HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan: Türkiye bir Avrupa ülkesidir

İçerik devam ediyor
İçerik devam ediyor

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Beştepe'deki muhtarlar toplantısında konuştu

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye'ye yönelik olarak düzenlediği 'Fırat Kalkanı' harekâtının hedefinin bir ülke veya kişi olmadığını ifade etti. "Sözlerimi kimse başka yerlere çekmesin" diyen Erdoğan, "Batı ülkeleri bize askeri malzeme satmayacaklarını açıklıyor. Kötü komşu insanı hacet sahibi yapar. Bunlar zavallı ya. Siz bizim Çanakkale destanını okudunuz mu?" diye konuştu.

Türkiye'nin bir Avrupa ülkesi olduğunun altını çizen Erdoğan, "Ülkemize olan anlamsız husumetini bir kenara bırakırsa hemen yarın AB’ye tam üye olmaya hazırız. Eyvallah. AB ülkemize söz verdiği ama kısıtlı olarak tutmadığı serbest dolaşımı, 6 milyar Euro'yu verdiğinde biz de adım atacağız" ifadesini kullandı.

Erdoğan ayrıca, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun söylemleriyle vatandaşlara hakaret ettiğini savunarak "Bir parti lideri çıkmış, gazilere, şehit yakınlarına, esnafa, velhasıl millete verip veriştiriyor. Neymiş, millet destek vermiyormuş. Bugüne kadar milletin hayrına tek bir icraatı olmayanlara milletimiz niye destek versin?" dedi.

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Milletimiz herhangi bir hususta bize istikamet gösteriyorsa o yolda yürürüz. Geçtiğimiz günlerde bir parti lideri gazilere, esnafa, millete verip veriştiriyor. Neymiş millet kendilerine destek vermiyormuş. Bugüne kadar milletin hayrına bir icraatları olmayana millet neden destek versin. Hem millete hakaret edeceksin hem destek bekleyeceksin. Bu pek de sağlıklı bir ruh hali değildir.

Seçime girmeden iktidara gelmenin yollarını arayacak duruma geldiler. Kardeşlerim seçim demek millete gitmek demektir. Artık bunlar bizim muhatabımız değil. Bizim muhatabımız milletimizdir.

Türkiye'yi doğulu ya da batılı olarak tanımlarsanız doğru ama eksik tanımlamış olursunuz. AB kendi değerleriyle çelişme pahasına ülkemizi istediği kadar dışlamaya çalışsın Türkiye aynı zamanda bir Avrupa ülkesidir. 650 yılı aşkın süredir Avrupa'da devletimizle, kültürümüzle, medeniyetimizle varız, var olmaya devam edeceğiz. Avrupa genelinde 5 milyon vatandaşımız yaşıyor.

Bizi Avrupa'dan dışlamaya ne Avrupa Birliği kurumlarının ne de ırkçılık hastalığının pençesine düşme tehlikesiyle karşı karşıya olan Avrupa devletlerinin gücü yetmez. Biz Avrupa'da misafir değil, ev sahibiyiz. AB ve bazı Avrupa ülkeleriyle son dönemde yaşadığımız sıkıntılar, güncel siyasi çatışmalardır.

"NE KADAR EKMEK O KADAR KÖFTE"

Şayet ülkemize karşı olan anlamsız husumetini, çifte standardını bir kenara bırakırsa, hemen yarın Avrupa Birliği'ne tam üye olmaya hazırız. Avrupa Birliği, ülkemize söz verdiği ama kasıtlı olarak tutmadığı vize serbestisi, mülteciler için toplamda 6 milyar avro yardım, fasılların açılması gibi adımları attığında, biz de elbette iyi niyetimizi göstereceğiz. Ama artık tek taraflı adım atma dönemi bitti. Hani bizde bir söz var ya; ne kadar ekmek o kadar köfte.

"VERDİĞİMİZ SÖZLERİN ARKASINDA DURURUZ"

Biz Avrupa'ya bunu söylüyoruz. Bize ne verirseniz o kadarını alırsınız. Bizim Avrupa'nın peşinde koşacak takatımız kalmadı. Üzerimizde yarım asırdır süren oyalamacanın yorgunluğu var, çok oyalandık, 53 yıl... Kendi değerleriyle, ilkeleriyle çelişme pahasına Türkiye'ye tavır alan bir kurumun kimseye güven vermesi mümkün değildir. Bugün Türkiye'ye uygulanan çifte standarda, yarın üye devletlerden herhangi birinin de maruz kalmayacağını kim garanti edebilir Onun için Avrupa Birliği meselesinde kararı üye ülkelere ve birlik kurumlarına bırakıyoruz. Şayet Avrupa, kendi üzerine düşenleri yaparsa, biz bugüne kadar verdiğimiz her sözün arkasında dururuz. Aksi takdirde kendileri bilirler.

Batı'yla olan ilişkilerimizi Doğu'ya, Doğu ile olan ilişkilerimizi Batı'ya alternatif görmüyoruz. Tam tersine bu konumumuzu, kendimiz ve dostlarımız açısından birbirini tamamlayan, birbirini bütünleyen ilişkilerin teminatı olarak kabul ediyoruz. Aynı durum Karadeniz ve Akdeniz bölgeleri için de geçerlidir. Her iki denizin dört bir tarafındaki ülkeler, 'kapı bir' değilse de 'denizimiz bir' komşumuzdur.

Halep'e düşen bombalar sebebiyle gözyaşı döken her çocuk, evladına sarılan her anne baba bizim kardeşimizdir. Musul'da, Telafer'de ve diğer şehirlerde, bir yandan DEAŞ'ın, diğer yandan zalimlikte onları aratmayan mezhepçi milislerin zulmü altında inleyen her insan bizim kardeşimizdir. Her kim ki bize 'Buralara karışma' derse bilsin ki aslında 'Kalbinizden bir parçayı söküp atın' diyordur. Biz bunu yapamayız. Geçmişte Afganistan'daki, Balkanlar'daki, Karabağ'daki, Kırım'daki, Kıbrıs'taki zulümlere nasıl karşı çıktıysak, şimdi de Irak'taki, Suriye'deki, diğer bölge ülkelerindeki baskılara aynı şekilde rıza göstermeyeceğiz. Bu duruş, bize tarihin mirasıdır."

"BU ÜLKELERİN HEPSİ SUÇ ORTAĞI"

15 Temmuz, hem bir darbe girişimi hem de işgal ve terör saldırısıydı. Bu ihanetin başını çeken örgütün (FETÖ) asker, polisinden öğretmenine, iş adamından akademisyenine kadar üst düzey yöneticilerinin çoğu yurt dışına kaçtı. Niye kaçtınız Dürüstseniz, samimiyseniz niye kaçtınız Demek ki suçlular. Suçlarını bildikleri için kaçtılar. Bu kişilerin sığındıkları ülkelere ve oralarda gördükleri hüsnü kabule baktığımızda, asıl niyetin ne olduğunu çok daha iyi anlıyoruz. Bu insanları, eğer bu ülkeler bağırlarına basıyorlarsa kusura bakmasınlar, hepsi de suç ortağıdır. Bunu da böyle ilan ediyorum. 'Verin' diyeceğiz, vermeyeceksiniz. Bu ne demektir Hukukta buna yardım yataklık denir. Bunlara, bu ülkeler yardım yataklık yapıyor.

"FIRAT KALKANI'NIN AMACI HERHANGİ BİR ÜLKE DEĞİL"

Fırat Kalkanı operasyonun hedefi herhangi bir ülke veya kişi değil terör örgütleridir. Türkiye tek başına da kalsa terör örgütleriyle mücadelesini sürdürecektir. Bu mücadelede Batı ülkelerinden destek görmek bir yana tam tersine çok ciddi engellerle, engellemelerle karşılaşıyoruz. Avrupa'daki birtakım firmalar, ülkemize askeri malzeme satmayacaklarını açıklıyorlar. 'Kötü komşu, insanı hacet sahibi yapar' derler.

"BU OLAY 40 YILLIK BİR OLAYDIR"

FETÖ ve PKK ile mücadelede kamuda STK içerisinde medyada ciddi bir temizlik yürütülüyor. Hepsi belirlenip ihraç ediliyor. Darbe komisyonunda gelip birileri bir şeyler söylüyor. Bu olay 40 yıllık bir olaydır. TSK'nın içerisine girenler son 14 yıl içerisinde girmediler. 14 yılda general seviyesine nasıl geliyor? Bu iktidara fatura mı kesmeye çalışıyorsunuz? Bu faturanın baş hamili kendileri. BU FETÖ mensuplarını sizler yetiştirdiniz. Bunları görmezden geldiniz. Bu oyunun içerisinde sizler de oldunuz. Şimdi başkalarına fatura kesmeye çalışıyorsunuz. Biz askeri liseleri kaldırıp tüm askeri liselerden Milli Savunma Lisesi'ne girecek dedik. Bütün liselerden Anadolu çocukları gelecek ve girebilecek. Adil devlet budur. O zaman burası nasıl güçlü olacak göreceksiniz, o zaman FETÖ buraya giremeyecek. Rahatılıkla herkes gelecek ve burada okuyacak ve ordumuzun safları çok daha güçlü hale gelecek. Soruşturmaya maruz kalan herkesle ilgili işlemler hukuki incelemeler sonrası yapılmıştır."

En Çok Aranan Haberler