Jonny Bowden
Kalın tekerlekli bisikletleri görüp “Neden böyle acaba?” diye düşündünüz. Belki arkadaşlarınızın arazi bisikletçiliğinin ne kadar eğlenceli olduğunu konuşurken duydunuz, insanları ormanlık alanlara veya parklara beraberinde bisikletlerle yürüyüş yaparken gördünüz veya hatta daha maceraperest olanları bir Hummer’ın iki tekerlekli muadili olan bisikletlerle dağlık arazileri keşfederken izlediniz. Belki bir bisiklet üzerinde gezintiye çıkmak sizi cezbediyor veya yalnızca her kasiste endişelenmeden ve “geleneksel” bir yol bisikletiyle olacağı gibi sarsıla sarsıla gitmeden şehirde bisiklet sürebileceğiniz fikrinden hoşlanıyorsunuz. Yukarıdaki tariflerden herhangi birine uyuyorsanız, büyük olasılıkla dağ bisikletçiliği sizi cezbediyor ve bu harika spor hakkında daha fazla şey öğrenmek istiyorsunuz.
Pekâlâ, temel bilgilerle başlayalım, mesela – sürpriz – bisikletin kendisi. Fark edeceğiniz ilk şey, bisiklet almanın bir zamanlar olduğundan kesinlikle çok daha karmaşık olduğudur. Anne-babalarınızın jenerasyonundaki üç vitesli Schwinn’lerden, bir Mazda Miata fiyatına yaklaşan modern tasarımlara kadar değişen, şaşırtıcı ve göz alıcı bir bisiklet dizisi mevcut.
Peki nasıl seçeceğiz?
Önce “dağ bisikleti” terimini tanımlayalım. Basitçe ifade edersek, dağ bisikletleri büyük tekerlekli normal bisikletlerdir. Bu tanım püristleri (dilin kullanımında aşırı dikkatli kimseler) kesinlikle rahatsız edecektir fakat yeni başlayanlar için bu, “rock’n roll için yeterince iyidir”. Dağ bisikletleri iki-tekerli dünyanın SUV’larıdırlar (yaklaşık 3500kg ağırlığındaki arazi araçları). Tıpkı SUV’’lar gibi geleneksel kardeşleri nereye gidecekse onlar da oraya gider fakat daha fazlasını da yapabilirler. Karşılaştırmaya devam edersek, eğer peşinde olduğunuz şey arazide bile hız yapmak için tasarlanmış parlak ve rahat bir hız makinesi ise, bunlar seçmeniz doğru olmaz. (Otobanda yüksek hızda gitmek için de bir cip almazsınız). Daha büyük tekerlekler ve daha kaba tasarım onların, geleneksel bir ince tekerlekli bisikletin bozulmasına sebep olabilecek engebeli arazi, çamur, tümsekler, kasisler ve arazi sürücülüğünün diğer tüm aşırılıklarına dayanmasını sağlar. Bu da onları çok daha yetenekli yapar.
İşleri zorlaştırmak için, bisiklet yapımcıları “hibrid” denen bir tasarımla ortaya çıktılar. Bu bisikletler, standart yol bisikleti şeklinde fakat biraz daha kalın tekerleklidir – klasik bir dağ bisikletinin tekerlekleri kadar kalın ve sert; yol bisikletininkiler kadar da ince ve pürüzsüz değiller. Hibridler eğlencelik kullanım için uygundur; size şehir caddelerinde biraz daha fazla destek sağlayacaklardır mesela. Fakat ciddi arazi çalışmaları için
tasarlanmamışlardır. Bir sonraki meseleye geçelim: Bisikleti nerede kullanacaksınız? Bu soruya iki tür cevap vardır: İlki bildiğinizi, ikincisi ise bilmediğinizi varsayar. Doğrusu, bir spora başlayan birçok insan işin içine ne kadar dâhil olacaklarını gerçekten bilmiyorlar. Yalnızca hafta sonları parkta bisiklete bineceğinizi düşünüp, sonrasında kendinizi haftada üç-dört kez single-track trails (ileride bu konuya değineceğiz) ararken bulabilirsiniz. Diğerlerinin oldukça çok özel bisiklet ihtiyaçları vardır. Sonuncu grubu ele alalım önce. Bisikleti daha çok eğlence için, belki de biraz toprak yolda kullanmayı amaçlıyorsanız bir hibrid almalısınız.
Yine de ben markalı olanı tavsiye edeceğim çünkü size daha fazla seçenek sunar. Eğer gerçek arazi bisikletçiliğiyle, dağ bisikletini bir fitness aktivitesi olarak kullanmakla veya zorlayıcı arazilerde sürmekle ilgileniyorsanız (veya ileride ilgileneceğinizi düşünüyorsanız) kesinlikle gerçek olanı alın. Bir dağ bisikleti düz zeminde de gidecektir fakat bir hibrid gerçek arazi koşullarında çalışmayacaktır.