. Biz bir de Adana mutabakatını bir kenara koyamayız.
YENİ ASKERLİK SİSTEMİ AÇIKLAMASI
Bizim bir silahlı kuvvetlerimiz var ve bir genelkurmay diye kuvvetlerle birlikte oluşmuş, oturmuş 2200 yıllık bir geçmiş olan orduyuz. Dedikleri ne? Efendim güvenlik zaafı olur gibi ifadeler kullananlar var. Bu yasayla ilgili çalışma 1 ay içinde yapılmış değil. Çalışmamız yaklaşık 1 buçuk – 2 yıla varan bir çalışmadır. Kaldı ki talep bize çok daha eski gelen bir taleptir.
Ve hem ordunun küçültülmesi bir taraftan profesyonel orduya geçmek… Hep bunlar konuşulan şeylerdi. Tabi ki ordumuz da bu konuda hiçbir zaman durmamıştır, çalışmalarını sürdürmüşlerdir. Hatta hatta 2014 sonuna kadar da atılması gereken adım biliyorsunuz ordunun sivilleşmesi süreciydi. AB kriterlerinin içerisinde bir de bu vardı. Biz o adımı da atmış değiliz. Ama şimdi burada da böyle bir adımı atmış bulunuyoruz.
Ve bu attığımız adımla birlikte de gerek Milli Savunma Bakanımızın ordunun temelinden gelmiş olması ve genelkurmay başkanlığına varıncaya kadar yapmış bir insan olarak şu anda kendi arkadaşlarıyla beraber bu süreci yönetiyor olması ve özellikle terörle mücadelede de şu anda askerimizin polisimizin elde ettiği başarıya; mesela yıl başından bu yana 2 binden fazla terörist etkisiz hale getirilmiştir. Bunlar şimdi kaçacak delik arıyorlar. Bu mücadelede bu şekilde devam edecek.
Yeni askerlik yasasında ise biz bu işi öyle bir noktaya getirelim ki… Diyelim ki başarılı bir astsubay eğer başarabiliyorsa generalliğe kadar çıkabilecek. Yeni askerlik yasasında bu var. bunun yanında isteyen kalabiliyor, isteyen süresi dolunca ayrılabiliyor. Bir diğer yanda sayılar azalıyor halimiz ne olacak? Açık net söylendi. Şimdi sürekli olarak bir hücre tazelenmesi olacak. 12 ay içerisinde, sürekli her ay askere alma diye böyle bir durum söz konusu olacak. Sayıda azalma diye bir şey söz konusu değil.
Örneğin bir de Kıbrıs ile bazı şeyler söylüyorlar, mide bulandırsın diye söylüyorlar. Kuzey Kıbrıs’ta bizim askerimizin azalması söz konusu değildir. ne kadar asker bulunması gerekiyorsa o kadar asker bulundururuz. Bunun için birilerinden izin almak diye mecburiyetimiz yoktur.
30 bin lira fazla oldu gibi… El insaf. Bu gelen rakamla, bütün ödenen aylıklar maaşlar buradan ödeniyor. Burada bu askere bizim ödenecek olan bütün harçlıklar bugüne kadar yapılmayan şeylerdi şimdi yapılacak. Bunlar da bir yerde iş noktasında, istihdam noktasında sıkıntı olanlar için de aileye harçlık olarak gelmiş olacaktır. Bunun çok çok isabetli adım olduğuna inanıyorum.
Dersimize iyi çalıştık hayırlı olsun diyorum.
"AFFEDİLEMEZ BİR YANLIŞ YAPMIŞTIR"
İmamoğlu'nun Ordu'daki görüntüleriyle ilgili olarak konuşan Erdoğan, "Valiler o ildeki temsilcisidir. Devletin valisini küfürle anmak kabul edilebilir bir şey değildir. Vali Bey seçim süreciyle bir suç duyurusunda bulunmuş olabilir. Bana gelen bilgiler seçim öncesi doğru olmayacağına inandığım için işi hızlandırmak istemiyorum yaklaşımı... Bu işin arda bırakılır yanı yoktur. Valimiz seçim sonrası da bu işin takipçisi olacaktır. Bu devletin valisine kimsenin böyle bir ifadeyi kullanma hakkı yoktur, kullanamaz. Demek ki henüz bu devleti tanımamış. Protokolün çeşitli yerlerdeki giriş çıkışlarını bilmiyor. Affedilemez bir yanlışı yapmışlardır. Kim bilir bundan sonra daha neler çıkacak" dedi.
İstanbul seçimleri öncesi miting yapıp yapmayacağına ilişkin soruyu yanıtlayan Erdoğan, "Belediye başkanı adayımız sürecin içinde. Kalan son haftaya girerken bu tür halkla kucaklaşma toplantıları yapmayacağımı kimse söyleyemez. Önümüzdeki hafta içinde bu tür planlamalar yapılıp halkla buluşmalar çerçevesinde bir arada olmak suretiyle İstanbul'u dolaşacağız" dedi.