Almanya'da 24 Eylül’de yapılacak genel seçimlere üç hafta kala Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) lideri ve Başbakan Angela Merkel ile Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Başkanı ve başbakan adayı Martin Schulz, pazar akşamı dört televizyon kanalında canlı yayınlanan tartışma programında karşı karşıya geldi.
ARD, ZDF, RTL ve SAT1 kanallarından eş zamanlı olarak yayınlanan televizyon düellosunda iki lider iç ve dış siyasete ilişkin konularda seçmene görüşlerini anlatmaya çalıştı. Liderler SAT1'den Claus Strunz, ARD'den Sandra Maischberger, ZDF'ten Maybrit Illner ve RTL'den Peter Kloeppel'in sorularını yanıtladı. Merkel ve Schulz'un düellosunda Türkiye sık sık gündeme geldi.
"TÜRKİYE'YE EKONOMİK BASKIYI ARTIRMAK İSTİYORUZ"
Merkel'e "Türkiye'de 12 Alman vatandaşının siyasi nedenlerle tutuklanması karşısında Ankara'nın tavrı 'buna karışamazsınız' oluyor. Başbakan olarak çaresiz misiniz?" şeklinde bir soru yöneltildi. "Tabii ki çaresiz değilim" diyen Başbakan Merkel, Türkiye'de cezaevlerindeki Alman vatandaşlarının özgürlüklerine kavuşabilmeleri için çaba gösterdiklerini vurguladı.
"Türkiye, nefes kesen bir hızla tüm demokratik alışkanlıklardan uzaklaşıyor" diyen Merkel, ülkeye yönelik ekonomik baskının artırılabileceğini belirtti. Merkel bu çerçevede Türkiye'ye "seyahat edeceklere yönelik daha sert bir uyarının" düşünüldüğünü kaydetti. Hermes kredi garantilerinin yanı sıra Dünya Bankası ve Avrupa Yatırım Bankası'nın kredilerinin de incelendiğini hatırlatan Başbakan, “"böylelikle kesin bir tepki verildiğinin gösterileceğini" ifade etti.
"BAŞBAKAN OLURSAM MÜZAKERELERİ KESERİM"
Sosyal Demokrat Parti Genel Başkanı ve başbakan adayı Martin Schulz da eğer seçilirse AB'ye, Türkiye ile üyelik müzakerelerinin kesilmesi tavsiyesinde bulunacağını vurguladı. "Ben başbakan olursam Türkiye ile AB üyelik müzakerelerini sona erdiririm" diyen Schulz, uzun süre Türkiye'nin üyeliğini savunmasına rağmen aday ülkenin davranışları karşısında başka bir seçeneğin kalmadığını ifade etti. Schulz, "Ancak artık kırmızı çizginin aşıldığı noktaya gelindi" dedi. SPD adayı, Türkiye'ye üyelik müzakareleri çerçevesinde ödenen mali yardımların da dondurulması gerektiğinin altını çizdi.
CUMHURBAŞKANLIĞINDAN TEPKİ
Bu açıklamalara Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Twitter'dan tepki gösterdi. İbrahim Kalın şunları söyledi:
Dün akşam Merkel ile Schulz arasındaki seçim tartışması programına Türkiye'nin ve CB'mız Erdoğan'ın damga vurması bir tesadüf değil.
Almanya ve Avrupa'nın temel ve acil sorunlarının adeta yok sayılarak Türkiye-Erdoğan'a saldırılması, Avrupa'daki ufuk daralmasının yansıması.
Avrupa'daki Türkiye karşıtlığı, temel sorunları öteleme ve düşman bir 'öteki' üzerinden kendini rahatlatma aracına dönüşmüş durumda.
Kendini, hasım bir öteki üzerinden tanımlayan toplumlar kendi kimliklerini hiç bir zaman bulamazlar. Bu en çok o topluma zarar verir.
Ana akım Alman siyasetinin popülizme ve ötekileştirmeye-düşmanlaştırmaya boyun eğmesi sadece ayrımcılığı ve ırkçılığı körükler.