Konu hakkında açıklama yayımlayan Uluslararası Af Örgütü, bu uzlaşmanın, insan hakları açısından tarihi bir zafere doğru atılmış bir adım olduğunu belirtti.
Kadın hakları örgütleri ve tecavüzden hayatta kalan kişilerin kurduğu grupların yıllardır süren mücadelesinin ardından 1 Eylül’de hükümet, Ceza Kanunu’nda, onay olmadan cinsel ilişkinin tecavüz olarak tanımlanmasını sağlayacak değişikliğin yapılmasını kabul etti.
Yasanın meclisten geçmesi durumunda Danimarka, Avrupa Ekonomik Alanı’nda onay olmadan cinsel ilişkiyi tecavüz olarak kabul eden 10. ülke olacak. Yunanistan ve İspanya da yakın zamanda yasalarında bu yönde değişikliklere gidileceğini duyurdu.
Danimarka Adalet Bakanı Nick Hækkerup 1 Eylül’de, “Bu suçun tecavüz olarak değerlendirilmesi için zorlama ve şiddetin varlığını şart koşan bir sistemden onay sistemine geçme” sözü verdi ve “bir tarafın onayı yoksa o cinsel ilişki tecavüzdür” dedi.
Uluslararası Af Örgütü Kadın Hakları Araştırmacısı Anna Błuś, “Bu adım yalnızca uzun ve zorlu bir mücadele veren kampanyacılar için değil, Danimarka’daki herkes için tarihi bir zafer. İnsan haklarına uygun bir onay yasası Danimarka’yı, gerçek anlamda toplumsal cinsiyet eşitliğini önemseyen diğer Avrupa ülkeleri için emsal kılacak, tecavüzden hayatta kalanların adalete erişimini sağlayacak.” dedi.
Błuś, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yeni yasa, onay olmadan cinsel ilişkinin tecavüz olduğuna ilişkin bariz gerçeği kabul etmeli ve ilgili suçun tecavüz olarak kabul edilmesi için fiziksel şiddetin gerekli olmadığını mutlak surette ortaya koymalıdır. Uzun süreli ilişkilerde ve evliliklerde bile onay bir ön kabul olamaz. Evlilik, onayın var olduğu kabulünü meşru kılmaz."
"Tecavüzle ilgili çağdışı ve tehlikeli yasaların değiştirilmesi, her yere nüfuz eden yaftalamaya ve bu suça yönelik yaygın cezasızlığa son verme yönünde büyük bir adım. Yasal değişiklikler aynı zamanda tavır ve davranışların değiştirilmesinde önemli bir başlangıç noktası olabilir; ancak bununla birlikte, toplumdaki yaygın ve zarar verici yanlış bilgilere ve toplumsal cinsiyetle ilgili kalıp yargılara meydan okumak üzere planlı çabalar da ortaya konulmalıdır."
Yasal değişiklikler, insanların zihniyetini etkileme potansiyeline de sahip. Bu nedenle, Danimarka hükümetinin verdiği bu söz, ileriye dönük memnuniyet verici bir adımdır” diyen Anna Błuś, sözlerini şöyle sonlandırdı:
"Yasa metnini görmek ve yetkililerin toplumun her kademesinde tecavüzle ilgili yanlış bilinenler ve toplumsal cinsiyetle ilgili olumsuz kalıp yargılara nasıl meydan okumayı planladıklarını anlamak için sabırsızlanıyoruz. Bu adım, kurumsal ve toplumsal değişimin yanı sıra, cinsel ilişkiye onay kavramı da dahil olmak üzere kapsamlı bir cinsellik ve ilişki eğitimi de gerektirecek. Tecavüzden hayatta kalan kişilerin öncülüğünde Danimarka’nın, diğer Avrupa ülkelerinin izinden gideceği yeni bir yol açacağına inanıyoruz."
Danimarka’da tecavüzler büyük ölçüde bildirilmiyor ve kadınlar polise başvurduğunda bile tecavüzcülerin yargılanması veya mahkum edilmesi olasılığı oldukça düşük kalıyor.
2017’de tecavüze uğrayan veya tecavüz girişimine maruz kalan kadınlar arasında yalnızca 890 tecavüz vakası polise bildirildi.
Bildirilen tecavüzcülerin 535’i yargılandı ve sadece 94’ü mahkum edildi.