Koronavirüse karşı bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinin önemli olduğuna dikkat çeken Beslenme ve Diyetetik Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ülkü Demirci, bu dönemde gıda tüketimine ilişkin tavsiyeler verdi. Bağışıklık sisteminin organizmayı çoğu hastalığa karşı koruyan tüm biyolojik yapı ve süreç sistemlerinden oluştuğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Ülkü Demirci, ''Bağışıklık sistemi, organizmanın vücudu için savunma sistemi gibidir; birçok farklı ajanın varlığını tespit eder ve organizmayı koruyucu etkinliğe sahiptir'' diye konuştu.
D vitamini almanın bu dönemde kritik önem arz ettiğini belirten Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Demirci, şunları söyledi:
''Bağışıklık sistemini güçlü tutmanın ilk yolu vücudu temizleyen ve antioksidan kapasitesi yüksek besinleri tüketmekten geçer. Bağışıklık sistemi güçsüz olan kişilerde genellikle yoğun stres, geçmeyen yaralar, uzun süren grip vakaları, uykuya geçmede zorlanma şeklinde belirtiler ortaya çıkar. Yapılan çalışmalar yeterince güneş ışınlarından yararlanmış kişilerin, grip ve nezle gibi enfeksiyonlara yakalanma oranının daha düşük olduğunu göstermektedir. Güneş ışınından yeterli yararlanmayan, vücutlarında D vitamini düzeyleri düşük olanların solunum yolları enfeksiyonlarına yakalanma risklerinin olabileceği öngörülmektedir. D vitaminin temel kaynağı güneş olmakla birlikte, D vitamininden zengin besinlerin başında, yağlı balıklar, yumurta ve süt gelmektedir.”
Çinkonun bağışıklık sisteminin temel mekanizmasında ve serbest radikallerin vücuda verdiği hasarı önlemede önemli bir role sahip olduğunun altını çizen Demirci, "Ayrıca pek çok immün sistemi reaksiyonunda hayati role sahiptir. Metabolizmayı hızlandırır, enerjik ve pozitif olmaya katkıda bulunur. Özellikle mevsim geçişlerinde mutlaka çinko seviyelerine dikkat edilmelidir. Çinko değerlerini besin yoluyla desteklemek için öğünlerde hindi eti, kabak çekirdeği, kuru baklagiller, deniz ürünleri, ruşeym, susam, fındık, badem, ceviz, fıstık gibi besinlere yer verilmelidir” ifadelerini kullandı.
Proteinden zengin beslenme ve daha az yağ kullanımının bağışıklık sistemini olumlu yönde etkilediğinin altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Ülkü Demirci, “Aşırı yağ kullanımı bağışıklık sistemini baskılamaktadır. Bu nedenle beslenme düzeninde hayvansal yağlar yerine özellikle bitkisel yağlar tercih edilmelidir. Ayrıca balıkta yüksek miktarda bulunan omega-3 yağ asitleri de bağışıklık sisteminin güçlenmesine destektir. Omega-3 yağ asitlerinin en önemli kaynağı balıktır; meme ve akciğer kanserini azalttığını gösteren veriler vardır. Dolayısıyla haftada 2-3 gün balık tüketimi günlük Omega-3 gereksinimini karşılayacaktır. Eğer balık tüketilmiyorsa, mutlaka Omega-3 suplemanı şeklinde takviye alınmalıdır” dedi.
C vitaminin immün sistemi uyardığına dikkat çeken Ülkü Demirci, şu uyarılarda bulundu:
“E vitamininin immün sistem düzenleyici etkileri büyük ölçüde antioksidan aktivitesiyle ilişkili. Aynı şekilde A vitamininin humoral antikor yanıtını düzenleme potansiyelleri ile bağışıklık sistemi üzerine önemli etkileri bulunmaktadır. A vitamini, en fazla kış sebzelerinde bulunmaktadır. Havuç, patates, balkabağı, brüksel lahanası, brokoli, pırasa yüksek miktarda A vitamini içermektedir. Kuşburnu, portakal, mandalina, greyfurt, kivi C vitamininden zengindir. Yine her gün yeşil yapraklı, biber, maydanoz, dereotu içeren bol limonlu bir salata günlük C vitamini ihtiyacınızın tamamını karşılamaktadır. E vitamini ise daha çok, tahıl ve tahıl ürünlerinde, kuru baklagillerde yüksek oranda bulunur. Bir dilim esmer ekmek, bir porsiyon kuru baklagil ve bir porsiyon mercimekli bulgur pilavı, günlük E vitamini ihtiyacını karşılamaktadır.”
Selenyumun bağışıklık sistemini kuvvetlendirici, antioksidan özelliği olan bir mineral olduğuna dikkat çeken Demirci, uyarılarını şu sözlerle tamamladı:
“Selenyumun, virüs üremesini engellediği için tedavi edici etkisi araştırılmaktadır. Bir dilim tam buğday ekmeğinde 10 mikrogram selenyum bulunmaktadır. Ceviz, et, sakatatlar, balık ve kabuklu deniz ürünleri, kepekli unlar, susam, kabak çekirdeği, yumurta selenyumun en iyi kaynaklarıdır. Vücudumuzda üretilen çok güçlü bir diğer antioksidan olan glutatyon, birçok hastalığın sebebi sayılan serbest radikalleri hücre içerisinde yok etmektedir. Glutatyonun üretimi için ise soğanın içinde bulunan sistein maddesinin soğan veya sarımsak yiyerek tüketilmesi gerekmektedir. Probiyotik kaynaklar arasında; ev yapımı turşu, yoğurt, kefir, tarhana, elma sirkesi gibi besinler bulunmaktadır. Yeterli su tüketimi bağışıklık sistemi elemanlarının sorunsuz çalışması için çok önemli; özellikle enfeksiyon durumlarında su tüketiminin ekstra özenli bir şekilde arttırılması gerekmektedir. Yeterli ve dengeli beslenmenin yanı sıra günlük en az 6-8 saat kaliteli uyku da oldukça önemlidir. Sağlıklı uyku için akşam saatlerinde ağır egzersizler ve ağır yemekler tercih edilmemelidir. Yatak odasında televizyon, telefon ve tablet gibi mavi ışık yayan elektronik cihazlar bulundurulmamalıdır.''