HABER

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Muhtarlar Toplantısı

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: (2) - "(Kılıçdaroğlu) Seçimlerde 26 milyon 330 bin vatandaşımızın ortaya koyduğu iradeyi, yüzde 52,6'lık bir desteği meşru görmediğine göre demek ki bu zatın kafasında başka bir demokrasi tarifi bulunuyor. Onun için işte adamlarını ne yapıyor, 'dökülün sokaklara' diyor" - "Ama 15 Temmuz gecesinde de tankların arasından gelip geçip Bakırköy Belediyesine sığınıyor ve o darbe girişimini tüm gece orada kahvesini yudumlayarak geçiriyor" - "Bunlara göre CHP'ye hizmet eden demokrasi meşrudur, CHP'nin işine gelmeyen demokrasi ise behemehal def edilmesi gereken bir yüktür. Seçilmiş cumhurbaşkanını meşru görmeyen kafa, sanıyor musunuz ki siz muhtarları meşru sayar. Bunlar muhtarlarımıza da saldırdılar"

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "(Kılıçdaroğlu) Seçimlerde 26 milyon 330 bin vatandaşımızın ortaya koyduğu iradeyi, yüzde 52,6'lık bir desteği meşru görmediğine göre demek ki bu zatın kafasında başka bir demokrasi tarifi bulunuyor. Onun için işte adamlarını ne yapıyor, 'dökülün sokaklara' diyor." ifadesini kullandı.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu'nda düzenlenen 49. Muhtarlar Toplantısı'ndaki konuşmasında, yüzde 19, 22 ve 27 ile hükümet kuran başbakanların, ister istemez siyasi iktidarlarını gerçek anlamda tesis etmekte ve kullanmakta zorlandıklarını söyledi.

Yine bu düzeyde oy oranına sahip partiler tarafından seçilen cumhurbaşkanlarının da tartışma konusu olabildiklerini belirten Erdoğan, AK Parti iktidarları döneminde tesis edilen istikrar ve güven ortamının ülkeye faydalarını da görerek, yeni yönetim sistemini en az yüzde 50 artı 1 destek üzerine kurduklarını dile getirdi.

Erdoğan, böylece Türkiye'nin demokrasi eşiğini de yükselttiklerine işaret ederek, "Dolayısıyla yeni yönetim sistemimizde seçimi kazanan cumhurbaşkanının meşruiyetiyle ilgili en küçük bir tartışma, tereddüt ve şüphe olması mümkün değildir. Bay Kemal, niye sen cumhurbaşkanı adayı olmadın? Parti genel başkanıydın, sen cumhurbaşkanı adayı olsaydın, bizim karşımıza çıksaydın. Ondan sonra meşruiyet çok daha güzel olarak ortaya gelirdi. Ama sen çıkmadın, genel başkan olduğun halde çıkmadın. Bu mesele siyaseti anlama meselesidir, halkıyla diyalog kurma meselesidir, halkının gönlüne girme meselesidir. Halkının gönlüne giremeyen, halkının huzuruna da çıkamaz." değerlendirmesinde bulundu.

Bütün bunları CHP'nin ve Kılıçdaroğlu'nun demokrasi anlayışlarının ne kadar sığ, içi boş ve aldatmacadan ibaret olduğunu göstermek için anlattığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizim gözümüzde bu zat her ne kadar bir kaset kumpasıyla önü açılmış olsa da CHP Kurultayı'nda seçilip geldiği için kendine göre meşru bir siyasetçidir. Çünkü bizim CHP seçmeninin ve delegelerinin de iradesine saygımız vardır. Tabii yaptıkları yanlışı onlara hatırlatma hakkımızı da hep baki tutuyoruz ama tercihlerine saygı duyuyoruz. Son seçimlerde 26 milyon 330 bin vatandaşımızın ortaya koyduğu iradeyi, yüzde 52,6'lık bir desteği meşru görmediğine göre demek ki bu zatın kafasında başka bir demokrasi tarifi bulunuyor. Onun için işte adamları ne yapıyor, 'dökülün sokaklara' diyor. Ama 15 Temmuz gecesinde de tankların arasından gelip geçip Bakırköy Belediyesine sığınıyor ve o darbe girişimini tüm gece Bakırköy Belediyesinde kahvesini yudumlayarak geçiriyor. Biz darbelere karşı böyle durmayız, biz darbelere karşı milletimizle beraber tankların önünde dururuz, uçakların karşısında dururuz ve bu darbeleri de böylece 16 saatte bitiririz."

- "Bunlara göre CHP'ye hizmet eden demokrasi meşrudur"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların geçmişine bakıldığında da o demokrasi tarifinin ipuçlarını görebildiğini belirterek, "Hadi tek parti dönemini bir kenara bırakıyorum, bu dönemin hesabı ayrıca sorulmayı ve sorgulamayı gerektiriyor. İşe çok partili hayattan başlayalım." dedi

Cumhuriyet Halk Partisi tarafından 1946 seçimlerinde "açık oy, gizli tasnif"i yapıldığına dikkati çeken Erdoğan, "Bu yöntem, bunların kafasındaki demokrasinin tarifidir. Oyu açıktan kullanacaksın, kime verdiklerini görecekler, bilecekler, sayıma gelince sayımı gizli yapacaklar. Bu kimin yaptığı uygulamaydı? Cumhuriyet Halk Partisinin. Bu ülke bunları gördü mü? Gördü." diye konuştu.

Erdoğan, "Aynı şekilde 1960 darbesine destek verip, seçilmiş başbakanı darağacına gönderip, sallandırmak da bunların demokrasi anlayışının bir tezahürüdür." ifadesini kullandı.

Yakın tarihte, teröristlere "arkadaşlar" demenin, terör örgütüne destek vermenin, FETÖ gibi bir ihanet çetesinin taşeronluğuna soyunmanın da CHP'nin demokrasi anlayışının işareti olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

"Hepsine de hararetle destek verdikleri, 28 Şubat'tan 27 Nisan bildirisine kadar bunların demokrasi anlayışlarının daha pek çok örneğini görebiliriz. Bunlara göre CHP'ye hizmet eden demokrasi meşrudur, CHP'nin işine gelmeyen demokrasi ise behemehal def edilmesi gereken bir yüktür. Seçilmiş cumhurbaşkanını meşru görmeyen kafa, sanıyor musunuz ki siz muhtarları meşru sayar. Bunlar muhtarlarımıza da saldırdılar. Kılıçdaroğlu kafasına göre, hiçbiriniz meşru değilsiniz, hiçbiriniz muhtarlık koltuğunda oturmaya layık değilsiniz. Aynı mantıkla gittiğimizde kendisinin de içinde yer aldığı milletvekilleri, içinde belediye başkanları, belediye ve il genel meclis üyeleri için de aynı şeyleri söylemek mümkündür. Maalesef ülkemizde işte böyle çarpık bir zihniyet, ana muhalefeti temsil ediyor. Halbuki biz cumhurbaşkanı ile muhtarların buradaki şu görüntüsünü ülkemizde milli iradenin gücünün sembolü olarak değerlendiriyoruz."

- "(Allah, bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın.) diyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada demokrasinin böylesine yaygın ve bütün halinde uygulandığı pek az ülkenin bulunduğuna, Türkiye'nin de bunlardan birisi olduğuna işaret etti. "Bakın şu tablo dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur bunu böyle biliniz." diyen Erdoğan, "Zaten dünyanın en gelişmiş ülkelerinin birçoğunda bile 'muhtarlık' kurumu yoktur. Bu bizim demokrasiyi anlayışımızın en güzel ifadesidir. Bu ülke kimsenin milletimize inayeti değildir. Biz bu ülkeyi ayak bastığımız günden beri milletimizin canıyla, kanıyla istiklaline ve istikbaline sahip çıkma azmiyle kurduk ve yaşatıyoruz." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, bu vesileyle ebedi hayata irtihalinin 82'inci yıl dönümünde "Hakkıdır Hakk'a tapan milletimin istiklal." diyerek, bu milletin istiklal, bayrak ve vatan aşkını ölümsüzleştiren büyük dava ve fikir adamı milli şair Mehmet Akif Ersoy'u rahmet ve şükranla andı.

Merhum Akif'in hayatı ve eserlerinin geri kalmışlıkla, yoksullukla, hurafelerle, miskinlikle, tembellikle ve mücadeleyle dolu olduğunu hatırlatan Erdoğan, Büyük Harp ve İstiklal Harbi'nde Akif'in mücahit olarak görev almakla kalmadığını, bu millete "Safahat"ın yanında İstiklal Marşı gibi bir şaheseri armağan ettiğinin altını çizdi.

Erdoğan, CHP zihniyetinin her iyi şeyde olduğu gibi Akif'in "İstiklal Marşı" konusunda da boş durmadığını ifade ederek, şunları kaydetti:

"En son 1937'de İstiklal Marşı'nın değiştirilmesi için Ulus gazetesi başyazarı Falih Rıfkı Atay'ın başını çektiği, İnönü'nün de desteklediği bir kampanya başlatılmıştır. Bunları bilmemiz lazım. Bunun için bir de yarışma açılmıştır. Yarışmaya katılan eserlerin hiçbirisi bu milletin istiklalini anlatacak değerde olmadığı için CHP'nin bu projesi de akim kalmıştır. Düşünebiliyor musunuz, şu andaki bu güzel İstiklal Marşımızı bile bu CHP değiştirme yoluna gitmiştir. Biz ise Akif merhum gibi 'Allah, bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın.' diyoruz."

(Sürecek)

En Çok Aranan Haberler