Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın Beştepe'de kabine toplantısından sonra açıklama yaptı.
İşte Kalın'ın açıklamalarından satır başları:
Millet Kütüphanesi açılıyor. İnşallah çok büyük bir değişime neden olacağına inanıyoruz.
İdlib'de temel çizgimiz Soçi Mutabakatı'na geri dönülmesi.
(İdlib) Buranın korunması ve sivillerin muhafaza edilmesi için bölgeye askeri tahkimat ve sevkiyatımız devam edecek.
(Rusya ile İdlib görüşmeleri) Şu ana kadar müzakerelerden bizi tatmin edeci bir sonuç çıkmamıştır. Sunulan kağıdı ve haritayı kabul etmedik.
Öncelikle bugün Gezi davasıyla ilgili verilen kararla ilgili yorum yapmamız doğru olmaz. Karar yargıda. Bunun bütünlüğü içerisinde değerlendirmeler mutlaka yapılacaktır. Gezi olaylarıyla ilgili bu mahkeme meselelerinin yanında bir kalkışma olarak bu ülkeye verdiği zararı unutmamamız lazım. Vandallıktan siyasi kutuplaşmaya, Türkiye'nin gündemine ayrıştırıcı meselelerin sokulmasına, neler yaşadığımızı hatırlayalım. Böyle bir Gezi meselesi üzerinden tarihi yeniden okumaya yönelik girişimlerin yapıldığını görüyoruz. Sayın Gül gurur duyabilir, kendi değerlendirmesidir. Görevdeyken de bir takım değerlendirmeler, farklı düşünceleri vardı. Bir bütün olarak okuduğunuzda Türkiye'nin o dönemde çok zor bir süreçten geçtiğini akıldan çıkarmayalım.
Gül'ün bir takım şeyler söylediğini gördüm, "geldiler dinlediler gittiler" gibi birtakım değerlendirmelerin yapıldığını üzüntüyle görüyorum. Yaşanan gerçeklik bu değil, kendi hukukumuza binaen gittik, fikir alışverişinde bulunduk. Biz bu güne kadar bu konunun üzerine gitmedik. Bu ziyareti yapma sebebimiz kişisel hukuka binaen kendi kaygılarımızı paylaşmak arzusuyla gerçekleşmişti. O zaman da farklı yerlere çekenler oldu. Biz o dönemde kendi fikrimizce, doğru gördüğümüz bildiğimiz şeyleri paylaşmak için gittik. Süreç bildiğiniz gibi ilerledi, Cumhurbaşkanı'mız yeniden seçildi. O tarihi de yeniden okuyarak bugünkü siyasi konjonktüre, kendilerinin giriştiği siyasi girişime uygun hale getirmeye çalışmak bizim için uyum arz etmemektedir. Bu ilişkiler açısından daha hassas değerlendirmelerin gerektiğini bize hatırlatan bir yaklaşım tarzıdır.
Biz, Libya halkının yanında yer almaya devam edeceğiz.
(Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi) Milletin konuştuğu, kararını verdiği, iradesini sandıkta yansıttığı, sistemin değiştiği bir dönemde tekrar tekrar bu konuyu açmak, 'bundan dolayı Türkiye iyi yönetilmiyor' gibi birtakım söylemler geliştirmek ülkemizin siyasi, sosyolojik, toplumsal gerçekleriyle bağdaşmamamakta.
FETÖ'nün orduya girişi AK Parti iktidarında başlamadı.
Yapmamız gereken bu (FETÖ) terör örgütüne karşı hep birlikte mücadele etmek.
(Hafter güçlerinin Trablus Limanına roketli saldırısı) Bir taciz atışı oldu, isabetsiz bir atıştı. Derhal, misliyle karşılık verildi. Bizim açımızdan durumun sakin olduğunu söyleyebilirim.
Dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın'ın, 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Abdullah Gül'ün İstanbul Ayazağa'daki çalışma ofisinin yanındaki askeri alana helikopterle inerek üç saat civarında görüştükleri, bu görüşmede Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'dan gelen "adaylığını koymaması" ricasını ilettikleri ifade edilmişti.
Bu görüşme ile ilgili bugün bir açıklama yapan Abdullah Gül, "Geçmişteki ilişkilerimiz çerçevesinde onlar bana herhangi bir şeyi telkin etme durumunda değillerdi. Onlara git denmiş, geldiler ve saygılı bir şekilde anlattıklarımı dinleyip gittiler" dedi.
Abdullah Gül, Gezi eylemleri için de "Gezi Parkı olayları ile büyük gurur duyuyorum" ifadelerini kullanmıştı.