Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın tarafından Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan dava dilekçesinde, Kılıçdaroğlu'nun 26 Kasım'da partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamalarına yer verildi.
Dilekçede, Kılıçdaroğlu'nun "Kendi silah fabrikasını yabancı bir orduya peşkeş çekenlere dünyanın her tarafında vatan haini denir, aynen söylüyorum. Cesaret edip dava bile açamıyor. Demiş ki 'Efendim Kılıçdaroğlu hakkında tazminat davaları açtım, hepsini kazandım.' Ben senin nasıl kazandığını bilmez miyim? Man Adası'nı da ben kazandım, ne diyeceksin şimdi? Demek ki götürdüğün paralar doğru." ifadelerini kullandığı aktarıldı.
Türkiye'nin ekonomik, siyasi ve askeri alanda güçlenmesine katkı sağlamak için yasal sınırlar içerisinde yapılan bir faaliyetin "vatana ihanet" ve "peşkeş çekmek" şeklinde nitelendirilmesinin gerçek dışı olduğu belirtilen dilekçede, söz konusu ifadelerin hakaret kastıyla söylendiği ifade edildi.
Dilekçede, "Vatan hainiliği, hukuki düzenlemelerin ötesinde milletimizin idrakinde suçların en büyüğüdür. Bu kapsamda, bir cumhurbaşkanının kişilik haklarını zedeleyebilecek ithamların en ağırı olduğundan kuşku bulunmamaktadır. Vatanseverliği, millete ve devlete hizmetleri taraflı ve tarafsız vicdan sahibi herkes tarafından takdir edilen Cumhurbaşkanımızı, vatana ihanetle itham etmek, kişilik haklarına ağır bir saldırının ötesinde açık bir kışkırtma ve provokasyondur." açıklamasına yer verildi.
Kılıçdaroğlu'nun daha önce yerel mahkeme tarafından tazminat ödenmeye mahkum edildiği Man Adası davasında kazanan tarafın kendisi olduğuna ilişkin ifadelerine de değinilen dilekçede, "Davalının 'Kazandım' şeklinde kamuoyuna duyurduğu yargılamaların tamamı yerel mahkeme aşamasında Cumhurbaşkanımızın lehine sonuçlanmış olup bir kısım dosyalara ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi yalnızca usule ilişkin sebeplerle bozma kararı vermiştir." denildi.
Dilekçede, Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının düşünce ve ifade hürriyeti çerçevesinde değerlendirlemeyeceğine dikkat çekilerek, "Olayın tarafları ve konuşmanın çerçevesi politik alanda kalsa bile davalanın açıklamalarının kabul edilebilir sınırları aşması nedeniyle siyasi bir tartışma içindeki bir görüş olarak da değerlendirilemeyecektir. Söz konusu ifadeler, manevi tazminatı gerektirmekte olup Cumhurbaşkanımıza yönelik uzun süredir ısrarla devam eden bu yakışıksız üslubu dikkate alınarak davalı aleyhine caydırıcı bir tazminata hükmedilmesi gerekmektedir." değerlendirmesi yapıldı.
Manevi tazminat talebinin yasal koşullarının oluştuğu değerlendirilen dilekçede, Kılıçdaroğlu'ndan TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesiyle 250 bin lira manevi tazminat talep edildi.
(AA / İHA)