Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'de sigara ve tütün kullanımı, yanlış beslenme alışkanlıkları, ağız ve diş sağlığına bakım ve düzenli diş hekimi kontrolü boyutunda yeterince önem verilmemesi nedeniyle diş ve dişeti hastalıklarının önemli bir halk sağlığı sorunu olarak varlığını sürdürdüğü kaydedildi.
Diş ve dişeti hastalıklarının, insan vücudunda enfeksiyon odağı oluşturması nedeniyle diğer doku ve organları da olumsuz etkilediğine dikkat çekilen açıklamada, "Diş ve dişeti hastalıkları, vatandaşlarımızın yüzde 74'ünü yaşamlarının bir döneminde etkileyerek, diş kayıplarına neden olmaktadır. Ağız ve diş sağlığında en önemli 2 hastalık diş çürükleri ve dişeti iltihaplanmalarıdır. Dişeti hastalıkları kimi zaman diş kökünün bulunduğu çene kemiğinin erimesine kadar ilerleyen bir etki yapabilir" denildi. Açıklamada, sağlıksız dişlerin insan vücudundaki bütün sistemleri olumsuz etkilediği ve sürekli enfeksiyon odağına dönüşebildiği belirtilerek, diş çürüklerinin; sinüzit, bademcik iltihabı, romatizma, kemik erimesi, diyabet (şeker hastalığı), solunum sistemi ve kalp hastalıklarıyla sindirim sorunlarına yol açtığı vurgulandı. Açıklamada ayrıca, dişlerin ağrımamasının sağlıklı olduğu anlamına gelmediği ifade edilerek, "Diş ağrısının olması için diş çürüğünün çok ilerlemiş olması gerekiyor. Diş çürüklerinin tedavi edilebilir dönemde belirlenmesi için, ağrı oluşmasını beklemeden senede en az iki kez diş hekimine giderek dişlerin muayene ettirilmesi gereklidir. Diş çürüklerinin erken dönemde tespit ve tedavisi dişlerin kaybedilmesini önler" uyarısına yer verildi.
Diş sağlığının korunması açısından erken tanının çok önemli olduğu vurgulanan açıklamada, ağız ve diş sağlığı konusunda vatandaşlara şu uyarılar yer alıyor:
"Asit ve karbonhidratlar,dişin koruyucu tabakası olan diş minesi üzerinde küçük delikçikler oluşturur. Bu delikler giderek genişler ve küçük oyuklar haline gelir. Diş minesinin erimesinden sonra çürük hızla ilerler, alttaki tabakada geniş ve derin bir oyuk oluşturur. Diş çürüğü diş özüne doğru ilerledikçe dişler ağrımaya başlar. Bu nedenle özellikle çocuklar aşırı asitli ve şekerli yiyeceklerden uzak durmalı, şeker ve çikolatalı yiyecekleri yedikten sonra mutlaka dişlerini fırçalamalıdır. Dişlerinizi sert cisimlerle karıştırmayın, fındık, ceviz gibi kabuklu yiyecekleri dişlerinizle kırmayın. Dişleri korumanın en etkili yolu düzenli olarak fırçalamaktır. Diş fırçalamanın ilk adımı ise doğru fırça seçimidir. En uygun fırça naylon ve orta sertlikteki fırçalardır. Ağız içinde kolay hareket ettirilmesi ve arka dişlere rahat ulaşabilmesi açısından fırçanın baş kısmının kısa olması gerekiyor. Uygun fırça seçtikten sonra dişlerinizi günde en az 2 kez düzenli olarak fırçalayın. Diş fırçası dişlerle 45 derecelik açı yapacak şekilde tutulmalıdır. Dişler, dişeti hizasından başlayarak ağız boşluğuna doğru, yumuşak hareketlerle ve dairesel biçimde yapılmalıdır. Daha sonra dişlerin iç yüzeyleri aynı şekilde fırçalanır. Bu işlemde fırça eğik tutularak, diş etinden ağız boşluğuna doğru hareket ettirilir. Daha sonra dişlerin çiğneme yüzeyleri fırça düz olarak ileri geri hareket ettirilerek fırçalanır. Diş fırçası kişiye ait bir araçtır, başkalarıyla paylaşmayın ve fırçalarınızı eskiyince değiştirin."
Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, sağlıklı dişetlerinin fırçalama sırasında kanamadığı ve kanayan dişetlerinin hastalıklı dişlerin göstergesi olduğu vurgulandı.