Ortalama bir insan yumruğu büyüklüğünde olan dalak yaklaşık 150 ile 200 gram arasında bir ağırlığa sahiptir. Yapısı bakımından yumuşak ve elastiktir. Vücuttaki kırmızı kan hücrelerini ortadan kaldırarak hücrelerin içerisindeki demiri tekrardan vücudun kullanımı için uygun hale getirir.
Vücüt için önemli bir organ olan dalağın görevleri nelerdir? Hücre ve antikor üretiminin yanı sıra kan hacminin korunmasını da sağlayan dalağın görevleri:
Vücut için gerekli demirin tekrar kullanılmasını sağlayan dalağa ne iyi gelir? Dalağı iyileştirmek ve korumak için özellikle evde başvurulabilecek doğal yöntemler mevcuttur. Bunların başında da dalağa faydalı besinler tüketmek yer alır. Semizotu, dulavrat otu, buğday çimi gibi mucizevi bitkiler bakın dalak için nasıl faydalar sağlıyor:
Bitkilere yeşil rengini veren ve güneş ışınlarını alarak fotosentezin gerçekleşmesine imkan tanıyan klorofili yüksek miktarda bulunduran buğday çimi; hemoglobin ve kırmızı kan hücresi artırmaya yardımcı olur. Kırmızı kan hücrelerinin görevi ise oksijen taşımaktır. Kırmızı kan hücrelerinin güçlenmesi ile yüksek miktarda oksijen taşınarak dalağın işi kolaylaştırılmış olur. Buğday çimi içerisinde çok sayıda mineral ve B-12 ile C vitamini dahil olmak üzere 100'e yakın vitamin bulundurur. Kanı zehirli maddelerden temizler ve bağışıklık sistemine büyük katkı sağlar.
Buğday çimini elde etmek için güzelce yıkadığınız buğday tohumlarını bol suyla birlikte bir kabın içerisinde 24 saat bekletin. Bekletme süresince birkaç defa suyu değiştirin. Ardından süzdüğünüz tohumları geniş bir kaba ekip üzerini çok fazla olmayacak şekilde toprakla örtün. Tohumlar birkaç gün içerisinde filizlenmeye başlayacaktır. Kesinlikle taze tüketilmesi gereken buğday çimi kullanılacak miktar kadar kesilip salatalara katılarak tüketilebilir. 1 kavanoz su içerisinde 2 gün bekletilip suyu süzülerek de içilebilir.
Kuzukulağı klorofil ve strik, oksalik ve tanik asitler gibi önemli antibakteriyeller içermektedir. Bilinen en iyi antioksidanlardan biri olup kandaki toksinleri ve serbest radikalleri temizler. Ayrıca beta-karoten, C ve E vitaminlerini önemli derecede bulundurur. İdrar söktürücü özelliği ile fazla sıvıyı vücuttan uzaklaştırarak lenf ve dalak üzerinde temizleyici bir etki oluşturmuş olur.
Taze olarak tüketilmesi gereken kuzukulağı ekşi tadı ile yemeklerde, salatalarda kullanılabilir. Ayrıca yoğurtla karıştırılarak ta tüketilebilir.
Birçok faydası olan semizotunun en önemli özelliği kötü kolesterolü düşürüp iyi kolesterolü yükseltmesiyle çok iyi bir kolesterol dengeleyici olmasıdır. Bu şekilde kan dolaşımının hızlanmasıyla birlikte damarlarda plak oluşumu da engellenmiş olur. 0 kalori içermesi ise sayısız faydasının yanı sıra önemli bir özelliğidir. Ayrıca C vitamini, omega-3, ve çok fazla vitamin çeşidi barındırması sayesinde bağışıklık sistemini de güçlendirir. Bol miktarda bulundurduğu C vitamini sayesinde anemi gibi dalak kaynaklı hastalıkların da önüne geçer.
Özellikle ulaşılabiliyorsa doğal ortamında yetişmiş semizotunu çiğ bir şekilde yoğurtla karıştırıp yemek en etkili tüketme şeklidir. Ayrıca isteğe bağlı olarak yemek olarak da tüketilebilir.
Klorofil ve K vitamini bakımından çok zengin olan yabani yonca çok eski zamanlardan beri kullanılan çok faydalı bir bitkidir. Kan üretiminde büyük faydası olan klorofil dalağın daha az çalışmasını sağlayarak ona yardımcı olur. Demir bakımından zengin olan K vitamini ise demir eksikliği kaynaklı anemileri önler. Yüksek lif barındırması sayesinde kolesterolü dengeler ve yüksek besin değerleri ile kansızlığın önüne geçer.
Hem yaprakları hem kökleri kullanılabilir. Çiğ ve taze olarak salatalarda kullanılabileceği gibi çayı yapılarak tüketmek de mümkündür.
Birçok faydası bulunan dulavrat otu vücuttan toksinlerin atılmasını sağlaması ve idrar söktürerek ödem atılmasına yardımcı olması ile kanı temizler ve dalağa çok büyük fayda sağlamış olur.
Köklerinin yemek olarak tüketilmesi mümkündür. Bunun için topraktan çıkarılmış olan köklerini parçalayıp kurutun ve toz haline gelmesini sağlayın. 1 tatlı kaşığı dulavrat otunu 1 bardak su ile kaynatıp dinlendirerek de içebilirsiniz. Toz, yağ ve krem şekillerinde de kolaylıkla bulmak mümkündür.
Dalağın büyüme nedenleri kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Alkol ve uyuşturucu kullanımının yanı sıra kan pıhtılaşması, damar basıncı gibi etkenler dalak büyümesine neden olabilir. Bunun yanında dalak büyümesi nedenleri arasında ciddi hastalıklar da bulunur. İşte dalağın büyüme nedenleri:
Dalağa en çok zararı yağlı ve kolesterol oranı yüksek besinler verir. Kanı filtre etmekle görevli olan dalak, kandaki kolesterol oranının yükselmesiyle birlikte bu işlevini gerçekleştirirken zorlanır. Bu açıdan hazır ve işlenmiş gıdalar dalağın gereğinden fazla çalışmasına neden olarak dalağı yorar. Bu da dalağın zehirli maddeleri yeteri kadar süzemeyip biriktirmesine sebep olur.
Dalağın yüksek miktarda zehirli madde içermesi yüzde beneklenmeye ve sindirim sisteminde yavaşlama meydana gelmesine sebep olur. Ayrıca ağız kokusu ve ağız ülseri görülme ihtimali de yüksektir. Bunun sonucunda kilo verme ve kilo almada zorluk çekilir. Dalağa bu zorlukları yaratan başlıca besinlere; yüksek yağlı gıdalar, hazır işlenmiş et ve et ürünleri, kola gibi zararlı madde barındıran içecekler örnek gösterilebilir.
Tıbbi adı ''splenomegali'' olan dalak büyümesi ağrıya yol açabilen ve çocuklarda da görülebilen bir hastalık türüdür. Ayrıca dalak büyümesinin zararları da oldukça fazladır. Belirtileri ise çok fazla çeşitlilik göstermektedir.
Dalak hastalıkları ciddi ve tedavi gerektiren hastalıklardır. Dalağa ne iyi gelir diyenler genellikle dalak hastalıkları ve problemleriyle karşılaşırlar. İşte tedavisi mutlaka gerçekleştirilmesi gereken dalak hastalıkları:
Hemoletik anemi ve hemoletik sarılık adı verilen hastalık kendini çocukluk döneminde dalak büyümesi nedeniyle göstermeye başlar. Kırmızı kan hücrelerini hasar görmeye karşı hassaslaştıran bir bozukluğun neden olduğu düşünülmektedir.
Ciltte, diş etlerinde, burunda ve döl yolunda kanamalı yaralar şeklinde kendini gösterir. Daha çok, genç yaşta ortaya çıkan bir hastalıktır. Kan pıhtılaşması için normal düzeyde olması gereken trombositlerin yetersizliğinden kaynaklanır.
İyi ve kötü huylu olarak dalakta ortaya çıkan tümörlere pek sık rastlanmaz.
Dalağın kan hücrelerini gereğinden fazla yok etmesi gibi bazı düzensizliklerin genel adı olan bir hastalık türüdür.
Kırmızı kan hücrelerinin bazılarının orak şeklinde olduğu ve genellikle siyah ırkta görülen bir anemi türüdür.
Genelde kaza ile karna alınan şiddetli darbe sonucu oluşur. Karında acı ve kanama şeklinde kendini gösterir.
Dalak büyür ve katılaşır, kırmızı kan hücrelerinde ise deformeler meydana gelir. Özellikle çocukluk döneminde görülür ve kemiklerde anormallikler meydana gelir.
Dalağın aşırı derecede büyümesiyle birlikte genellikle kadınlarda ortaya çıkan bir hastalıktır.
Dalak büyümesi tedavisi, dalağın vücudu tehdit edip etmemesine göre farklı şekillerde yapılır. Bazı durumlarda dalak kendi haline bırakılabilirken bazı durumlarda acilen ameliyatla alınması gerekebilir. Dalak büyümesi konusunda, büyüyen dalak tekrar küçülür mü ve tedavisi nasıl yapılır gibi cevabı merak edilen birçok soru mevcut. Dalak tedavisi birkaç aşama ve şekilde yapılmaktadır.
Tıbbi tedavi yöntemleri dışında karaciğer ve dalak büyümesine ne iyi gelir sorusuna cevap olabilecek bazı bitkisel kürler de mevcut. Dalak şişmesine ne iyi gelir gibi sorulara lahana, kuşkonmaz ve zencefil kürü önerilecek en önemli bitkisel tedavi yöntemleridir.
Lahana kürü: Lahana idrar söktürücü ve toksin atıcı özelliğinden dolayı tam bir dalak dostudur. Aynı zamanda yüksek miktarda C vitamini içermesinden dolayı dalağın işlevlerine destek sağlar.
Sirke ile iyice yıkanıp durulanmış lahana yapraklarını güzelce sıkıp suyunu çıkartın. Çıkan suyu üzüm hoşafı ile karıştırıp sabah ve akşam 1 su bardağı olmak üzere günde 2 kere için. Lahananın taze olması ve yapraklarının ölü olmaması dikkat edilmesi gereken bir konudur.
Zencefil kürü: Zencefil içerdiği antioksidanlar ile bağışıklık sistemini güçlendirir, kan dolaşımını artırır ve vücudun toksinlerden arınmasını sağlar.
1 su bardağı suya 1 tatlı kaşığı zencefil ekleyip kaynattıktan sonra karışımı 5 dk dinlendirip için. Günde 3 bardağa kadar içilebilir.
Kuşkonmaz kürü: Yüksek oranda folik asit içermesi ile kansere karşı çok iyi bir koruma sağlar. Çok önemli bir antioksidan olan glutatyonu bol miktarda içermesi ile antioksidan görevi görür.
25 gram kuşkonmaz kökünü ve sapını bir su bardağı suyun içine atın ve 3-4 dakika kaynattıktan sonra için.