Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, incelemelerde bulunmak üzere, 6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Hatay'a gitti. Bölgede, Kırıkhan Stadyumu yanındaki çadır kenti ziyaret eden Erdoğan, ziyaretin ardından Samandağ'da muhtarlar ve kanaat önderleri ile toplantı yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Antakya'da, Katar'dan gelen konteynerlerin kurulduğu alanı ve Defne'deki konteyner sahra hastanesini de ziyaret etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde incelemelerde bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, çok kısa sürede Kırıkhan’ın ayağa kalkarak, hayatın normalleşeceğini ve insanların yeniden mutlu olacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan önce Kırıkhanlılara seslenen Bahçeli, “Kırıkhanlılar hepinizin bildiği gibi 35 gün önce büyük bir felaketle milletimiz karşı karşıya kaldı. Acımız çok büyük oldu, yıkımlar çok derin oldu. Dünyada örneği görülmeyen bir felaketi 35 gün içerisinde her türlü tedbiri alarak, insanlarımızın geleceğe umutla bakmasına imkan tanıyan bu çalışma ortamında temel olarak ifade etmeliyiz ki Allah’a çok şükür güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti devleti var, Allah’a çok şükür siyasi yönden kararlı, sorun çözmede kabiliyetli, arkadaşlarıyla hizmet yarışında birbiriyle yarışan bir yönetimimiz var. Ama onun yanında her şeyde daha derini sizin gibi aziz milletimizin güzide evlatlarının bu felaketi aşma noktasında ortaya koyduğu irade takdire şayandır. Kayıplarımıza rahmetler diliyorum. Acılarımızı paylaşıyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Ama biliniz ki çok kısa süre içerisinde Kırıkhan yine ayağa kalkacak, hayat normale dönecek ve insanlar yine mutlu olacak” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin ve ardından gelen artçı sarsıntıların, 21 ile ulaşan geniş bir alanda hissedildiğini, 11 kentin 62 ilçesinde ise herkesi yasa boğan can kayıplarına neden olduğunu hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Deprem ulaşım ve haberleşme altyapısına da ciddi zarar vermişti. Buna rağmen devlet olarak tüm gücümüz ve personelimizle bir an önce depremzede vatandaşlarımızın yardımına koştuk. Yıkıntıların altında kalanlara ulaşmak için arama kurtarma ekiplerini seferber ettik. Acil gıda ve barınma ihtiyacını karşılamak için ülkemizin dört bir yanından binlerce TIR malzemeyi bölgeye gönderdik. Gelen yardımları ve tahliye olan insanlarımızı organize etmek için bakanlarımızla, valilerimizle, milletvekillerimizle gece-gündüz depremzede vatandaşlarımızla bütünleşerek bunun altından kalktık, kalkıyoruz. Devlet ve millet hep beraber tek yürek, tek bilek olarak deprem bölgesine doğru adeta sel olup aktık. Kamu görevlileriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, gönüllüleriyle, ferdi olarak yardıma gelenlerle birlikte neredeyse yarım milyon insan deprem bölgesinde vazife üstlendi. Askeriyle, polisiyle, jandarmasıyla, sağlıkçısıyla, diğer kurumlarımızın ekipleriyle devletimiz sahadaydı. Belediyelerimiz, başkanları, personelleri, araç gereçleriyle ilk günden itibaren buradaydı. Bunlarla beraber ülkemizin dört bir ucundaki ihtiyaç duyulabilecek her türlü ekibi, iş makinesini, malzemeyi bölgeye yönlendirdik” diye konuştu.
Depremde hasar gören Hatay Havalimanı’nı bir hafta içerisinde yeniden işler hale getirdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu:
“Gel gör ki ana muhalefet, ‘Havalimanını biz onardık’ yalanını ortaya koydu. ‘Oranın hafriyatını biz taşıdık’ yalanını ortaya attı. Yaptıkları böyle bir şey yok ve ben Serinyol’a geldiğimde hemen Genel Başkan Vekilim Binali Yıldırım’a ‘Hemen arkadaşlarımızla beraber geçin havalimanına, burada havalimanının yapımında emeğin var, orada basın toplantısını da yap ve bunların yalanını ortaya koy’ dedim. Binali Yıldırım orada basın toplantısını yaptı. Orası da inşa edilmişti, ihya edilmişti ve Hatay Havalimanı böylece devreye alınmıştı. Yaptığımız uluslararası çağrıya cevap veren 100 ülkenin 99’undan gelen arama kurtarma ve yardım ekipleri de çok faydalı çalışmalar yürüttü. Ülkemizin bu zor gününde bizimle dayanışma sağlayan herkese, yurt içi ve yurt dışındaki tüm gönül dostlarımıza bir kez daha milletim adına, şahsım adına, şükranlarımı sunuyorum. Biz de önce depremden hemen sonra 8 Şubat’ta, müteakiben 20 Şubat’ta 2 kez Hatay’a geldik. Hem depremzede vatandaşlarımıza geçmiş olsun ve taziye dileklerimizi sunduk hem de çalışmaları yerinde inceleyerek gereken talimatları verdik. Bugün 3’üncü kez Hatay’a gelmiş oluyorum ve Cumhur İttifakı olarak da buradayız. Geçen sefer olduğu gibi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile birlikte bu ziyaretleri yaptık. İnşallah Hatay’ı asla yalnız bırakmayacağız. Deprem gününden itibaren koordinatör bakanlarımız olan Hulusi Akar, Fahrettin Koca hep buradaydı. Diğer bakanlarımız da kendi alanlarıyla ilgili konuları takip etmek üzere defalarca Hatay’a geldi. Başta Süleyman Soylu, Murat Kurum, bunun yanında Vahit Kirişci geldi, sürekli olarak burayı taradılar, yalnız bırakmadılar. Milletvekillerimiz zaten hep sizlerle beraberdi. Bazıları kendi yakınlarından pek çok kişiyi kaybetmiş olmalarına rağmen, başta Hüseyin Yayman kardeşim, acılarını yüreklerine gömüp şehirleri için canla başla çalıştılar. Diğer yerlerden arkadaşlarımız da sizlere destek vermek faydalı olmak için Hatay’ı yol yaptı. Biz de önümüzdeki dönemde her fırsatta şehrimize gelerek sizlerle dertleşecek, yapılan çalışmaları bizzat denetleyeceğiz.”
Hataylılar’ın, yapılan altyapı ve üstyapı yatırımlarını ve emekleri çok iyi bildiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti:
“Bizim burada emeğimiz var, dertliyiz. Bundan sonra da emeğimiz olacak. Kardeşlerim depremin ilk günlerinde önceliğimiz olan arama kurtarma çalışmalarının bitmesiyle enkaz kaldırma faaliyetlerini hızlandırdık. Sırf enkaz kaldırma çalışmasının bile ne kadar büyük ve meşakkatli bir iş olduğunu en iyi siz görüyor ve siz biliyorsunuz. Bu arada yeni konutların inşası için gereken hazırlıkları da süratle yürütüyoruz. Hasar tespit çalışmaları bitince netleşecek olmakla birlikte mevcut duruma göre Hatay’da 183 bin konut ve 15 bin köy evi yapmayı planlıyoruz. Kırıkhan’da inşa edeceğimiz konut sayısı ise 15 bin 785’tir. Bölge genelinde inşa edeceğimiz mesken ve köy evi sayısı 650 bini buluyor. Yer seçimi yapılan, zemin ve etüt çalışması biten her safhada hemen inşaata başlıyoruz. Amacımız ilk etapta, 1 yıl içerisinde 319 bin konut ve köy evini tamamlayıp sahiplerine teslim etmektir. Daha önceki depremlerde, yangınlarda, sellerde, terör olaylarında nasıl şehirlerimizi adeta sıfırdan inşa ettiysek, bu defa da Allah’ın izniyle hiç kimseyi mağdur etmeyeceğiz. Hak sahibi herkesin zemin artı 3 veya 4 katı geçmeyen binalarda, 3 oda 1 salondan oluşan evlerde güvenli, huzurlu, müreffeh bir şekilde hayatını sürdürmesini sağlayana kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz.”
Çadır, konteyner, içme suyu, hijyen ve yardım çalışmalarına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabi yeni konutların teslimine kadar geçici barınma merkezlerine ihtiyaç olduğunu biliyoruz. İlk anda mecburen çadır kentlerle attığımız adımları inşallah şimdi konteyner kentlerle devam ettiriyoruz. Şu an kadar deprem bölgesinde 426 bin çadır kurduk, 2 ay içerisinde 100 bin konteyneri de faaliyete geçirmeyi planlıyoruz. Şimdiden neredeyse her gün bin konteynerin kurulumunu tamamlayıp yaşamaya hazır hale getirecek kapasiteye ulaştık. Katar’dan gelen yüksek standartlı konteynerlerde de önceliği buraya veriyoruz. Sadece Hatay’da 30 bin konteyneri depremzedelerimizin hizmetine sunuyoruz. Yine Hatay’da Türk Silahlı Kuvvetlerimiz’in 2 gemisini hastane olarak değerlendiriyor, Enerji Bakanlığımz’ın temin ettiği gemileri de barınma amaçlı olarak kullanıyoruz. Ambalajlı içme suyunun tedarik ve dağıtımında sorun olmamakla birlikte kullanma suyundaki sıkıntının henüz tamamen çözülemediğini biliyoruz. Yeni kuyuların devreye alınması ve arıtma tesislerinin aktif hale gelmesiyle inşallah bu mesele de kati olarak çözülecektir. Seyyar tuvalet ve duş sistemlerinin yaygınlaştırılmasıyla bu konudaki ihtiyaç da karşılanmaya başlanmıştır. Merkezde ve ilçelerde kurulmaya başlanan 2 bin 640 geçici işyeri ile esnaflarımızın faaliyetlerini yürütebilmelerini temin ediyoruz. Depremde her seviyede zarar gören hanelerimize yapılan 10’ar bin TL ödemeler tamamlanmak üzeredir. Hayatını kaybedenlerin yakınlarına 100’er bin TL ödeniyor. Şartları karşılayan haneler için 15’er bin lira taşınma, 3-5 bin lira arasında kira destekleri de başlamıştır” ifadelerini kullandı.
Çiftçilere destekleme ödemelerinin peşin yapılmasına, hayvan ve yem hibesi verilmesine rağmen ana muhalefet partisinin yalanlarıyla karşılaştıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:
“Maalesef bu ana muhalefetin başındaki zat, çiftçilerimize destek verilmediğinden bahsediyor, yem verilmediğinden bahsediyor. İşi gücü yalan, başka sermayesi yok. Tabi böylesine büyük bir afette, biz can derdindeyiz o ise yalan derdinde. İnsan iradesini aşan hususların olmaması, kimi aksakların yaşanmaması mümkün değildir ama böyle büyük bir felaketi yaşıyoruz, böyle büyük bir felaketi yaşadığımız dönemde akşam yalan, sabah yalan, böyle bir iftira içerisine girilir mi? Düşünebiliyor musunuz, yani, şahsımın buraya gelmediğini söyleyecek kadar yalancı. Sen buralara ne zaman geldin? 3 kez kendim geldim, arkadaşlarımla beraber buralarda oldum, tüm heyetim, bakanlarım daha anında, ilk gün kendilerini buralara gönderdim. Milletimizin de şahit olduğu gibi her türlü gayreti göstermemize rağmen eğer sıkıntılar yaşadıysanız, bize düşen değerli kardeşlerim, sizlerden helallik istemektir. Kaybettiğimiz yakınlarımızın acıları, hayat boyu yüreğimizi yakmayı sürdürecek. Biz geride kalanların hayatlarını eviyle, eşyasıyla, işiyle, sağlığıyla, eğitimiyle yeniden düzene koymak için mücadele ediyoruz. Bunun için sizlerden şehrinize ve hayatınıza sahip çıkmanızı istiyorum. Tek bir vatandaşımın bile deprem yüzünden, doğduğu, büyüdüğü, yaşadığı şehrini terk etmesine gönlümüz razı değil. Ne yapacaksak burada yapacağız. Neyi başaracaksak burada başaracağız. İnşallah bu mücadeleyi beraber yürütecek, beraber yeni bir geleceği inşa edeceğiz. Yeni bir Kırıkhan kurmaya var mıyız? 85 milyon olarak sırt sıra vererek asrın felaketinin üstesinden asrın dayanışmasıyla geleceğiz. Rabbim ülkemizi daha büyük felaketlerden korusun.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının ardından muhtarlar ve kanaat önderleriyle toplantı yapmak üzere Samandağ ilçesine hareket etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Afet bölgesinin genişliğine ve yıkımın büyüklüğüne rağmen devletin ve milletin imkanlarının tamamının deprem bölgesi için seferber edildiğinden kimse şüphe etmesin." dedi.
Erdoğan, Hatay'ın Samandağ ilçesindeki Afet Koordinasyon Merkezi'nde yaptığı konuşmada, 6 Şubat'ta yaşanan ve daha sonrasında binlerce sarsıntıyla devam eden depremler nedeniyle geçmiş olsun dileklerini iletti.
Depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı dileyen Erdoğan, yaşamını yitirenler için Fatiha okudu.
Erdoğan, geniş bir alanda etkisi hissedilen afetin en çok yıkıma ve can kaybına yol açtığı şehrin, Hatay olduğunu belirtti.
Antakya'dan Samandağ'a kadar pek çok ilçeyi derinden sarsan afetin boyutlarını anlatmaya kelimelerin kafi gelmediğine dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Asrın felaketi olarak tanımlanan bu depremin aynı zamanda zorlu kış şartlarının hüküm sürdüğü günlerde olması, sıkıntılarımızı daha da artırdı. Pisti zarar gören Hatay Havalimanı'nın uçuşa kapanması, yolların hasar görmesi, ilk günlerde haberleşmenin güçlükle yapılabilmesi, ilave sorunlar olarak karşımıza çıktı. Buna rağmen devlet ve millet olarak afetin ilk anından itibaren Hatay'a ve tüm deprem bölgesine ulaşmak için canla başla gayret ettik. Şehirdeki kamu görevlilerimizden çalışabilecek durumda olanlar, zaten hemen işlerinin başına koştular. Diğer yerlerden buraya ulaşmak için yola çıkan ekiplerimiz de epeyce bir mücadelenin ardından birer ikişer Hatay'a geldiler. Yıkılan bina sayısının fazla, arama kurtarma personeli sayısının sınırlı olması sebebiyle ekiplerimiz adeta vakitle yarışarak müdahaleleri yürüttü. AFAD'dan madencilerimize, belediyelerimizden sivil toplum kuruluşlarına kadar kendi personelimiz ve uluslararası ekiplerle dünyada eşi benzeri görülmemiş bir arama kurtarma sayısı olan 35 bin kişiye ulaştık. Bu ekiplerin yarısı Hatay'da da görev yaptı."
Erdoğan, diğer destek personelleriyle 271 bin görevlinin deprem bölgesinde çalıştığını, gönüllüler ve sivil toplum kuruluşları mensuplarıyla yaklaşık yarım milyon insanın, depremzedelerin yardımına koştuğunu söyledi.
"Depremde yıkılan her yerleşim yerini üçer beşer belediyemize adeta zimmetleyerek onların altyapılarını ve güçlerini burada değerlendirdik." diyen Erdoğan, ülkenin dört bir yanından ihtiyaç duyulan tüm araç, gereç ve cihazı bölgeye getirdiklerini ancak tüm çabalara rağmen ilk günlerde vaktinde yetişemedikleri yerlerin olduğunu ifade etti.
"Afet bölgesinin genişliğine ve yıkımın büyüklüğüne rağmen devletin ve milletin imkanlarının tamamının deprem bölgesi için seferber edildiğinden kimse şüphe etmesin." ifadelerini kullanan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Askerimizi, polisimizi, jandarmamızı, sağlıkçılarımızı, eğitimcilerimizi, ilgili tüm kurumlarımızın personelini, uçağından helikopterine ve gemisine kadar tüm araçlarımızı depremzedelerimiz için harekete geçirdik. Milletimiz, 85 milyon, buradaki kardeşleri için tek yürek oldu. Tüm bunları, deprem bölgesindeki 11 şehirde yaşayan 14 milyon insanımız gayet iyi biliyor. Vefat sayısının 48 bini bulduğu, yaralıların 115 bini aştığı, 50 bin binanın yıkıldığı böyle bir felaket karşısında Türkiye'den daha hızlı refleks verecek bir ülke yoktur. Bunu ülkemize gelen yabancıların bizzat kendileri söylüyor. Üstelik, yürütülen arama kurtarma ve yardım çalışmaları; ardı arkası kesilmeyen, bir kısmı da müstakil deprem büyüklüğünde olan sarsıntılar eşliğinde yapıldı. Fedakarca ve kahramanca yapılan bu çalışmalarda yer alan tüm kamu personelini, gönüllüleri, sivil toplum mensuplarını, uluslararası ekipleri, şahsım, milletim adına tebrik ediyorum. Çalışmaların düzene girmesiyle birlikte önce arama kurtarma faaliyetleri, ardından enkaz kaldırma çalışmaları hızlandı. Bu arada kalıcı barınma merkezleri ile acil gıda ve giyim ihtiyaçlarının temini için gereken mekanizmalar kuruldu ve işler hale getirildi."
Erdoğan, milletin, ülkenin dört bir yanından adeta yağdırdığı yardım malzemelerinin, belirli bir düzen içinde depremzedelere ulaştırılmaya başlandığını dile getirdi.
Çadırlardan yurtlara, okullardan otellere, diğer bölgelere gideceklere sağlanan kolaylıklardan konteyner kentlere kadar eldeki her imkanın değerlendirildiğini anlatan Erdoğan, artçı sarsıntıların sürmesinin ister istemez evleri sağlam veya az hasarlı vatandaşları da huzursuz ettiği için bölge dışına gidiş yaşandığını aktardı.
Köyü olanların köyüne, diğer yerlerde akrabası, eşi dostu olanların onların yanına, talep edenlerin devletin sağladığı barınma merkezlerine giderek deprem fırtınasının dinmesini beklediğini hatırlatan Erdoğan, "Bu arada kalıcı konutların inşası için hemen kolları sıvadık. Yer tespiti yapılan, zemin ve etüt çalışmaları biten yerlerde süratle temelleri atıp işe başladık. Orta hasarlıların da dahil edilmesiyle yaklaşık 650 bin konut ihtiyacımızın olduğunu gördük. Acil ihtiyaç olan 244 bin konutun ve 75 bin köy evinin inşasını bir yıl içinde bitirecek bir planlamayla yolunuza devam ediyoruz." diye konuştu.
Erdoğan, Samandağ'da inşa edilecek konut sayısının 17 bin 331 olduğunu belirterek, herkesi tamamen sağlam, güvenli, huzurlu konutlara kavuşturana kadar inşa ve ihya faaliyetlerini sürdüreceklerini ifade etti.
Geçmişte bu konuda yaşanan zorlukların bir daha tekerrür etmemesi için gereken adımları da ilk fırsatta atacaklarını dile getiren Erdoğan, tüm bu çalışmalarda, depremde en çok yıkıma ve can kaybına uğrayan Hatay ve ilçelerinin, önceliklerin en başında yer alacağının altını çizdi.
Erdoğan, afetlerin; aynı zamanda milletlerin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini, dayanışmasını, kabiliyetini, dirayetini test ettiği sınamalar olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye, 6 Şubat depremlerinin sınamasından alnının akışla çıkmıştır. Her dönemde görülebilecek birkaç hadise, kötü ses, provokasyon girişimi dışında kalplerimizi de ellerimizi de birleştirerek yaşadığımız felaketin yaralarını sardık, yönümüzü tekrar ortak geleceğimize döndük.
Güçlü bir devletin kıvançta ve tasada ortaklaşabilen bir milletin önemi, böyle dönemlerde daha iyi anlaşılıyor. Bunun için ilk asrını geride bıraktığımız Türkiye Cumhuriyeti devletimizin bize sunduğu güven, huzur ve refah çatısına daha sıkı sahip çıkmalıyız. Yaşadığımız onca felakete ve saldırıya rağmen geleceğimize umutla bakmamız için sayısız sebebimiz var. Buna karşılık bizi farklılıklarımız üzerinden birbirimize düşürmek isteyenler de her zamankinden daha büyük bir hırsla üzerimize geliyor. Milletçe birlik ve kardeşliğimizden aldığımız güçle bu tuzakların hepsini de bozacak dirayete hamdolsun sahibiz.
Coğrafyamızda asırlarca oynanan oyunları artık çöpe atma, kendi oyunumuzu yazma, yönetme ve sergileme vakti gelmiştir. Cumhuriyet'imizin yeni asrını, hayallerimizin peşinde giderek, vizyonumuzu inşa ederek, programlarımızı uygulayarak Türkiye Yüzyılı haline getirmekte kararlıyız."
Gelecek nesillere bırakılacak en büyük mirasın bu olacağını vurgulayan Erdoğan, "Küresel krizleri fırsata dönüştürme yolunda atılan adımlardan en küçük bir tavsamaya izin vermeden, inşallah bu mücadeleyi sizlerle birlikte zafere ulaştıracağız." temennisinde bulundu.
Erdoğan, Türkiye'nin büyümesinin, güçlenmesinin, kalkınmasının, zenginleşmesinin, kendi vatandaşlarıyla birlikte bölgesindeki herkesin de yararına olduğunun altını çizdi.
Bir vatandaşın, kendisinden Karaçay Barajı'nın tamamlanmasına ilişkin talebi olduğunu belirten Erdoğan, "Karaçay Barajı ile ilgili gerekli talimatı da döner dönmez, özellikle de Devlet Su İşlerinden sorumlu bakanıma, Vahit Bey'e tekrar vereceğim. İnşallah, sonu hayır olur." açıklamasında bulundu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Kahramanmaraş merkezli depremlerde ülkenin büyük felaketle karşı karşıya kaldığını belirterek, "Böyle bir dönem içerisinde devletimiz güçlüdür. Ülkemizin yönetimi Sayın Cumhurbaşkanı'mız ve değerli kadro arkadaşlarıyla çok büyük bir gayret içerisinde her türlü yarayı, her türlü felaketi, her türlü olmazı ortadan kaldırmak için gece gündüz gayret göstermektedirler." dedi.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin bütün unsurlarıyla depremin felaketinin aşılmasında üstün gayret gösterdiğini vurgulayan Bahçeli, "Bu acı büyüktür. Değerli Samandağlılar bunu görmemezlikten gelemeyiz, bunu hafife alamayız, sorunların çözümünde gecikme içerisinde olamayız." diye konuştu.
Bahçeli, birlik ve beraberliğin korunması, kardeşliğin pekişmesi ve dayanışma ruhunun artmasının önemine işaret ederek, "Milletçe bu ülkenin insanları olarak, bu yaranın kapanmasında yönetimin yanında bulunma arzusu inşallah çok kısa süre içerisinde ülkeyi mutlu, devletimizi güçlü, birlik ve beraberliğimizi de pekişmiş olarak ortaya koyacaktır." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, merkez Defne ilçesinde kurulan konteyner sahra hastanesinde incelemelerde bulundu. Sahra hastanesinde tedavi gören yaralıları ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra açıklamalarda bulundu.
Dünyada bu kadar geniş bir alanda bu kadar yıkıma yol açan deprem sayısının pek az olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye, coğrafyasının eşsiz güzellikleri ve cömert imkanları yanında bu tür mihnetlerini de yüklenmek zorunda olan bir ülkedir. Ülkemizi afetlere hazırlamak içim yürüttüğümüz çalışmalar geçmişteki ihmallerin ve eksiklerin yol açtığı sıkıntılar sebebiyle maalesef arzu ettiğimiz hızda ilerleyemiyor. İnşallah millet ve devlet olarak 6 Şubat depremlerinden çıkardığımız dersler ışığında bu hazırlıkları daha süratli ve etkin şekilde yürüteceğiz. Hatay bu deprem afetinden en çok yıkımı yaşadığımız, en çok can kaybına uğradığımız yerdir. Tarih boyunca insanlığın en gözde yerleşim yerlerinden biri olan Defnemiz de bu afette büyük yara aldı. Kahramanmaraş merkezli afetlerden yaklaşık 2 hafta sonra 20 Şubat’ta Defne merkezli yaşanan 6.5 büyüklüğündeki deprem, ilçemizdeki yıkımı daha da artırdı. Depremin ilk günlerindeki kötü hava şartları, hasar gören altyapı, kapanan yollar ve diğer sebeplerle çalışmalar çok büyük zorlukla yürütülebildi. Önümüze çıkan engelleri azim ve kararlılıkla aşarak, birkaç gün içerisinde Hatay’da arama kurtarmadan, yardım çalışmalarına kadar tüm faaliyetleri düzene koyduk. Biz de depremin 3’üncü günü Hatay’a ilk ziyareti yaparak durumu yerinde gördük ve gereken talimatları verdik. Bugün 3’üncü defa Hatay’ı ziyaret ederek yürütülen çalışmaları adım adım takip ediyoruz ve Cumhur İttifakı olarak Devlet Bahçeli ile birlikte tekrar buradayız. İnşallah bundan sonra da hem kalbimizle hem gözümüzle hem ziyaretlerimizle Hatay’ın yanında yer almayı sürdüreceğiz” dedi.
Artık enkazları kaldırma ve yeni binaları inşa etme safhasına gelindiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Yıkılan her binayı yeniden yaparak tek bir vatandaşımızı mağdur etmeyecek şekilde bu süreci tamamlayacağız. Allah’ın izniyle 1 yıl içerisinde Hatay’ı ve ilçelerini ayağa kaldırmayı planlıyoruz. Kalıcı konutları yapmaya başlarken gezici ve geçici barınma sorunlarını da ihmal etmiyoruz. İlk etapta çadırlarla bu sıkıntıyı çözme yoluna gittik. Şimdi konteyner kentler kuruyoruz. Ziyaret ettiğimiz sahra hastanemiz de konteyner sistemiyle yapılmıştır. İnşallah kısa bir süre içerisinde sadece Hatay’da 30 bin konteyneri hizmete alacağız. Kardeş ülke Katar’ın hibe ettiği 10 bin konteynerin de büyük bölümünü Hatay’a kuracağız. Bunlardan bir kısmı Antakya’da faaliyete geçti. Amacımız insanlarımıza kalıcı konutları yapılana kadar nispeten daha insani şartlarda barınma imkanı sunmaktır. Şehirlerimizin yeniden inşası ve ihyası için kolları hemen sıvadık. 1 yıl içerisinde konut ve köy evi olarak 319 bin haneyi inşa ederek insanlarımızın içine taşınmasını sağlayacağız. Sadece Defne’de yapacağımız konut sayısı 26 bin 261’dir. Mevcut tespitlere göre deprem bölgesinde toplamda 650 bin konut inşa etmemiz gerekiyor. Allah’ın izniyle bunların hepsini de inşa ve ihya faaliyetlerini yaparak bu büyük afetin şehirlerimizdeki izlerini tümüyle sileceğiz. Kaybettiğimiz insanlarımızı geri getiremeyiz ama yıkılan her şeyi daha iyisiyle daha güvenlisiyle daha gelişmişiyle yerine koymamız mümkündür. İktidarımız bunu yapmaya muktedirdir. Bugüne kadar birçok depremde biz bunları ispatladık. Bunu Van’da aynen ispatladık, Elazığ, Malatya, Bingöl, buralarda ispatladık. Hatta İzmir’de olan depremde ispatladık. Birçok sel afetinde Antalya, Manavgat, Muğla oralardaki sel afetlerinde yine bunları ispatlamış bir iktidarız. Bunlardan yılmıyoruz ve bunu da yine aynı şekilde inşallah 1 yıl içerisinde başaracağız. 1 yıl içinde kalıcı konutlarınıza geçmenin sevincini de burada yine beraber yaşayacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, fitne ve fesat peşinde olanlara kulak asılmamasını isteyerek şunları söyledi:
"Birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize halel getirerek bizi deprem yaralarını sarma çabalarımızdan uzaklaştırmak isteyenlere fırsat vermeyin. Unutmayınız her şey gelir geçer, geride sadece sizlerin ve evlatlarınızın geleceğinin teminatı olan hayatınız, eviniz, işiniz, huzurunuz kalır. İskenderun’da biliyorsunuz, oralarda da kruvazör gemisi getirmek suretiyle vatandaşlarımızı oralarda insani bir şekilde şu anda iskan sahibi yaptık. Onun yanında enerji üretimi yapan 2 ayrı gemiyi yine o bölgeye çektik ve orada sadece kamara sistemi değil aynı zamanda eğitim-öğretimi de yapmak suretiyle onu da hizmete aldık. Bütün mesele bir an önce vatandaşlarımızı şu endişelerinden kurtaralım ve buralarda onları en güzel şekilde yemesi, içmesi, yatması, kalkması her şeyiyle burada onlara da o imkanı da sağlamış olduk ve şu anda bu süreci de devam ettiriyoruz. İşte bunun için çalışıyor, mücadele ediyoruz.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, merkez Antakya ilçesinde inşa edilen Katar Türkiye Kardeşlik Konteyner Kenti’nde incelemelerde bulundu. Konteynerde kalan depremzedeleri ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bahçeli, sorunlarını dinledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra açıklamalarda bulundu.
Antakya’da yıkılan ve ağır hasar alan binaların görüntüsü nedeniyle, gençlik yıllarından beri onlarca kez geldiği kenti tanımakta zorlandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Depremin ağır kış şartlarının hüküm sürdüğü günlerde meydana gelmesi işleri daha da zorlaştırdı. Buna rağmen, devlet ve millet el ele vererek bakanlıklarımızla, belediyelerimizle, sivil toplum kuruluşlarımızla, gönüllülerimizle, depremzedelerimizin imdadına koştuk. Evet o sabahtan itibaren askerimiz buradaydı, jandarmamız buradaydı, polisimiz, gönüllülerimiz buradaydı, hep birlikte el ele verdiler, dayanışmayla sivil arama kurtarma ekipleriyle mücadeleyi sonuna kadar sürdürdüler. Şartların en güç olduğu yer olan Hatay’a ulaşmak için gerçekten büyük mücadele verildi. Tabi bu tür afetlerde trafik, bütün bunların hakikaten yollar açılarak yoluna konulması öyle zannedildiği gibi kolay değildi. Biz bunları Van’da, Bingöl’de yaşadık, ülkemizin diğer yerlerindeki afetlerde yaşadık ama bunları yaşamayanlar sadece fitne, fesat, buna benzer şeyleri uydurarak tüm vatandaşların, milletin hafıza kayıtlarına girmeye çalışıyorlar. Hamdolsun kısa sürede zorlukları aşarak arama kurtarmadan gıda ve giyim yardımına, acil barınma ihtiyacının giderilmesinden kalıcı konutlara kadar tüm çalışmaları yoluna koyduk” dedi.
Geçici barınma alanlarının inşasına yönelik konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti:
"Evleri yıkılan, hasar gören veya sarsıntılar sebebiyle evlerine giremeyen insanlarımızı dışarıda bırakamazdık. İlk etapta çadırla işe başladık. Tabi geçmişten bugüne şöyle masaya yatırdığımızda çadırda bile kalite neydi, bugün çadırda geldiğimiz kalite ne? Bunu bile yeterli görmüyoruz. İnşallah çadırlarda da bundan sonra çok daha farklı adımlar atacağız. Örneğin şu an burada değerlendirdiğimiz NATO’nun göndermiş olduğu çadırlar var. Aynı şekilde İsviçre’nin gönderdiği çadırlar var ve bütün bu çadırların kaliteleri çok çok farklı. Şimdi aynısını, çok daha kalitelisini inşallah yapacağız. Konteynerlerde de şu anda bakın ülkemizde üretilen konteynerler var, aynı şekilde Katar’ın Dünya Kupası’nda kullandığı ve o zaman yaptırdığı konteynerler var. Şu anda bu konteynerleri biz ülkemizde kullanıyoruz. Sağ olsunlar gördük, memnun kaldık. 10 bin konteyner sözü verdiler ve bunlar peyderpey geliyor. Bini geldi, 4 bin yolda ve 1 ay içerisinde de 10 bine tamamlanacak. Bunlarla da tabi vatandaşlarımız geçici konutlarda, geçici iskanda çok daha konforlu bir süreci yaşama fırsatını bulacaklar. Konteyner kentler elektriğiyle, suyuyla, kanalizasyonuyla, yoluyla, hizmet birimleriyle adeta birer şehir altyapısı üzerine inşa ediliyor. Bin konteynerlik bir yer demek, 5 bin nüfuslu bir ilçe kurmak demektir. 2 ay içerisinde 100 bin konteyneri faaliyete geçirdiğimizde 500 bin nüfuslu bir şehrin altyapısını da inşa etmiş olacağız. Böylesine büyük bir işin böylesine kısa bir sürede tamamlanabilmesi, dünyada benzeri olmayan bir başarıdır.”
Depremin ilk anından beri Türkiye’nin yanında olan dünya ülkelerinin dostluğundan memnuniyet duyduklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:
"Katar her zaman olduğu gibi depremde de alicenaplığını göstererek hem ciddi bir maddi yardımda bulundu hem de 10 bin konteyner gönderme sözü verdi. Geçtiğimiz aylarda Katar’da düzenlenen Dünya Kupası için hazırlanan yüksek standartlı konteynerler, gemilerle ülkemize geliyor. Bugün burada ilk 3 geminin ülkemize getirdiği 715 konteynerle kurduğumuz ilk geçici barınma merkezindeyiz. Sevkiyatlar ulaştıkça böyle onlarca konteyner şehir kurarak Hataylı kardeşlerimizin hizmetine vereceğiz. Bu arada kalıcı konutların inşasına da başladık inşallah 1 yıl içerisinde 244 bin konutun ve 75 bin köy evinin inşasını tamamlayarak acil ihtiyacı gideceğiz. Geçmişte yaşanan depremlerde, yangınlarda, sellerde nasıl verdiğimiz sözleri tutup insanları kısa sürede evlerine kavuşturduysak inşallah bunda da aynısını yapacağız. Sizlerden 1 yıl sabretmenizi istiyorum. Bize 1 sene müsaade etmenizi istiyorum. Evi yıkılan veya kullanılamaz hale gelen hiçbir vatandaşımızın mağduriyetine meydan vermeden herkesi sağlam, güvenli, huzurlu yuvalarına kavuşturacağız. Az önce sahra hastanemizi ziyaret ettik ve sahra hastanemizin de konforu, her şeyi bizleri ayrıca mutlu etti. Şehirlerimizin yeniden inşası ve ihyasını yaparken sadece barınma değil, ticaretten eğitime ve sağlığa kadar her konuda hizmetlerin kesintisiz sürmesini temin edecek altyapıyı da kuruyoruz. Bu inşa ve ihya faaliyetlerini coğrafyamızın tarihi ve kültürel değerlerini koruyarak yürütecek bir planlama içindeyiz. İnşallah 1 yıl sonra Antakya’da sizlerle kalıcı konutların tesliminde buluştuğumuzda bu sözlerin hepsinin de hayata geçtiğini beraberce göreceğiz.”