Daha evlilik teklifinden başlayıp balayından dönene kadar asla bitmeyen ve neden yapıldığı anlaşılamayan ama herkesin de en az birini mutlaka yaptığı düğün geleneklerini sizler için derledik. Genellikle 'Bir kere evleniyoruz ya!' cümlesinin altına sığınılarak yapılan ve haddinden fazla paralara mal olan neden yapıldığı anlaşılamayan bu gelenekler düğün bitiminde sizlere hatrı sayılır bir borç olarak geri döner. Paranız çoksa ne ala! İşte o düğün gelenekleri...
Damat ilk kurban bayramının arefe günü bir koç alıp süsler ve nişanlısının evine getirir. Boynuzlara altın bilezik takılması da adettendir. Koça ayrı para, süslemeye ayrı para verilir.
Çeyiz kız tarafına ait olsa da o da evden çıkarken herkes tarafından duyulmalı, çeyiz için oynanmalı. Çiftlerin yaşayacakları ev çok önceden hazır olsa bile alınan hiçbir çeyiz o eve gitmez. Önce kız evine gelir, damadın tuttuğu kamyona damadın tuttuğu davul zurna eşliğinde yüklenir.
Kız veya erkek kardeş, kuzen, yani ailede şöyle para koparacak kim varsa gelinin çeyizinin bir kısmının bulunduğu sandığa oturur. Kafadaki fiyatta alınmadan, o sandıktan kalkılmaz.
Neden olduğu nereden geldiği anlaşılamayan bir düğün adeti. Genellikle gelin tarafından kız ve erkek çocuklarının damattan daha da para koparmak için yaptığı bu adet keşke bu kadarla kalsa da içinde gelin yokken bile ölme korkusu olmayan çocuklar önüne atlamasa, üzerine yatmasa. Neyse ki bu durum boş zarf atıp kaçmakla halledilebilir gibi ancak kırmızı ışığa denk gelinirse düğüne bir iki saat kadar geç kalınabilir.
Gelinlik, nişanlık alırken çiftlerle ilgilenen kişiler yaptığı işten aldığı paranın yanında onu teslim ederken "Aman da çok mutlu olun. Ben çok özenle diktim/ilgilendim, vallahi böyle güzel gelin, birbirine yakışan çift görmedim; su gibi yaşayın inşallah, Allah hanenize bereket versin...." diye başlar ve damadın "gönlünden kopan" o bahşişi alana kadar susmaz.
Normalde gitsen 30 lira vereceğin topuza yalnızca duvak takıldı diye 200, 300, 400... lira para vermek. Bir de normalin 6 katı falan olan porselen makyaj var tabii.
Gelin saçından alınan normalin bilmem kaç katı ücret yetmezmiş gibi bir de dükkandan çıkarken kuaförün ve yaverlerinin "Ay, kapı da sıkışmış açılmıyor." şakaları...
Gelin almaya gelindiğinde, gelinin bulunduğu odanın ya da evin kapısı birileri tarafından tutulur, damattan istenilen para alınmadan da açılmaz. Damadın verdiği para beğenilmezse "Ooo bu kadar mı enişte yaaa! Gül gibi kız veriyoruz sana." cümleleri eşliğinde mükemmel bir pazarlık yapılır.
Gelin alınırken kapıda davul zurna çalınmadan olmaz! Hatta şimdilerde işe boyut atlatıp bando ekibi isteyen bile var. Ekibin damat oynarken dibine dibine girip davula, zurnaya para sokturtmadan ayrılamaması da cabası.
Aynı gelin saçından alınan bilmem kaç kat fiyat gibi damatlar da o günkü tıraşa normalden çok daha fazla fiyat öder. Normal fiyat alıp bahşiş isteyen de olur, seremoni haline getirip organizasyon parası alan da...
Her mutlu olayda kutlama amacıyla pasta kesilir, buna tamamız ama düğün salonundaki çalışanların "bıçak kesmiyor" şakalarıyla sömürdüğü damat küfür edercesine elini cebine atar ve yalandan gülümseyerek para çıkarıp usulca pastanın üstüne bırakır..
Düğünde çalan müzisyenler birden müziği durdurup bahşiş koparmak için org çalmıyor, mikrofon çalışmıyor gibi bahaneler uydurur.
Başlık parası geleneğinin cinsiyetçi ve onur kırıcı geleneğinin olduğu zaten bilinir ve ne mutlu ki çoğu yerde sürdüren pek kalmamıştır. Her gelenekte olmasa da gelini emziren anne ya da yakın çevredeki kişiler düğünden sonra zaten para saymaktan elleri yorulan damattan süt parası isterler.
Düğün albümü olmadan olur mu hiç! Herkesin elindeki telefonlarla çektikleri fotoğraflar yetmez! Birkaç bin liracık bayılıp zaten her çiftin çektirdiği parkta bahçede, sahilde, denizde fotoğraf çekilinir. Duygusal pozlar verilir. Bir koca boy çerçeve yaptırılıp evin bir duvarına asılır. Odadaki eşyaların hiç birine uymamasına rağmen özellikle salon veya yatak odası duvarı tercih edilir. Albüm her gelen misafire gösterilir.
Bazı gelenekler "adettendir" yapılır. Ama öncelikle içten gelmesi, bir de damadın parası gerekir.