Yaşantımızda, biz fark etmiyor olsak bile küçük sağlık sorunları olarak ön görebileceğimiz birtakım rahatsızlıklar zamanla ciddi sorunlara yol açabilir. Pasif bir yaşantının merkezinde yer edinmiş olan hareketsizlik de bu problemlere davet niteliğinde zemin hazırlamaktadır.
Tıkanıklık, vücuttaki herhangi bir organın içerisinde bulunan damar yolundaki kan akışının azalmasından meydana gelir. Bedenen ihtiyacımız olan besin ve vitaminler, vücutta damar ve kan yolu ile taşınmaktadır. Damar içerisinde bulunan bazı zararlı maddeler kan akışını olumsuz yönde etkileyerek kan akışını yavaşlatabilir, hatta durdurabilir. Bu da ciddi sağlık problemlerini meydana getirir. Damar tıkanıklığının asıl sebepleri damar sertliği ve kan pıhtısından kaynaklanmaktadır. Bunların sebep olmasında rol oynayan etkenlerin başında yukarıda da bahsettiğimiz üzere hareketsiz bir yaşantı ve sigara, alkol kullanımı gelmektedir. Belirtiler olarak aşağıdaki maddeleri sıralayabiliriz:
Damarı tıkayan yiyecekler kızartmalar, hayvansal yağlar, margarin, hamur işi ve şeker değeri yüksek besinlerdir. Damarları tıkayan yiyecekler olduğu gibi damarları güçlendiren besinler de çokça mevcuttur.
Klasik nabız muayenesi: Kasık, diz arkası ve ayak bileği gibi bacak atardamarlarının cilde yakın olduğu bölgelerde nabız şiddetinin doktor tarafından değerlendirilmesidir. Basit, kısa, sade, hasta için masrafsız ve rahat bir incelemedir. Bu sebeple mümkün olduğu kadar bütün hastalara uygulanmalıdır. Nabızların dolgun olması periferik damar hastalığını ekarte edebilir. Fakat nabzın zayıf olması mutlaka damar hastalığı olduğu anlamına gelmez. Çünkü inceleme kişiden kişiye göre değişiklik gösterebilir, ayrıca bazı nabızlar normal bireylerde de ölçülemeyebilir. Bu sebepten dolayı nabız muayenesi yeterince sağlıklı ve güvenilir bir yöntem olarak kabul edilmez.
Ayak bileği-kol indeksi (ABI): Kol ve bacaktaki atardamar basınçlarını karşılaştırarak bacak damarlarında tıkanıklık olup olmadığını tespit etmeyi amaçlayan bir testtir. Bu amaçla her iki bacak ve koldan tansiyonlar ölçülür. Fakat bu ölçümlerde, dinleme aleti (stetoskop) yerine kalem şeklinde bir el doppleri kullanılır. Olağan durumlarda bacaktaki tansiyon koldaki tansiyondan bir miktar daha yüksektir. Bacaktaki tansiyon koldaki tansiyonun %90'ının altında seyrettiğinde, bacak damarlarında tıkanıklık (periferik damar hastalığı) teşhisi konulabilir. ABI periferik damar hastalığının hem tanısında hem de tedavi sonrası takip edilmesinde çok hassas ve güvenilir bir testtir. Ancak damar tıkanıklığının türünü, yerini ve tıkalı damarların sayısını belirtemez. Bu bilgiler sadece radyolojik görüntüleme yöntemleriyle elde edilebilir.
Radyolojik görüntüleme yöntemleri: ABI ve nabız muayenesi bir insanda periferik damar hastalığı var olup olmadığını ortaya çıkarabilir. Bu adımdan sonra damarları doğrudan görüntüleyen yöntemlerle çok daha ayrıntılı bilgiler ve veriler elde edilebilir.
Klasik anjiyografi: Klasik anjiyografide hastanın kasık atardamarına lokal anestezi altında girilerek kateter adı verilen çok ince bir borucuk, gözlemlenecek damara yerleştirilir. Daha sonra kateterden damarları boyayan bir ilaç verilerek ardından röntgen filmleri çekilir ve damarların seri görüntülerine ulaşılır. Bu görüntüler son derece net, kesin ve güvenilir bilgiler içerir. Bu sebeple klasik anjiyografi, damarların görüntülenmesinde hala en güvenilir yöntem olarak kabul görmektedir.
Bu tavsiyelere ek unutulmaması gerekenler; sinir ve stresten uzak bir yaşam ile düzenli uyku yaşam kalitenizi artıracaktır. Damar sertliğine iyi gelen bu yöntemler sayesinde, meydana gelen dolaşım bozukluğu düzelmeye başlayacaktır.
Kepekli tahıl, fasulye, yulaf ezmesi, bolca sebze ve meyve tüketimi oldukça faydalıdır.
Erkekler günde 30-38 gram, kadınlar ise 21-25 gram tüketmelidir.
Haftalık tüketiminin önemli olduğu somon balığı ve tuna balığı, keten tohumu gibi gıdalar kolesterolün oksidasyonunu ve kan pıhtılaşmasını engellemek amacıyla sistemimize yardımcı olup kılcal damarların çalışmasını düzenler.
Günün herhangi bir zamanında 500 mg civarında bir kez alınabilir.
Balık yağı, E ve K vitaminlerinin de bulunduğu besin ögeleri damarda oluşan plaklar nasıl temizlenir sorusunun en basit cevabıdır.
Doktor tavsiyesiyle alınabilir ve belirli periyotlarla kullanılabilir.
Bol nitrik oksit içeren ıspanak, damar kasılmalarını, pıhtı ve kan birikmesini engelleyerek kalp krizi riskini en aza indirir. Ispanak, A ve C vitamini bakımından zengin olduğundan kötü kolesterolün damarın iç yapısına yapışmasını engeller ve kılcal damarlara iyi gelen yiyeceklerdendir.
Maksimum 2 veya 3 hafta arayla düzenli bir şekilde yemek olarak tüketilmelidir.
Kuşkonmaz, kanın pıhtılaşmasını önler ve kan basıncını azaltır. Aynı zamanda içerdiği B vitaminiyle kalp krizini tetikleyen amino asitlerin iltihaplanmasına neden olan proteinlerin vücuttaki seviyelerini düşürür. Antioksidanların üretimini artırır.
3 çay kaşığı kuşkonmaz otunun üzerine 200 ml yeni kaynamış suyu ekleyin, 25 dakika civarı demleyin. Günde 2 kez yemekten yarım saat kadar önce içilebilir.
Kürkümün adıyla de bilinen, iltihabı engelleyen ve antioksidan özelliğine sahip zerdeçal, kalp sağlığını korumaya yardımcı olur. Zerdeçal, kalp damar sistemini koruyarak kötü kolesterol seviyesini azaltır ve damar tıkanıklıklarını engeller.
Zerdeçal, bir bardak ılık suyun içerisine 1 çay kaşığı eklenerek gündelik olarak tüketilebilir.
Alıç, kalp üzerinde olumlu etkiler meydana getiren ve zehirli bileşikler bulundurmayan en önemli bitkisel maddelerde başlıcalar arasında yer alır. Kalp kuvvetlendirici olarak kullanımda olan bitkiler genel olarak zehirli glikozitler içerdiğinden ancak ölçünlü duruma getirilerek kullanılabilirler. Alıçta bu durum zehirli glikozitler taşımadığından söz konusu değildir. Bu sebeple de evde bulundurulabilecek en iyi bitkisel maddedir ve aynı zamanda en etkili damar açıcı yiyeceklerdendir.
Kurumuş alıç yaprağı veya çiçeğinden 2 çay kaşığı alınıp 1 litre kaynar suda 20 dakika demlendikten sonra balla tatlandırılarak günde üç kere birer bardak içilebilir.
Soğan suyu kolesterolü düşürür, tıkalı kalp damarlarını açar, hatta uzun süreli kullanımda vücutta fazlalık olarak oluşan yağları erittiği birçok gözlem sonuçları ile elde edilmiştir.
2 ceviz büyüklüğündeki soğanlar soyup doğrandıktan sonra su bardağına koyulur. Üzerine kaynar suyu eklenir, su bardağın yarısını geçebilir veya tam yarım bardak olabilir. Bu kür gece yatmadan önce hazırlanmalıdır. Ardından kürün üstü bir kağıt ya da kapakla kapatılır. Sabah açken içilir. (üzerine varsa çeyrek limon sıkılabilir) Önemli olan nokta şudur; 30-45 dakika bir şey yenip içilmemelidir. Eğer bu kurala uyulmayacaksa bu kürü yapmaya gerek yoktur.
Sarımsak en ciddi ve etkili doğal damar açıcıları arasındadır. Damarlardaki tıkanıklıkları açmakta önemli rol üstlenip kan akışını rahatlatır ve damarları açar. Sarımsak, doğal antibiyotik olma özelliğinin yanı sıra, kan basıncını düşürmeye, kandaki pıhtıları çözmeye ve kötü kolesterolle mücadelede yardımcı olur. İçerdiği allicin maddesi yardımıyla vücuda zararlı maddeleri dışarı atar. Düzenli sarımsak tüketimi kan damarlarını genişletir ve kötü kolesterolü düşürür. Bu sayede damar tıkanıklıklarının, sertliklerinin önüne geçer.
Her gün 2-3 diş sarımsağı yemeyi adet haline getirmelisiniz. Küçük parçalara bölüp, çiğnemeden hap şeklinde (su ile) yutarsanız, nahoş kokusu ağzınızda kalıp sizi rahatsız etmez.
Kıymeti bilinemeyen sebzelerden biri olan brokoli; sulphaphane bakımından zengin olup, atardamarların zarar görmesini ve iltihaplanmasını engeller, damar sağlığını koruma açısından da etkilidir. Ayrıca kalsiyumun damar çeperine vereceği hasarını önleyen K vitamini içermesi bakımından önemli bir besin maddesidir. Yoğun lifli yapısı kolesterol seviyelerini düşürmeye ve kan basıncını korumaya yardımcı olur.
Kalp damar sağlığını korumak için her hafta 2 ile 3 porsiyon brokoli yenilmeli veya yarım fincan ham brokoli suyu içilmelidir.
Kanın pıhtılaşma riskini en aza indiren ananas, bünyesinde protein parçalayıcı bir enzim içerir. Bromelayin adıyla bilinen bu enzim, kanın pıhtılaşmasını ve kan hücrelerinin birbirine yapışmasını engeller. Bu, kolaylıkla sindirilemeyen diğer gıdalardan elde edilen proteinleri parçalayan bir enzim çeşididir. Proteini parçalayıp yağ birikimini önlediği için sindirim takviyesi şeklinde bilinir. Damarlarda oluşan iltihabı yok ederek güçlendirir. Aynı zamanda, insan vücudundaki ilk savunma hattı olan T hücrelerinin tesirini artırarak bağışıklık sistemini güçlendirir.
Nar serbest radikallerle savaşmamıza yardımcı olan, vücutta antioksidan etki gösteren, kanı sulandıran ve bu sayede damar tıkanıklıklarının açılmasında fayda sağlayan çok etkili bir meyvedir. Nar aynı zamanda vücudun nitrik oksit üretimini de uyararak kan dolaşımının normale dönmesine ve arterlerinizin açık kalmasına yardımcı olur.
Mevsiminde her gün 1-2 adet nar yenilebilir veya sıkılıp suyu içilebilir.
Elma damar tıkanıklığını ortadan kaldıran, en lezzetli doğal damar açıcılar olarak bilinen meyveler arasındadır. Kalp ve damar sağlığı için en kolay ulaşılır ve en kolay uygulanır meyve olarak bilinir. Her gün 1 adet elma yemek ciddi ölçüde kalp ve damar hastalığı riskinden korumaya yardımcı olur. Elma, kan dolaşımında bulunan, kötü kolesterol seviyelerini düşürmeye neden olan pektin olarak bilinen belirli bir lif çeşidini içermektedir. Bu, safra asitlerinin bağırsak emilimine müdahale ederek yapılır; karaciğer, daha fazla miktarda safra yapmak amacıyla dolaşımdaki kolesterolü kullanmaya teşvik eder. Ayrıca, elmadaki yüksek flavonoid oranı, kalp rahatsızlıklarını ve diğer kardiyovasküler rahatsızlık risklerini azaltmada yardımcı olur. Bunun yanı sıra elmada bulunan magnezyum ve potasyum kan basıncınızın kontrol altında tutulmasını kolaylaştırır.
Burada verdiğimiz gıda ve besin tavsiyeleri; hastalık riskini önlemeye veya daha kötüye gitmesini engellemeye yardımcı olacak tavsiyelerdir. İleri durumlarda anjiyo ve ameliyat gibi tıbbi tedavi gerektiren ciddi rahatsızlıklar ortaya çıkmaktadır.