Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Cumhurbaşkanımız bu çağrıyı yaptığı gün itibariyle hesabındaki bütün dövizleri TL’ye çevirmiştir. Bunun aksini beklemek, hatta düşünmek bile abesle iştigaldir" dedi.Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Almanya’da TBMM Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı’nın maruz kaldığı muamelenin hatırlatılması üzerine Kalın, “Almanya’da yaşanan hadiseyle ilgili Meclis Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı’ya yapılan hadiseyi kınıyoruz. Bu muamele kabul edilebilir değil hangi gerekçeyle olursa olsun bir Meclis Başkanvekilinin, bir bayanın, bir milletvekilinin Almanya’ya resmi ziyaret için gitmiş olan bir kişinin böyle bir muameleye tabi tutulması asla kabul edilemez. Gerekçesi ne olursa olsun. Bu konuda gerekli hassasiyeti Alman makamlarının göstermesi gerekirdi. Dün Alman Büyükelçisi Dışişlerine çağrıldı. Konunun hassasiyeti aktarıldı. Sayın Bahçekapılı’nın açıklamalarını da duydunuz. Hakikaten incitici ve yakışı olmayan muamelenin orada gerçekleştiği açık şekilde görülüyor. Bu konuda Alman makamlarından öncelikle tatminkar bir açıklama bekliyoruz. Hadisenin nasıl olduğuna dair kendi taraflarından gerekli soruşturmayı yapıp, bu konuda da gerekli kişilerle ilgili, gerekli adımları atmalarını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.“Yasal statü meselesiyle ilgili müzakerede şuanda devam ediyor”Irak’taki Başika kampıyla ilgili soruya Kalın, “Başika kampıyla ilgili olarak Irak makamlarıyla yürüttüğümüz müzakereler devam ediyor. Kampımız orada DEAŞ ile mücadele kapsamında Iraklılara yardımcı olmaya destek vermeye devam ediyor. Statüsünün bir hukuki çerçeveye kavuşturulması konusunda bir kağıt alışverişi var. müzakereler devam ediyor. İlgili arkadaşlarımız Iraklı makamlarla bu çalışmayı yürütüyorlar. Zaman zaman Başikayla ilgili tahrikkar açıklamalar yapılsada genel olarak Peşmerge tarafında olsun, Irak Kürtleri bağlamında olsun, Ninova gönüllüleri dediğimiz Musullu Sünniler bağlamında, Türkmenler bağlamında olsun, diğer gruplar bağlamında aslında Başika kampıyla ilgili genel bir memnuniyetin olduğu, orada yapılan hizmetin eğitim faaliyetlerinin DEAŞ ile mücadeleye katkı verdiği konusunda tam bir mutabakat var. Yasal statü meselesiyle ilgili müzakerede şuanda devam ediyor” yanıtını verdi.“Bu toplantıya Cumhurbaşkanımız düzeyinde katılım olacak”Kıbrıs’ta barış müzakereleriyle ilgili yapılacak konferansa Türkiye’den hangi düzeyde katılımın olacağı sorusu üzerine Kalın, “2016 Kıbrıs sorununun çözümü ve adanın birleştirilerek iki kesimli iki toplumlu bir statüye kavuşturulması için kritik bir yıl. Şuanda çok az bir süre kaldı 2016’nın bitimine. Beklentimiz Mont Pelerin’de yapılan müzakerelerde artık bunun bir sonuca bağlanmasıydı. Bu gerçekleşmedi. 2017’ye sarktı. 9-11 Ocak tarihleri arasında Sayın Akıncı ile Sayın Anastasiadis tekrar bir araya gelecekler. Gündemleri diğer konularla ilgili müzakereleri neticelendirmeye çalışacaklar. 12 Ocak’ta da garantör ülkelerin de dahil olduğu BM’nin de dahil olduğu 5’li bir toplantı yapılacak. Bu toplantıya Cumhurbaşkanımız düzeyinde katılım olacak. BM’de bunun takvimini takip ediyor. Biz bu konuda baştan beri hep bir adım önde olduk. Türkiye Kıbrıs konusunda hep bir adım önde olmaya devam ediyor. Son Mont Pelerin görüşmeleri sürecinde de Türk tarafı son derece yapıcı bir tutum içerisinde oldu. Ön açıcı tekliflerle geldi. Kalan diğer konularında 9 Ocak’a kadar Türk ve Rum tarafları bu konuları görüşmeye devam edecekler. Burada iki toplumlu, iki kesimli, iki tarafın siyasi eşitliğini esas alan bir yönetim modelinin ortaya çıkartılması çok büyük önem arz ediliyor. Bu sağlandığı zaman Ada’nın birleşmesi hem adadaki iki toplumunda Rum tarafının da Türk tarafınında güvenliği, barışı, refahı açısından tarihi bir önem arz edecek, tarihi bir dönem başlayacaktır. Bu konuda yapıcı tutumuzu sürdürüyoruz. Doğru adımlar atılması halinde Kıbrıs meselesinin çözümünde çözüme çok yaklaştığımızı ifade edebilirim” değerlendirmesinde bulundu.“Şartlar ne kadar zor olursa olsun biz Halep’te çatışmaların durması konusundaki kararlılığımızı muhafaza ediyoruz”Son dönemde Halep’te yaşanan çatışmalar hatırlatılarak, dış basında Fırat Kalkanı’na yoğunlaşan Türkiye’nin ve Körfez ülkelerinin bu süreçte muhaliflere yeterince destek vermediği yönünde yorumların yapıldığının sorulması üzerine Kalın, şunları kaydetti:“Son dönemde Halep’te çatışmaların durdurulması ve insani yardımların ulaştırılmasıyla ilgili en yoğun diplomatik çalışmayı Sayın Cumhurbaşkanımız bizzat kendileri yürüttüler. Sayın Putin ile yaptıkları üç telefon görüşmesinin en önemli başlıklarından bir tanesi Halep konusuydu. Dün de Sayın Başbakanımız bu konuyu mevkidaşıyla Moskova’da görüştüler. Dışişleri Bakanımız, Sayın Lavrov ile bu ayın başında Antalya’da yaptığı görüşmede de bu konuyu ele aldı. Bu diplomatik çalışmalara devam edeceğiz. Muhaliflere ve oradaki sivillere dönük yardımların ulaştırılması konusunda bizim kararlılığımız tamdır. Biz bütün taraflara çağrımızı yeniliyoruz. Bu Halep’te yaşanan hadise maalesef Suriye’de 5 yıldır devam eden insani dramın son safhasını teşkil ediyor. Bu konuda uluslar arası toplumun duyarsızlığı, ilgisizliği işi bu noktaya kadar getirdi. Şartlar ne kadar zor olursa olsun, biz Halep’te çatışmaların durması, insani yardımların ulaştırılması ve siyasi bir geçiş sürecinin sağlanması konusundaki kararlılığımızı muhafaza ediyoruz. Bu konuda Rusya ile olsun, Körfez ülkeleriyle, Avrupalılar, Amerikalılarla olsun yoğun diplomasi trafiğimizi devam ettireceğiz.”“Askerlerimizin bulunması ve sağ salim ülkemize getirilmesi konusundaki çalışmada yoğun bir şekilde devam ediyor”Geçtiğimiz haftalarda El Bab’da iki Türk askerinin akıbetiyle ilgili haberlerin olduğu ve bu konuda gelişme olup olmadığı sorusuna İbrahim Kalın, “Askerlerimizle ilgili konuyu Genelkurmay Başkanımız ve MİT yakın bir şekilde takip ediyor. Bu konuda resmi açıklamaları esas alınmanızı rica ediyorum. Şuana kadar yapılan açıklamaların dışında farklı bir bilgi yok. Askerlerimizin bulunması ve sağ salim ülkemize getirilmesi konusundaki çalışmada yoğun bir şekilde devam ediyor. DEAŞ terör örgütünün tıpkı PKK terör örgütü gibi, tıpkı FETÖ terör örgütü gibi Türkiye’ye dönük tehditleri zaman zaman sizin de gündeminize geliyordur. Bu tehditlere rağmen tehdit savurmalara rağmen Türkiye, DEAŞ terör örgütünü, bu canavarı ortadan kaldırmak için elinden gelen gayreti gösterecek. Kararlılıkla bu mücadeleyi sürdürecektir” cevabını verdi.“Hedef noktasında herhangi bir değişiklik söz konusu değil”El Bab operasyonunda Türkiye’nin çok zorlandığı ve istenilen ilerlemeyi sağlayamadığıyla ilgili yorumların hatırlatılması üzerine Kalın, “El Bab operasyonu bizim ulusal sınır güvenliğimizi sağlamak, ikinci olarak sınırımızın hemen güneyindeki terör unsurlarını ortadan kaldırmak için başlattığımız bir operasyon. Planlandığı gibi devam ediyor. Askeri planlamalar, sahadaki gelişmelere paralel olarak her gün revize ediliyor. El Bab’ın içerisindeki DEAŞ’ın yığınak yapmasından dolayı zaten El Bab çevrelendikten sonra bunun bir müddet devam edeceği ifade edilmişti askeri makamlarımız tarafından, orada değişiklik söz konusu değil. Uluslararası koalisyonla işbirliği içerisinde aynı zamanda yürüttüğümüz bir operasyon bu. Bu konuda özellikle ABD askeri makamlarıyla, TSK, Genelkurmay Başkanımız ve ilgili diğer yetkililer yoğun istişare ve temas içerisindeler. Bu koordinasyon ve eşgüdüm konusunda da tam bir işbirliği içerisindeyiz. Bazen sahadaki gelişmelere bağlı olarak hava şartları ve benzeri şeylerden dolayı operasyonun ritmiyle hızıyla bir takım güncellemeler yapılabiliyor ama hedef noktasında herhangi bir değişiklik söz konusu değil” diye konuştu.“El Bab civarındaki askerlerimize dönük saldırı Suriye rejimi tarafından yapılmıştır”24 Kasım’da 4 Türk askerinin şehit olduğu saldırı sonrası TSK’dan yapılan açıklamada "Suriye rejim güçleri tarafından yapıldığı değerlendirilen" ifadesinin kullanıldığı hatırlatılarak, saldırıda kullanılan İHA’nın menşeinin hangi ülkeye ait olduğuna dair bazı haberlerin yansıdığının sorulması üzerine Kalın, şöyle konuştu:“Bilgiler aynı. Genelkurmay Başkanlığımızın yaptığı açıklamayı esas alarak bende teyiden söylüyorum. Bizim askerlerimiz El Bab civarındaki askerlerimize dönük saldırı Suriye rejimi tarafından yapılmıştır. Bu konudaki bizim elimizdeki bilgiler bu şekildedir. Bu da rejmin Suriye, Halep, El bab’da ve diğer bütün bölgelerde asıl niyetinin ne olduğunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Terör devleti yapan bir rejimden bahsediyoruz şuanda. Maalesef şuanda Halep’in Kuzeyinde de Afrin’den aşağıya doğru sarkan YPG, PYD birlikleri de rejimle şuanda işbirliği halinde hareket ediyorlar. Özellikle Halep’i kuzeyden sıkıştırma noktasında Afrin’den Güneye ve Doğuya doğru hareket eden YPG’liler de aslında bu operasyonun bir parçası olarak rejimle birlikte orada hareket ediyorlar.”“Bizim beklentimiz Yunan makamlarının bu darbeci askerleri en kısa sürede Türkiye’ye iade etmeleridir"Yunanistan mahkemesinden Yunanistan’a sığınma talebinde bulunan FETÖ terör örgütü mensubu askerlerin 3’ü için Türkiye’ye iade edilmesi, 3’ü için de iade edilmemesi şeklinde karar çıktığının sorulması üzerine Kalın, “Yunanistan’a kaçan darbeci askerlerle ilgili süreci bizzat Sayın Cumhurbaşkanımız yakinen takip ettiler. Çipras ile yaptıkları görüşmelerde de bu kişilerin Türkiye’ye iadesi konusunda talebimizi ilettiler. Resmi makamlardan da talepler gitti. Yunanistan’da devam eden hukuki süreç var. Bizim beklentimiz Yunan makamlarının bu darbeci askerleri en kısa sürede Türkiye’ye iade etmeleridir. Bununla ilgili süreçlerin biran önce tamamlanması ve bu kişilerin Türkiye’de adaletin önüne çıkartılmasıdır. Bu hem hukukun gereğidir. Çünkü bu kişiler 248 insanımızın şehit olmasını, 2 binden fazla insanımızın yaralanmasına sebep olan bir darbe girişiminin içinde bulunmuşlar ve herkesin gözü önünde de Türk helikopterlerine atlayarak Yunanistan’a kaçmışlardır. Hem hukukun bir gereğidir, hem de Türkiye-Yunanistan ilişkilerinin gerektirdiği durumdur bu. Bu konuda Yunan makamlarının gerekli adımları ivedilikle atacaklarını ümit ediyoruz, çağrımızda bu yöndedir” değerlendirmesinde bulundu."Bu hakikaten kabul edilebilir tarafı hiçbir şekilde olmayan bir takım tasarruflar ya da düşüncelerdir"Avrupa Parlamentosunun kararının ardından bazı Avrupa ülkeleri firmalarının Türkiye’ye silah satmama şeklinde ambargo kararları aldıklarının hatırlatılması üzerine Kalın, “Bu konuda bize de gelen bazı haberler var ama henüz teyit edilmedi. Bu hakikaten kabul edilebilir tarafı hiçbir şekilde olmayan bir takım tasarruflar ya da düşüncelerdir. Çünkü fiiliyata geçmiş bir şey yok. Eğer bu konuda Türkiye’nin terörle mücadelesini zaafa uğratmak gibi bir düşünceleri varsa bu tür firmaların, ülkelerin onlar bilsinler ki onlarla veya onlarsız Türkiye terörle mücadeleye en kararlı şekilde devam edecektir. Bu tür kararlar o ülkelerin gerçek niyetlerini gerçek gündemlerini ortaya koyar” açıklamasında bulundu.“Cumhurbaşkanımız bu çağrıyı yaptığı gün itibariyle hesabındaki bütün dövizleri TL’ye çevirmiştir”Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘dolar bozdurma’ çağrısının ardından ana muhalefetin Cumhurbaşkanının mal beyanında yer alan 200 bin dolarını bozdurup bozdurmadığı yönünde başlattığı tartışmayla ilgili soruya Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, “Cumhurbaşkanımız bu çağrıyı yaptığı gün itibariyle hesabındaki bütün dövizleri TL’ye çevirmiştir. Bunun aksini beklemek, hatta düşünmek bile abesle iştigaldir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan böyle bir kampanyayı başlatacak kendisi ve kendisi bunun içinde olmayacak. İnsanlara yapın dediği bir şeyi kendisi yapmayacak. Böyle bir şey söz konusu dahi değil. Onlar da TL’ye çevrilmiştir. Bu kampanyada Cumhurbaşkanımız da, vatandaşlarımız da, iş şdamlarımız da kurumlarımızla TL’ye, milli paramıza sahip çıkmıştır” diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz