Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yatırımcılara ve işadamlarına ortaklıklar yapın çağrısında bulunarak, "Bizler sizlere açık çekler vermiş vaziyetteyiz. Bunları doldurmak sizlere düşüyor" dedi.
Türk-Bulgar İş Forumu, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun ev sahipliğinde yapıldı. Foruma katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, huzurun, istikrarın ve güvenin olduğu bölgelerde ekonomik kalkınmanın, refahın ve bunun paylaşımının otomatik olarak geleceğini belirterek, bölgede güveni ve istikrarı başaranların bunun meyvesini aldığını söyledi.
Dün yapılan toplantılarda 10 milyar dolarlık dış ticaret hacminin gündeme geldiğini işaret eden Gül, şöyle devam etti: "Ekonomik işbirliği dediğimizde sadece ticaret değil gündemde olan. Ticaretin ötesinde çok daha geniş düşünmemiz gerekiyor. Ne kadar birbirimizi entegre edersek ne kadar çok ortaklıklar kurarsak o kadar çok birbirimizin hakkını, hukukunu gıyabımızda korumaya çalışırız. Özellikle işadamlarına ve yatırımcılara çağrıda bulunuyorum. Mümkün olduğu kadar ortaklıklar yapın. Ortaklıklar yapın ki bir iş yapılırken kazan-kazan durumu ortaya çıksın. Bunu istismar etmek isteyenlere fırsat vermeyelim. Ortaklıkları başka alanlara ve üçüncü ülkelere taşıyabiliyorsanız bundan mutluluk duyarız."
"İKİ ÜLKENİN HÜKÜMETLERİ YATIRIM ALTYAPISINI TAMAMLADI"
İki ülkenin hükümetlerinin öncelikle siyasi alt yapıyı sonra hukuki altyapıyı tamamladığını kaydeden Gül, daha yapılması gereken konuların da gözden geçirildiğini söyledi. Çok iş yapılınca problemlerin, engellerin, halledilmesi gereken konuların ortaya çıkacağını ifade eden Gül, yeni konuların çıkmasının doğal olduğunu, önemli olanın çözümlerin üretilmesi olduğunu kaydetti. Gül, "Bizim görevimiz sizleri teşvik etmektir. Ne kadar çok iş yaparsanız ne kadar çok bir araya gelirseniz bizlerde sizin arkanızda olacağız. Bizler sizlere açık çekler vermiş vaziyetteyiz. Bunları doldurmak sizlere düşüyor" dedi.
"DIŞ TİCARET HACMİ DİNAMİK OLARAK GELİŞİYOR"
Bulgaristan Cumhurbaşkanı Georgi Parvanov, Türkiye ile Bulgaristan'ın yaklaşık 5 milyar dolarlık dış ticaret hacmine sahip olduğunu ifade ederek, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin çok dinamik bir şekilde geliştiğini söyledi. Türkiye ile Bulgaristan arasında çok aktif ve verimli siyasi diyalog olduğunu dile getiren Parvanov, iki ülke arasında her kesimin birbiriyle görüştüğünü ancak ulaşılan ekonomik seviyeden tatmin olunmaması gerektiğini kaydetti.
Yatırımlar konusunda karşılıklı düşük bir seviyeye ulaşıldığına işaret eden Parvanov, "Bulgaristan gibi yatırımları teşvik edici, düşük vergiler sunan başka bir Avrupa ülkesi yok. Olumlu yönde yatırımlar sürecini de teşvik etmeliyiz. Görüşmelerimiz bizi yatırımcıları teşvik etmemiz düşüncesine götürüyor. Karma şirketlerin oluşturulması ve birlikte üçüncü piyasa yollarını aramaya yönlendiriyor" dedi.
"BAZI ÇEVRELER GERGİNLİĞİN DEVAM ETMESİNİ İSTİYOR"
Görüşmelerde enerji alanına da vurgu yaptıklarının altını çizen Parvanov, şimdi ve gelecek yıllarda önceliklerinin enerji olacağını söyledi. Vize rejiminin Avrupa genel vize politikası kapsamında hafifletilmesi için bir şeylerin yapılması gerektiğinin altını çizen Parvanov, ayrıca sınır kapısı rejimlerinde de değişiklik yapılması gerektiğini vurguladı. Türkiye ile Bulgaristan'ın ilişkilerinin her zaman dostane olmadığını, arada gerginliklerin de olduğu kaydetti. Parvanov, "Bazı çevreler bu gerginliğin devam etmesini istiyor. Ancak bir çağrıda bulunmak istiyorum. Yorumcular ve gözlemciler bir mukayese yapsınlar. Gerginlik yaşadığımız herhangi bir dönemi günümüzdeki dönemle karşılaştırsınlar. Bugün yaşadığımız dönem Bulgaristan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin en iyi dönemini yaşıyor. Bu politikanın başka bir alternatifi yoktur" diye konuştu.
"KÜRESELLEŞMİŞ DÜNYANIN İLK KRİZİNİ YAŞIYORUZ"
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin her zaman Bulgaristan'ın özel sektörü için en fazla fırsat barındıran ülke olacağının altını çizerek, şöyle devam etti:
"Bugün, 1929 dünya ekonomik buhranından sonra en büyük küresel mali kriz ile karşı karşıyayız. Küreselleşmiş dünyanın ilk krizini yaşıyoruz. Haritası çıkarılmamış topraklardan geçiyoruz. Bu açıdan, küresel karar alma işleyişine reel sektörün görüşlerini aktaracak bir yapılanmaya ihtiyaç var.. Küresel krize karşı etkin mücadele için daha katılımcı ve daha demokratik bir yönetim yapısı şart."(ANKA)