Danıştay savcısının bu mütalaası Halkın Kurtuluş Partisi'nin (HKP) TSK'daki başörtüsü serbestisinin açmış olduğu davanın ardından gelmişti. Davada HKP avukatları, düzenlemenin ‘orduyu ve subayları bir din devleti yapılanmasına doğru götürdüğünü' ileri sürmüştü.
'KAMU PERSONELİ DİNSEL AİDİYETLERİNİ BELLİ ETMEMELİ'
Danıştay savcısının hazırladığı mütalaada Türkiye'nin laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu hatırlatılırken, devlet memurları ile ilgili "657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 6. maddesinde yer verilen tarafsızlık ve eşitlik ilkesine bağlı kalmakla yükümlü bulunan kamu personelinin, hizmetin yürütümünde taraflı davrandığı yönünde şüpheye neden olmaması, siyasi görüşlerini, dinsel aidiyetlerini hiçbir şekilde belli etmemesi gerekir" dendi.
'LAİKLİK İLKESİ VARLIĞINI KORUDUKÇA KABUL EDİLEMEZ'
Kamu hizmetinin başörtüsü serbestisi nedeniyle zarar göreceği belirtilen savcı mütalaasında şu ifadeler kullanıldı:
"… kamu görevlilerinin, din ve vicdan hürriyetinden bahisle dinsel mensubiyetlerini öne çıkarmalarına olanak sağlayacak şekilde kural getirilmesi, Anayasanın 2. maddesinde yer alan ‘laiklik ilkesi' varlığını korudukça, hukuken kabul edilemez…. Belirtilen nedenlerle, dava konusu düzenlemenin iptali gerekeceği düşünülmüştür."