HABER

Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın: (2) - "Umarız Amerika, S-400 meselesini bahane ederek ikili ilişkilere kalıcı zarar verecek tutumdan bir an önce vazgeçer" - "(Shanahan'ın mektubu) Cevap hazırlanırken mektubun muhtevasına, üslubuna ve perspektifine uygun bir cevabın verileceğinden de hiç kimsenin endişesi olmasın" - "Bu mektubun tabii neredeyse gönderildiği zamanla eş zamanlı olarak sızdırılmış olması da bir ciddiyetsizliktir" - "Biraz önce Sayın Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Sayın Bolton ile bir görüşme yaptım, bu konuları da ele aldık" - "Türkiye'nin hakkı olan F-35'ler ülkemize mutlaka gelecektir. Ama bunu geciktirmek, çeşitli bahanelerle bunu başka alanlara çekmeye çalışmak sadece bu sürece zarar verir, ikili ilişkilere zarar verir" - "F-35 programından Türkiye'nin haksız bir şekilde çıkarılmaya çalışılması adım adım, pilotlarımızın eğitiminin askıya alınması, başka yaptırımların gündeme gelmesi, bu konuda Pentagon'un aslında hiçbir hukuki zemin olmadan resen bir takım inisiyatiflere yönelmiş olması aslında ittifak ruhuna aykırıdır. Türkiye'nin egemenlik haklarına da bir saygısızlıktır"

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Umarız Amerika, S-400 meselesini bahane ederek ikili ilişkilere kalıcı zarar verecek tutumdan bir an önce vazgeçer." dedi.

Kalın, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

ABD Savunma Bakanı Vekili Patrick Shanahan'ın, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'a gönderdiği mektup ve Türkiye'nin bu mektuba cevap verme konusunda geç kaldığı iddialarına yönelik soru üzerine Kalın, "Sayın Savunma Bakanımıza gönderilen bu mektup, sadece üslubu değil, muhtevası itibariyle de müttefiklik ruhuna aykırıdır, ikili ilişkilerin nezaketine de aykırıdır. Türkiye Cumhuriyeti gibi egemen ve bağımsız bir ülkenin durduğu yere de tamamen karşı bir yaklaşımdır. Bu mektubun tabii neredeyse gönderildiği zamanla eş zamanlı olarak sızdırılmış olması da bir ciddiyetsizliktir." diye konuştu.

Bu tür yazışmaların devlet kurumları arasında yapıldığını ve belli bir mahremiyeti olduğunu vurgulayan Kalın, "Bunlar öyle aynı gün bir kaç saat içerisinde veya ileriki zamanlarda kamuoyu ya da basın üzerinden baskı oluşturmak amacıyla sızdırılmaz. Bu devlet ciddiyetine yakışmaz." ifadesini kullandı. Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz, bu mektubu aldığımız zaman tabii ki değerlendirmelerimizi yaptık ve bununla ilgili de zaten ilk açıklamada 'bir cevap hazırlanıyor' denmişti, burada bir değişiklik yok. Bu arada tabii ilgili arkadaşlarımızın, Savunma Bakanımızın, benim, diğer arkadaşlarımızın, Dışişleri Bakanımızın görüşmeleri oldu, bundan sonra da olmaya devam edecek. Ben de biraz önce, buraya gelmeden önce Sayın Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Sayın Bolton ile bir telefon görüşmesi yaptım, bu konuları da ele aldık. Biz hiçbir zaman bu ilişkileri germekten, koparmaktan, vesayet altına birilerinin almaya çalışmasından yana olmadık. Tam tersine bu ilişkileri yönetirken karşılıklı çıkar ve saygı temelinde müttefiklik ruhuna uygun adımlar atmayı her zaman kendimize temel ilke ittihaz ettik. Buradan bir taviz ya da geri dönüş söz konusu değil. Dolayısıyla bu cevap hazırlanırken de mektubun muhtevasına, üslubuna, perspektifine uygun bir cevabın verileceğinden de hiç kimsenin bir endişesi olmasın. Ama müzakerelerimiz, görüşmelerimiz elbette devam edecek. F-35 programından Türkiye'nin haksız bir şekilde çıkarılmaya çalışılması adım adım, pilotlarımızın eğitiminin askıya alınması, başka yaptırımların gündeme gelmesi, bu konuda Pentagon'un aslında hiçbir hukuki zemin olmadan resen birtakım inisiyatiflere yönelmiş olması aslında ittifak ruhuna aykırıdır. Türkiye'nin egemenlik haklarına da bir saygısızlıktır. Bunları tabii ki her vesileyle her düzeyde görüşmeye devam edeceğiz. Bizler mevkidaşlarımızla konuşmaya devam edeceğiz, Sayın Cumhurbaşkanımız da zaten Japonya'da yapılacak G20 zirvesinde de Sayın Trump'la bu konuyu çok büyük ihtimalle 29 Haziran'da, ikili görüşmede ele alacaklar."

- "Haklarımızı tabii ki her platformda savunmaya devam edeceğiz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın G20 öncesinde bir telefon görüşmesi olup olmayacağı, ABD'nin F-35 konusunda aynı tutumu sergilemesi durumunda nasıl bir yol izleneceği yönündeki soruya Kalın, "Dün Sayın Cumhurbaşkanımız da konuşmalarında ifade ettiler. Bizlerin bu temaslarının neticesine bağlı olarak kendisinin belki ihtiyaç hasıl olursa bir telefon görüşmesi olabilir ama şu an itibariyle planlanan bir görüşme yok. Ama zaten biz yaklaşık 15-16 gün sonra Japonya'da bir ikili görüşme yapacağız." karşılığını verdi.

Türkiye'nin F-35 projesinin ortağı, üreticilerinden biri olduğunun altını çizen Kalın, Türkiye tarafından projeye bir milyar doların üzerinde fon katkısı yapıldığını anımsattı. Türkiye'nin üretimin, programların bir parçası olduğunu, pilotların, teknik elemanların bunların eğitimini aldığını anlatan Kalın, bunun uzun vadeli bir yatırım olduğunu ifade etti. Kalın, şunları söyledi:

"Umarız Amerikan yönetimi, özellikle Pentagon, bu S-400 meselesini bahane ederek burada ikili ilişkilere kalıcı zarar verecek tavır ve tutumlarından bir an önce vazgeçer. Çünkü orta uzun vadede bu sorun mutlaka aşılacaktır. Türkiye'nin hakkı olan F-35'ler ülkemize mutlaka gelecektir. Ama bunu geciktirmek, çeşitli bahanelerle bunu başka alanlara çekmeye çalışmak sadece bu sürece zarar verir, ikili ilişkilere zarar verir. Biz gene akılla basiretle metanetle bu sürecin takipçisi olacağız. Bu anlaşmadan kaynaklanan haklarımızı da tabii ki her platformda savunmaya devam edeceğiz. Umarız iş o noktaya gelmez ama geldiği zaman da Türkiye bu konuda üzerine düşeni yapmaktan asla geri durmayacaktır."

- "İttifakın doğal bir parçası"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşmesine ilişkin soru üzerine Kalın, Erdoğan'ın MHP Genel Başkanı Bahçeli ile dönem dönem görüşmeler yaptığını, Cumhur İttifakı bağlamında bu görüşmelerin son derece yararlı olduğunu ifade etti. Kalın, bugünkü görüşmeye ilişkin, şu bilgileri paylaştı:

"Görüşmelerinde hem seçim süreci ele alındı hem bölgede yaşanan diğer görüşmelerle ilgili fikir teatisinde bulundular. Bu görüşmeler, bundan sonra da devam edebilir. Bunu olağanüstü bir durum, kriz var gibi bir yaklaşımla ele almamak lazım. Bu artık ittifakın doğal bir parçası olarak bu görüşmeler yapılmaktadır."

Kalın, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün açıkladı, yeni bir strateji izleniyor 23 Haziran seçimleri için ama öncesinde sessiz kalması, 31 Mart'a oranla sahada miting yapmaması farklı yorumlara neden oldu, 'farklı bir strateji izleniyor' dendi, Bu yorumlar için ne dersiniz?" sorusu üzerine de seçim stratejisi ile ilgili olarak bu tür spekülasyonların yapıldığını ifade etti. İbrahim Kalın, şu değerlendirmede bulundu:

"Cumhurbaşkanımız her zaman sahada, fakat birtakım ilan edilmemiş adımları strateji diye tartışıp sonra 'bunlar yapılmıyor, demek ki stratejide değişiklik var' gibi sonuçlara gidiliyor. Mesela '39 ilçede miting yapılacaktı, neden yapılmıyor' gibi. Halbuki böyle bir strateji hiçbir zaman açıklanmadı. 'Bütün ilçelerde miting yapılacak Sayın Cumhurbaşkanımız bu mitinglere katılacak' diye bir strateji açıklanmadı. Bunlar, birtakım tahminler, spekülasyonlar. Bu kampanyanın en önemli stratejisi aslında Cumhurbaşkanının bütün siyasi hayatı boyunca benimsediği birebir, yüz yüze temaslara dayalı bir iletişim stratejisi. Yani insanımıza dokunan onları birebir dinleyen sorunlarını dikkate alan, not alan, onların çözümüne dönük projeler geliştiren bir yaklaşım. Bunun için de tabii ki Cumhur İttifakı'nın adayı Sayın Binali Yıldırım da sahada yoğun bir şekilde çalışıyor, diğer bakan arkadaşlarımız, İstanbul milletvekili de zaten bu strateji ile ilgili genel merkezden yapılan açıklamalar var. O çerçevede baktığınızda strateji gayet başarılı ve tutarlı biçimde uygulanmaya devam ediyor. Bununla ilgili tartışmaya konu olabilecek bir değişiklik zaten söz konusu değil."

Kalın, bir gazetecinin, "Tacikistan'ın başkenti Duşanbe'de önemli bir zirve yapılacak. Burada Sayın Cumhurbaşkanı'nın yapacağı ikili görüşmeler netleşti mi? Özellikle Rusya Devlet Başkanı Putin ve Hindistan Başbakanı Modi ile S-400 çerçevesinde bir görüşme olabilir mi?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"CICA Zirvesi marjında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir dizi ikili görüşmesi olacak, Tacikistan Cumhurbaşkanı, Özbekistan Cumhurbaşkanı ile olacak. Hindistan Başbakanı ile olması planlanıyor, Çin Devlet Başkanı ile olması planlanıyor. Ama şunu da söyleyeyim, tabii 2 Temmuz'da biz zaten Çin'e bir resmi ziyarette bulunacağız, yani Japonya G20 ziyaretinden sonra. Sayın Putin ile de G20'de daha uzun detaylı ikili bir görüşme zaten planlanıyor. Dolayısıyla biraz programın akışına göre Duşanbe'de bir görüşme olabilir, olmayabilir. Başka devlet başkanları ile de olabilir. İran Cumhurbaşkanı geliyor, Kazakistan var, Kırgızistan var diğer ülkeler var. Yani o akışa göre bu görüşmeler olabilir. Hindistan Başbakanı ile yapacağı görüşme de önemli tabii. Özellikle bu yıl içerisinde Hindistan Başbakanının bu yıl içerisinde Türkiye'ye bir ziyareti söz konusu olabilir. Bununla ilgili çalışmalar devam ediyor. Hindistan'la ilişkilerimizi her alanda ekonomik, siyasi, güvenlik, turizm, kültür seyahat, sinema, müzik ve diğer alanlarda geliştirmek için buna büyük önem atfediyoruz. Bu görüşme de mutlaka faydalı olacaktır. Bu karşılıklı ziyaretlerin artırılması anlamında da önemli bir sayfayı açacaktır diye düşünüyoruz. En son Cumhurbaşkanımızın 2017'nin Nisan ayının sonunda bir ziyareti olmuştu Hindistan'a. Şimdi bir iadeiziyaret için biz davetimizi zaten ilettik. Bununla ilgili çalışmalar da görüşmeler de devam ediyor. Dolayısıyla CICA Zirvesi bağlamında bu ikili görüşme trafiği büyük oranda gerçekleşecek ama bazı görüşmeler de oradaki akışa göre belirlenecektir."

- "Bir güvenlik zaafının oluşması söz konusu bile değil"

TBMM Genel Kurulu'nda görüşmeleri süren yeni askerlik sistemine ilişkin kanunun Pençe Harekatı devam ederken, Kıbrıs'ta Doğu Akdeniz'de bir gerilim yaşanırken bir güvenlik zafiyeti yaratabileceğine ilişkin muhalefetin görüşlerine ilişkin değerlendirme yapması istenen Kalın, muhalefetin getirdiği önerilerin demokratik kurallar çerçevesinde ve Meclis pratiği içinde mutlaka dikkate alınacağını, değerlendirileceğini ifade etti.

Milli Savunma Bakanlığının hazırladığı yeni askerlik yasasının bu tür zaafların ortaya çıkmasını önleyecek maddeleri ve umdeleri ihtiva ettiğini vurgulayan Kalın, o yüzden bu kanunun zaten çok hassas bir şekilde hazırlandığını, uzun süre üzerinde çalışıldığını, birçok aşamadan geçtiğini, istişareler yapıldığını anlattı.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin askeri kapasitesinin hem sayı hem nitelik olarak etraflı şekilde ele alındığını dile getiren Kalın, onun üzerine bu yasanın bu şekilde teklif olarak getirildiğini söyledi.

Türkiye'nin güvenlik ihtiyaçlarının karşılanmasında zaafa yol açabilecek bir uygulamayı gündeme getirmelerinin ya da kanun olarak Meclis'ten geçirmelerinin zaten söz konusu olamayacağına işaret eden Kalın, "Dolayısıyla bunu çalışan ilgili birimlerimiz Genelkurmay Başkanlığı başta olmak üzere zaten bu konuda son derece tecrübeli insanlar. Neye ne kadar ihtiyaç olduğunu bilerek ve somut veriler üzerinden bu değerlendirmeleri yapıyorlar. Dolayısıyla böyle bir güvenlik zaafının oluşması söz konusu bile değil. Tam tersine yani Türk Silahlı Kuvvetleri'ni daha aktif, daha modernize, daha atak, daha güçlü, daha koordineli hale getirecek bir yasadan bahsediyoruz. Ama buna ilave olabilecek bu değerleri daha da kuvvetlendirecek birtakım teklifler varsa bunlara elbette olumlu bakılır, değerlendirilir, ama şu aşamada böyle bir zaafa yol açabilecek bir endişenin olmaması gerektiğini ifade etmek isterim." ifadelerini kullandı.

(Bitti)

En Çok Aranan Haberler