ANKARA (ANKA) - Daire, terör örgütlerine yeni eleman temin etme, barındırma, gönderme veya ulaşımını sağlama gibi faaliyetlere ilişkin organizasyonun örgütsel yapı dışında değerlendirilemeyeceğinin altını çizdi.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, terör örgütü PKK'ya elaman kazandırmak için çalışan S.K.'ya "silahlı terör örgütüne yardım" suçundan ceza veren Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararını bozdu. Sanık S.K., 2006 yılında H.C. aracılığıyla G.A., ve S.A.'nın PKK terör örgütünün dağ kadrosuna katılmaya karar verdiklerini öğrendi. Sanık S.K., G.A., ve S.A.'nın örgütün kırsaldaki kampına katılmalarını sağlamak üzere örgütçe yapılan organizasyon dahilinde bir kod adı kullanıp gizliliğini de sağlayarak telefon aracılığıyla irtibat kurdu. Uzun süren telefonlaşmalar sonrasında yapılan plan gereğince 05 Kasım 2006 günü sabahı S.K. G.A., ve S.A.'yı arayarak hazırlanmaları gerektiğini söyledi. Aynı gün Silopi ilçe Merkezine gelince G.A., ve S.A.'yı tekrar arayarak buluşan S.K., bu kişilerle tanışıp yanlarına kimliklerini de almalarını sağlayarak PKK'nın dağ kadrosuna katılmak için yola çıktı. Yolda bir çevirme olması halinde Şırnak'a, oradan da Uludere'ye gidildiği ve akraba olduklarını söylemeleri konusunda G.A., ve S.A.'ya uyarılarda bulunan S.K., kendilerini karşılayacak örgüt mensupları ile cep telefonundan görüşmeler yaparak, sınır bölgesindeki buluşma noktasına geldi. S.K., kendilerini bekleyen örgüt mensuplarına G.A., ve S.A.'yı teslim ederek, geri döndü. G.A ile S.A., örgüt mensubu ile kendilerini bekleyen araçla örgütün yurtdışındaki bir kampına götürüldü.
-ÖRGÜT ÜYELERİNE DOĞRUDAN TESLİM-
Yapılan telefon görüşmelerinden yola çıkılarak açılan davada Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan H.C. ve S.K., silahlı terör örgütüne yardım suçundan hapse mahkum oldu. Karara itiraz edilence dosya Yargıtay'ın gündemine geldi. Dosyanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını sanık S.K. yönünden bozarak, söz konusu suçun "örgüte yardım" değil "örgüt üyeliği" olduğuna hükmetti. Daire kararında, olayın belli bir organizasyon dahilinde ve gizlilik çerçevesi içinde hareket ederek gerçekleştirildiğine dikkat çekerek, örgüte katılmak isteyen kişilerle irtibata geçip onları kendi aracıyla uzun süren bir yolculuk sonrası doğrudan örgüt mensuplarına teslim eden sanığın eyleminin silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu oluşturacağına hükmetti. Daire kararının gerekçesinde, "terör örgütlerinin yurtiçi ve yurtdışındaki kamplarına örgüte katılmak üzere eleman göndermenin bu örgütlere üye sağlamanın başlıca yollarından biri olduğu, terör örgütlerinin amacının, suçun işlenmesi yolunda güven disiplin ve sıkı irtibata önem veren iş bölümüne dayalı, hiyerarşik düzene sahip yapılar olarak istihbarat gizlilik güvenlik ve denetim konularında duyarlı oldukları işleyiş ve yapılanma itibariyle bu özellikleri gösteren terör örgütlerinin örgütün "hiyerarşik yapısına" dahil edilmek üzere gönderilen elemanları, irtibat halinde olmadıkları, güvenilir bulmadıkları, denetlemedikleri kaynaklardan kabul etmeyecekleri"ne dikkat çekildi. Gizlilik ve güvenlik kuralları ile hiyerarşiye uymayan kişilerin bu tür faaliyetlerine de izin verilmediğinin altının çizildiği kararda, terör örgütlerine yeni eleman temin etme, barındırma gönderme veya ulaşımın sağlama gibi faaliyetlere ilişkin organizasyonun örgütsel yapı dışında değerlendirilemeyeceğine işaret edildi.