ANKARA (İHA) - Yargıtay Başkanı Osman Arslan, Danıştay saldırısını işleyenlerin tarih tarafından affedilmeyeceğini ve nefretle anılacağını belirterek, "Bu saldırı, Türkiye Cumhuriyeti'nin bütünlüğüne, değerlerine, kazanımlara ve özellikle laiklik niteliğine yöneliktir" dedi.
2006-2007 Adli Yılı Yargıtay'da düzenlenen törenle başladı. Törene Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, TBMM Başkanı Bülent Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Askeri Yargı Temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı. Tören saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Kültür Bakanlığı Devlet Çok Sesli Korosu'nun dinletisinin ardından Yargıtay Başkanı Osman Arslan 2006-2007 Adli Yılı açılış konuşmasını yaptı. Konuşmasına Danıştay'a yapılan saldırıyı hatırlatarak başlayan Arslan, "Bu suçu işleyenler, tarih tarafından affedilmeyecek ve nefretle anılacaklardır. Öte yandan, Yargı onları adil şekilde yargılayacak. Hak ettikleri cezaları verecektir. Bundan kimse kuşku duymamalıdır. Bu menfur saldırıyı kınıyor ve lanetliyoruz" dedi.
Bu saldırının Türkiye Cumhuriyeti'nin bütünlüğüne, değerlerine, kazanımlarına ve özellikle laiklik niteliğine yönelik olduğunu belirten Arslan, şöyle konuştu:
"Şu hususu açıkça belirtmek isterim ki, bu tür terörist saldırılar Yargı'yı etkilemez. Türk Yargısı bugüne kadar olduğu gibi bundan böyle de Anayasa ve kanunlar doğrultusunda yargılama yaparak vicdani kanaatlerine göre karar verecektir. Hiçbir terörist eylem Yargı'yı inandığı doğrultuda karar vermekten alıkoyamaz. Bu hususun herkes tarafından böyle bilinmesi gerekir."
Devletin bölünmez bütünlüğü konusuna da dikkat çeken Arslan, terörist faaliyetlerle herhangi bir sonucun elde edilmesinin mümkün olmadığını vurguladı. Arslan, "Bu tür eylemler acı ve gözyaşını artırmaktan başka bir sonuç doğurmaz. Bu nedenle her Türk yurttaşı kendisinin, yakınlarının ve ülkesinin mutluluk ve refahı için devletine ve devletin niteliklerine sahip çıkmalı. Her konuda devletine yardımcı olmalıdır" diye konuştu.
Demokratik hak ve özgürlüklerin halkın huzur, refah ve mutluluğu için kullanılması gerektiğini belirten Arslan, "Hak ve özgürlükleri kötüye kullanmak hoşgörüyle karşılanamaz. Demokrasilerde özgürlükleri yok etme özgürlüğü kimseye tanınamaz. Özgürlükler devleti yok etme aracı olarak kullanamazlar" açıklamasında bulundu.
Konuşmasında, Şemdinli Davası'na da değinen Arslan, "Meclis Araştırma Komisyonu'nun tutuklu sanıkları cezaevinden getirerek sorgulaması, müşteki ve tanıkları dinlemesi, olay yeri keşfi yapması, tamamen adli soruşturma niteliğindedir. Anılan olayla ilgili 'araştırma' adı altında soruşturma yapılması, Yargıtay tarafından Yargı yetkisine müdahale olarak değerlendirilmiştir" dedi.
Laiklik konusuna değinmeyi de ihmal etmeyen Arslan, laiklikle ilgili Anayasa'da yer alan ilgili maddeleri hatırlatarak, "Laiklik koruyucusu Yargıtay'dır. Hakkın ve bilimin ışığı altında ülkemizi çağdaş ülkeler düzeyine çıkarmak, her bireyin hedefi ve özlemi olmalıdır" değerlendirmesini yaptı. Yargı kararlarının eleştirilmesini ve değerlendirilmesini doğal gördüklerini belirten Arslan, ancak eleştirilerin öznel değil, nesnel olması, önyargı ve duygusallıktan uzak bilimsel ve hukuki olması, başka bir amaç ve sonucu elde etmeye yönelik olmaması gerektiğini vurguladı.