HABER

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Güney Afrika'da FETÖ mesajı

İçerik devam ediyor
İçerik devam ediyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Güney Afrika Cumhuriyeti'nde Müslüman kanaat önderleriyle buluşmasında konuşma yaptı. Erdoğan, "FETÖ'nün ABD'den sonra en yoğun olduğu yer Güney Afrika'dır. Sakın FETÖ'nün oyununa gelmeyin, bunlar ciddi manada teröristtir. Asıl gayesi bizi birbirimize kırdırmak olan FETÖ teröristlerine karşı hepimiz uyanık olmalıyız." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hyatt Regency Otel'de Güney Afrika Cumhuriyeti'ndeki Müslüman toplumunun kanaat önderleri ile bir araya geldi. Erdoğan buradaki konuşmasında FETÖ ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan, "Bu örgütün bize ve ülkemize takındığı husumetin ilk işaretleri, Davos'taki 'One minute' tavrımızla ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu olaydan sonra örgüt devlet kurumlarımıza yerleştirdiği militanları aracılığıyla her yolu kullanarak bizi tasfiye etmeye çalıştı." dedi.

"DÜNYA 5'TEN BÜYÜKTÜR"

Tüm katılımcılara teşriflerinden dolayı teşekkürlerini ileten Erdoğan, şöyle konuştu:

"24 Haziran seçimleri sürecinde dualarıyla bizlere destek olan, seçim zaferimizin ardından mesaj gönderen tüm dostlarımıza en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Vatandaşlarımızın sevincine buradaki kardeşlerimizin de ortak olması bize güç ve cesaret veriyor. Sizlerin bu muhabbetinin, bu teveccüh ve kadirşinaslığının aynı zamanda büyük bir sorumluluk olduğunu elbette biliyoruz. Sadece milletimizin değil siz kardeşlerimizin de teveccühüne mazhar olmak için gayret ediyoruz.

Rabbim sağlık ve imkan verdikçe Müslümanlarla beraber tüm insanlığın refah, huzur ve insanlığın bu noktada esenliği için çalışmayı sürdüreceğiz. 'Dünya 5'ten büyüktür' diyerek bayraklaştırdığımız hak ve adalet mücadelesini kararlılıkla devam ettireceğiz. Biz işte bu niyet ve özlemle Afrikalının da Filistinlinin de Bosnalının da Suriyelinin de Arakanlının da Türkistanlının da yanındayız. Dünyada zulüm bitene, masumların yüzü gülene, mağdurların gözyaşı dinene kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz."

Türkiye olarak son 16 yıldır Afrika kıtasıyla iş birliğini geliştirmeye özen gösterdiklerine işaret eden Erdoğan, bu doğrultuda pek çok adım attıklarını, 2005 yılını başbakanlığı döneminde 'Afrika Yılı' ilan ederek kıta ile yeni bir dönemi başlattıklarını anımsattı.

"KITADA TEMSİLCİLİK SAYISI ARTIYOR"

İlki İstanbul'da ikincisi de Ekvator Ginesi'nin Başkenti Malabo'da olmak üzere iki Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi gerçekleştirdiklerini belirten Erdoğan, ayrıca Afrika kıtasının farklı köşelerinden, farklı etnik ve mezhebi kökenden Müslüman liderlerle bir araya geldikleri toplantılar düzenlediklerini anımsattı.

Başkan Erdoğan, Türkiye olarak kıta genelindeki büyükelçilik sayısını da 12'den 41'e çıkardıklarını, Afrika ülkelerinin de Türkiye'deki büyükelçilik sayısının 10'dan 33'e yükseldiğini söyledi.

Afrika'nın hemen her köşesinde TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye Diyanet Vakfı ve Maarif Vakfı ile kardeşlerinin hizmetinde olduklarını vurgulayan Erdoğan, "Kıta ülkeleriyle, bu ülkelerde yaşayan kardeşlerimizle bağlarımızı güçlendirmek için eskisine göre artık daha fazla imkana sahibiz. Hamdolsun her geçen yıl ülkemizi ziyaret edenlerin sayısı giderek artıyor." dedi.

Erdoğan, yüzbinlerce Afrikalı'nın gerek kutsal topraklara gerekse diğer ülkelere ziyaretlerini Türkiye üzerinden gerçekleştirdiklerini ve böylece hem medeniyetler beşiği İstanbul'u gördüklerini hem de Türkiye'yi çok daha yakından tanıma fırsatı bulduklarını ifade etti.

Salonda bulunanlar arasında da Türkiye'ye gelenlerin olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Burada şu hususun altını çizerek ifade etmek istiyorum, kardeş olmak birbirinden haberdar olmayı gerektirir. Birbirinin derdinden, sıkıntısından, sevincinden haberi olmayanların kardeşliği de ancak lafta kalır. Kardeşliğimiz ne kadarsa Müslümanlığımız da o kadardır. Rabbimizin renk, dil, hudut, etnik köken ayrımı yapmadan 'İnnemel müminune ihvetün' buyurmasının, Peygamber Efendimizin Aleyhisselatüvesselam, müminleri birbirine kenetlenmiş tuğlalara benzetmesinin sebebi budur. Osmanlı alimi Ebubekir Efendi'nin son nefesine kadar verdiği mücadele ilim, irfan ve hikmet yanında aynı zamanda kardeşlik mücadelesidir. Bu açıdan irtibatımızı artıran, bizi bir araya getiren, kardeşliğimizi perçinleyen her vesileyi çok önemsiyorum."

Güney Afrika Müslümanları ile Türkiye arasındaki dayanışmanın daha da artacağına inandığını belirten Erdoğan, "Sizlerle sadece ikili konularda değil Kudüs davasından İslamofobi ve terörle mücadeleye kadar geniş bir alanda ciddi bir iş birliği zeminimizin olduğunu düşünüyorum. Güney Afrika Müslümanları mücadeleci bir gelenekten geliyor. Buradaki kardeşlerim 10 yıllardır Filistin meselesi başta olmak üzere İslam dünyasını ilgilendiren tüm konularda aktif bir tavır sergiliyor." diye konuştu.

SURİYE KRİZİNDE DESTEK

Suriye krizinde de Güney Afrika Müslümanlarının onbinlerce kilometre uzakta olsalar da mazlumları yalnız bırakmadıklarını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Batılı ülkeler sınırlarına dayanmış insanları dikenli tel örgülere mahkum ederken, sahile vuran Aylan bebeklerin çocuk bedenleri karşısında kıllarını kıpırdatmazken sizler tüm imkanlarınızı Suriye için seferber ettiniz. Bir asır önce ecdadımız istiklal mücadelesi verirken yaptığınız gibi Suriyeli kardeşlerimizin hak, adalet ve özgürlük mücadelesini sonuna kadar desteklediniz. Biz de Türkiye olarak 3,5 milyon Müslüman Suriyeli kardeşimize kapılarımızı açarak en zor günlerinde onların yanında olduk. Batılı ülkelerin mültecileri Akdeniz'in sularında ölüme terk ettiği o günlerde biz kendi kaynaklarımızdan 32 milyar doların üzerinde para harcadık. Suriyeli mazlumları ne devlet terörü uygulayan rejimin, ne de terör örgütlerinin insafına asla terk etmedik. İnşallah bundan sonra da dünyadaki tüm mazlum ve mağdurlarla dayanışmamızı sürdüreceğiz."

ASIL BELA TERÖR

İslam dünyası ve Müslüman azınlıkların son derece zor, girift imtihanlarla karşı karşıya kaldığını belirten Erdoğan, gelir adaletsizliğinin, iç çatışmaların, fakirliğin, cehaletin, siyasi istikrarsızlığın, dışa bağımlılığın, özgüven eksikliğinin bu sorunlardan sadece birkaçı olduğunu ifade etti.

Erdoğan, "Tıpkı küçük bir kurdun koskoca ağacı çürüttüğü gibi, Müslümanların enerjisini içeriden tüketen asıl bela terör ve mezhep eksenli gerilimlerdir." dedi.

Müslümanların bu iki fitneye karşı uyanık olmasının şart olduğuna işaret eden Erdoğan, "Proje terör örgütleri, dinimizin kutsal kavramlarını kullanarak masumların canına kıyıyor, camilere saldırıyor, cuma namazında insanları katlediyor. İslam kardeşliğini dinamitleyen ve belli güçler tarafından piyasaya sürülen bu proje terör örgütleri, adeta bir mantar gibi farklı coğrafyalarda türüyor. Deşifre olunca da yerlerini diğerlerine bırakıyor." diye konuştu.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların tamamının tek hedefinin Müslümanlar ve İslam kardeşliği olduğuna dikkati çekerek, El Kaide, Pakistan ve Afganistan başta olmak üzere tüm dünyada Müslüman kanı dökmekten başka bir iş yapmadıklarını kaydetti.

DEAŞ'ın en büyük zararı Suriye ve Irak başta olmak üzere Müslümanlara verdiğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Aynı şekilde Boko Haram, Eş-Şebab gibi yapılar namlularını önce Müslümanlara çevirmiştir. Ülkemizde FETÖ ve PKK gibi örgütler, sadece kendi kardeşlerimizi katleden fesat yuvalarıdır. FETÖ'nün, Amerika'dan sonra en yoğun olduğu yer Güney Afrika Cumhuriyeti'dir. Buradalar ve bunlar Müslüman görünümü altında İslam'a en büyük darbeyi vurmuşlardır.

"SAKIN HA BUNLARIN OYUNUNA GELMEYİN"

15 Temmuz gecesi 251 kardeşimizi şehit edenler bunlardır, 2 bin 193 kardeşimiz gazi eden bunlardır. Parlamento binamızı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesini, Özel Harekatı bombalayan bunlardır, 46 polisimizi orada şehit ettiler. Bunlar şu anda ülkemizi terk ederek bir kısmı Amerika'ya, Avrupa'ya bir kısmı da buraya yerleşti. Daha önce buralara yerleştiler zaten ama biz bunları tabii buralardaki dostlarımıza anlatamıyoruz. Onun için buralarda yaşayan siz kardeşlerimizden özel destek bekliyoruz. Sakın ha, bunların oyununa gelmeyin."

Başkan Erdoğan, bunların ciddi manada "terörist" olduklarına dikkati çekerek, "Bizim nazarımızda terör örgütleri arasında da hiçbir ayrım yoktur ve yapılamaz. Bizim anlayışımızda zalimin de mazlumun da kimliğinin önemi yoktur. Biz, nasıl kendi vatandaşının kanını döken diktatörlere karşıysak sözüm ona din adına, dindaşlarımızın kanını döken bu katil sürülerine de karşıyız." ifadelerini kullandı.

Asıl gayelerinin insanları birbirlerine kırdırmak olan bu örgütlerin fitnelerine karşı herkesin uyanık olması gerektiği çağrısında bulunan Erdoğan, şunları söyledi:

"Alimler ve Müslüman kanaat önderleri olarak sizlere bu konuda büyük görev düşüyor. Özellikle geleceğimiz olan gençlerimizi, bunlara kaptırmamalıyız. Onların duygularını, beklentilerini, kırgınlık ve kızgınlıklarını istismar etmelerine izin vermemeliyiz. Bu konuda Güney Afrika Müslümanlarının tecrübesi çok kıymetli ve önemlidir.

Sizler yıllarca bu ülkede ırkçı, apartheid rejimine karşı mücadele yürüttünüz. Öyle mi? Yürüttünüz. Güney Afrika Özgürlük Hareketi'ne en güçlü desteği hem maddi hem de manevi olarak sizler sağladınız. Bu uğurda İmam Abdullah Harun gibi birçok alimi, evlatlarınızı şehit verdiniz. Hak, özgürlük ve adalet mücadelesinin nasıl olması gerektiğini sizler çok iyi biliyorsunuz. 1994'ten beri de bu gökkuşağı ülkesinin gururlu Müslümanları olarak, diğer dinlerin mensuplarıyla barış içinde yaşıyorsunuz. Bunun zedelenmesine asla izin vermemelisiniz."

Erdoğan, özellikle ırkçılık ve ayrımcılık hastalığının, Müslüman toplumun bünyesine sızmasına kesinlikle müsaade edilmemesi gerektiği uyarısında bulunarak, "Bizim inancımızda bir insanın ten, özellikle bu ten rengi ırkı, dili, kabilesi, bölgesi asla bir üstünlük vesilesi olamaz." dedi.

Bir müminin, diğer mümine üstünlüğünün yegane ölçüsünün takva ve ittika olduğuna işaret eden Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Müslümanlar olarak hepimizin bu hassasiyete sahip olması elzemdir. Biz, şunu biliyoruz ki Peygamberimiz ne buyuruyor: 'Müslüman o kimsedir ki elinden, dilinden, diğer Müslümanlar da emindir, salimdir' ama bu şu anda var mı? Yok. Bunu halletmemiz gerekiyor. Güney Afrikalı Müslümanlar, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da siyasette, ticarette, ekonomide, sivil toplumda güçlü ve aktif olmaya devam etmelidir.

Sizlerin, anti-apartheid mücadelesine verdiğiniz desteğin, gelecekte de bilinmesi ve takdir edilmesi çok daha önemlidir. Bu mücadeleye ve onu doğuran ruha sonuna kadar sahip çıkmalısınız."

Erdoğan, yumurta sepetindeki limonu ayırt etmenin kolay, zor olanın oradaki oval taşı bulabilmek olduğunu, bunun da ancak feraset ve basiretle mümkün olabileceğini dile getirdi.

"İBADET, TİCARET, İHANET! BU ÜÇGEN ÇOK TEHLİKELİ"

Erdoğan, Müslüman'ın bir kez ısırıldığı delikten, bir daha ısırılmayacağını vurgulayarak, 34 yıldır bölücü terörle mücadele eden, on binlerce insanını teröre kurban vermiş bir ülke olarak bu konuda çok hassas olunduğunu söyledi.

Erdoğan, "Tüm kardeşlerimizi, yaşadığımız acı tecrübeler konusunda uyarıyoruz. Hiçbir kardeşimizin bizim ödediğimiz bedelleri ödemesini istemeyiz." diye konuştu.

Son yıllarda Türkiye'nin atlattığı en büyük badirenin 15 Temmuz 2016 gecesi gerçekleşen darbe girişimi olduğunu belirten Başkan Erdoğan, o gece boyunca Güney Afrikalıların Türkiye için dua ettiğini ve gözyaşı döktüğünü söyledi.

Erdoğan, "Darbe teşebbüsü sonrasında yine kardeşlerimizin bir araya gelip yayımladıkları bildirilerle şahsımıza ve ülkemize destek verdiğini de çok iyi biliyorum. Ben sizlerin nezdinde tüm Güney Afrika Müslümanlarına dayanışmaları için şükranlarımı sunuyorum. Milletimiz sizlerin bu vefasını, desteğini asla unutmayacaktır." dedi.

"İLK İŞARET DAVOS'TAKİ 'ONE MINUTE' TAVRIMIZLA ORTAYA ÇIKTI"

15 Temmuz kanlı darbe girişiminin arkasındaki örgütün FETÖ olduğunu vurgulayan Erdoğan, "40 yıldır hizmet, himmet, eğitim, diyalog, hayır gibi kavramları kullanarak devlete ve topluma sızan bu yapının ipi İslam düşmanlarının elindedir. Bu örgütün bize ve ülkemize takındığı husumetin ilk işaretleri, Davos'taki 'One minute' tavrımızla ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu olaydan sonra örgüt devlet kurumlarımıza yerleştirdiği militanları aracılığıyla her yolu kullanarak bizi tasfiye etmeye çalıştı." değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, bunlar yeterli olmayınca bu sefer de doğrudan darbe girişiminde bulunduklarına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Darbe emrini veren, bizzat örgütün Pensilvanya'daki elebaşıdır. 160 ülkede bunlar yaygın bir şekilde yaşıyorlar. Oradaki eğitim kurumlarını özellikle kullanarak çocukları bu tür iyi niyetlerle eğitiyor ve oranın halkını da kendi ülkelerinin yönetimini de ele geçirmeye çalışıyorlar. Güney Afrika'da yaptıkları da budur. Aynı şeyi burada yapıyorlar. Bu, bir sızma harekatıdır. 15 Temmuz gecesi milletimize kurşun sıkanlar, haşa mehdi olarak gördükleri Amerika'daki şarlatana, ruhlarını satmış bir kısım üniformalı teröristlerdir.

FETÖ'nün, Güney Afrika'da özellikle eğitim kurumları üzerinden Müslümanları kendi yanına çekmeye çalıştığının farkındayız. Bir kardeşiniz olarak şu ikazı yapmakta fayda görüyorum. Bu örgütün söylemlerine, büründüğü kılıfa asla aldanmayın. Takiye ve yalan, bunların en rahat kullandıkları araçlardır. Yalanı bunlar kadar rahat kullanan yoktur. Zaten bunların anlayışında bir üçgen vardır. İbadet, ticaret, ihanet. Bu üçgen çok tehlikeli. İbadetle giriyor ama ticaretini de yapıyor. Sonunda da ihanet ediyor. Yapılan bu. Şayet Müslümanlar arasında çocuklarını bunların okullarına gönderenler varsa evlatlarını ne kadar erken kurtarırlarsa o kadar iyidir."

Erdoğan, Güney Afrikalıların, FETÖ ve kurumlarıyla aralarına mesafe koymalarının, sahih İslam anlayışı ve Müslümanların geleceği açısından hayati öneme sahip olduğunu vurguladı.

Türkiye Maarif Vakfının başkan ve yöneticilerinin, Güney Afrika'da pek çok çalışma yürüttüğüne değinen Erdoğan, çalışmalar neticesinde gençleri, FETÖ'nün elinden kurtarmak istediklerini söyledi.

"Türkiye'nin yaşadığı onca acıya, ihanete rağmen hukuk içinde bu örgütle mücadeleyi sürdürüyoruz. Güney Afrika'da da bu yapının fitne yuvalarının kapatılması için gereken adımları attık, atıyoruz ve atacağız." diyen Erdoğan, Güney Afrikalılardan FETÖ'ye karşı teyakkuz halinde olmalarını, prim vermemelerini istedi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güney Afrikalılardan, Türkiye'yi eğitim ve seyahat için tercih etmelerini rica etti.

Güney Afrika'daki büyükelçilik binasının açılışını bugün gerçekleştirdiklerini söyleyen Erdoğan, bir sıkıntı halinde büyükelçiliğin emirlerinde olduklarını kaydetti.

En Çok Aranan Haberler