İSTANBUL (A.A) - "Danıştay saldırısında kamera kayıtlarının silinerek delillerin karartıldığı" iddiasına ilişkin hazırlanan iddianamede, "5 aydır arıza yapmayan kameraların 15 gün içerisinde 5 defa arıza yapmasının sebebi, saldırı öncesi yapılan hazırlığın tespitini önleyerek şüphelilerin eylemini kolaylaştırma, delillerin gizlenmesi ve karartılması amacına yönelik olduğu kanaatine varılmıştır" denildi.
Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş tarafından hazırlanan iddianamede, Danıştay saldırısı ve sonrasında sürdürülen yargılama faaliyetlerine değinilerek, aralarında olayı gerçekleştiren Alpaslan Aslan'ın da bulunduğu 8 sanık hakkındaki dosyanın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki birinci "Ergenekon" davasıyla birleştiği hatırlatıldı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden yargılama sırasında, Danıştay binasındaki saldırı olayı ile ilgili olarak, 03 Mayıs 2006 ile 17 Mayıs 2006 tarihleri arasında kameraların arıza yapmaları nedeniyle OYAK Savunma Güvenlik Sistemleri Anonim Şirketi görevlileri tarafından alınan cihazların arızalı olsa dahi temin edilmesinin Ankara Emniyet Müdürlüğü'nden istenildiği belirtilen iddianamede, bu karar üzerine mahkemeye 2 adet hard disk, 2 adet DVD ve 88 sayfa belgenin ulaştırıldığı kaydedildi.
İddianamede, söz konusu hard disk ve DVD'ler üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan 3 ayrı raporda, "saldırının gerçekleşmesinden bir gün önce OYAK Güvenlik tarafından arıza nedeniyle söküldüğü belirtilen hard disklerde herhangi bir arızanın bulunmadığı, saldırıyı gerçekleştiren Alparslan Arslan'ın keşif çalışması yaptığı 16 Mayıs 2006 tarihine ait görüntü kayıtlarının bilinçli olarak geri döndürülemez bir şekilde silindiği" yönünde tespitlere yer verildiği anlatıldı.
-Soruşturma başlatılması-
Mahkemece bilirkişilerin ön raporlarına dayanılarak ilgili kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulduğu belirtilen iddianamede, soruşturma kapsamında konuyla ilgili OYAK Savunma Güvenlik Sistemleri A.Ş. ve Danıştay Başkanlığı'ndan temin edilen servis formlarının Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde yapılan incelemelerinde, OYAK Savunma ve Güvenlik Sistemleri A.Ş. görevlileri tarafından Danıştay saldırısından bir önceki gün olan 16 Mayıs 2006 tarihinde saat: 16.00 civarında rutin uygulamalardan farklı olarak herhangi bir neden belirtilmeksizin kayıt cihazının sökülerek alındığı ve yerine herhangi geçici bir cihazın takılmadığının belirlendiği anlatıldı.
Bu nedenle saldırının gerçekleştiği 17 Mayıs 2006 tarihinde, kameraların kayıt yapamadığı belirtilen iddianamede, OYAK Savunma Güvenlik Sistemleri A.Ş tarafından mahkeme dosyasına gönderilen yazılarda, "bir gün önce sökülerek alınan kamera kayıt cihazının firma görevlilerince saldırının gerçekleştiği günün sabahı takılmak istendiği, ancak saldırının gerçekleşmesi nedeniyle cihazın öğleden sonra saat: 14.45'te takılabildiğinin " belirtildiğine yer verildi.
İddianamede, soruşturmaya konu şüphelilerin, telefonlarına ait baz dökümleri incelendiğinde, bu durumun aksine, Danıştay saldırısı sonrası olay yerine geldiklerinin tespit edildiği, OYAK Savunma Güvenlik Sistemleri tarafından teslim edilen Log kayıtlarının incelenmesinde de, Danıştay binasındaki kamera sisteminin işleyişini gösteren Log kayıtlarında tutarsızlıkları gösteren bulgular elde edildiği belirtildi.
İddianamede "Kaos ortamı oluşturulması için yapılan Danıştay saldırısı ve ilgili olaylar" başlığı altında şu ifadelere yer verildi:
"Danıştay Başkanlığı'nda meydana gelen menfur saldırının anlaşılabilmesi için örgütün amacının ne olduğunu iyi bir şekilde izah etmek gerekmektedir. "Amaç nedir-" sorusuna en iyi cevap, 'Ergenekon' silahlı terör örgütü, elinde bulundurduğu gücün devamlılığını sağlayabilmek ve koruyabilmek için ayrımcılık ve diğer bölücü unsurlar körüklenmiş, bu amaçla Türk-Kürt, Alevi-Sünni, laik-anti laik çatışması çıkartılmaya çalışılmış ve yine örgütün kontrol ve yönetiminde olan medya yapılanması sayesinde bu argümanlar ustaca kullanılmıştır.
Örgütün, kaos planları çerçevesinde, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, ırk, din ve mezhep ayrımı, laik-anti laik çatışması için yaptığı çalışmalar kapsamında, Cumhuriyet gazetesinde "...Domuzun başında türban örtüsü ile resmedildiği karikatür..." yayımlamasının ardından 5, 10 ve 11 Mayıs 2006 tarihlerinde Cumhuriyet gazetesi binasına el bombası atılması eylemleri ile 17 Mayıs 2006 tarihinde de önüne gelen bir davada türban ile ilgili bir karar veren Danıştay 2. Dairesi'nde görevli yüksek yargıçlara silahlı saldırıda bulunulması eyleminin, yine örgütün amaçları doğrultusunda gerçekleştirildiği görülmüştür."
-Danıştay saldırının meydana geldiği tarihlerde ortam
Danıştay saldırısının meydana geldiği tarihlerde, ülkede kaos ortamı oluşturmak amacıyla eylemler yapıldığı, Cumhuriyet gazetesine değişik tarihlerde atılan el bombalarının da bu amaca hizmet ettiği belirtilen iddianamede, "Ergenekon Terör Örgütü" sanıklarından ele geçirilen "Yargıtay" isimli dokümanda, Yargıtay binası ile ilgili kroki ve bilgilerin yer aldığı, binanın giriş ve çıkış noktaları, değişik işaret ve şekiller yapılarak numaralandırıldığı, binanın güvenliği ve güvenlik zaafı ile ilgili bilgilerin dokümanda yer aldığı ve bu şekilde saldırı öncesi hazırlığın yapıldığının anlaşıldığı kaydedildi.
İddianamede, Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yapılan eylemlerde de belli bir hazırlık aşamasından sonra eylemin gerçekleştirildiği düşünüldüğünde, Danıştay saldırısından önce, eylem yeri, konumu, güvenliği, güvenlik zaafları, kaçma noktaları gibi konularda ön hazırlık çalışmasından sonra eylemin yapılabilir hale geleceği belirtilerek, bunun ise Danıştay binasındaki OYAK Savunma Güvenlik Sistemleri A.Ş. tarafından kurulu bulunan kameraların 3 Mayıs 2006 tarihinde arıza yapmaya başlaması ile örtüştüğü ifade edildi.
5 aydır arıza yapmayan kameraların 15 gün içerisinde 5 defa arıza yapmasının sebebinin, saldırı öncesi yapılan hazırlığın tespitini önleyerek şüphelilerin eylemini kolaylaştırma, delillerin gizlenmesi ve karartılması amacına yönelik olduğuna yer verilen iddianamede şöyle denildi:
"Ergenekon terör örgütü'nün kaos ortamı oluşturmak amacıyla Danıştay saldırısını kolaylaştırmak için, arızalanan kameraların arızasının tamamen giderilmediği, arızaya müdahale edildiğinde ise, geçici olarak arızanın giderildiği veya sökülen kayıt cihazının yerine yedeği takılmayarak kameraların görüntü almasının engellendiği, Danıştay saldırısından sonra yapılan açıklamalar ve medyada çıkan haberler, kaos ortamının oluşmasına hizmet ettiği kanaatine varılmıştır.
'Ergenekon silahlı terör örgütü'ne yönelik bugüne kadar yapılan soruşturmalarda ele geçirilen örgütsel içerikli dokümanlar ve elde edilen tüm deliller çerçevesinde örgütün nihai amacının, sürekli kaos ve kargaşa içerisinde, ekonomik kriz, iç etnik çatışmalar ve terör ile uğraşan zayıf bir devlet oluşturarak ülkeyi yönetilemez hale getirmek, devlet otoritesini içte ve dışta zafiyete uğratmak, böylece örgütün daha rahat etki edip yönlendirebileceği siyasal iktidarlar oluşturmak, örgütün belirlediği gizli amaç ve prensiplerin dışına çıkan tüm siyasal iktidarları değişik yöntemlerle kontrol altına almak, bu başarılamadığı taktirde yasama ve yürütme organlarını devirip kendi ideolojik amaçları doğrultusunda devlet yönetimini ele geçirmek olduğu anlaşılmaktadır."
İddianamede, örgütün hedefinin, bir an evvel ülkede darbe zemini oluşturmak, ülkenin kaosa sürüklenmesini temin etmek, güvenliği zafiyete düşürmek ve böylelikle antidemokratik yollarla devlet yönetimini ele geçirmek olduğu ifade edilerek, bu nedenle, örgütün bazı eylemleri plan aşamasında kalmasına ve deşifre olmasına rağmen her eylem planından sonra yeniden ve her fırsatta yeni eylem ve kaos planlarını hazırlayarak uygulamaya koyduğu belirtildi.
İddianamede, örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda Cumhuriyet gazetesine bomba atılması ve Danıştay saldırısı gibi eylemler gerçekleştirildiği kaydedildi.
-"Ergenekon terör örgütü'nün güvenlik şirketlerine ilişkin çalışmaları-
Daha önceki soruşturmalarda ele geçirilen bazı belgelerden "Ergenekon Terör Örgütü'nün nihai amacına ulaşmak amacıyla özel güvenlik şirketleri kurmak, yönetmek ve kontrol altında tutmak amacıyla ciddi çalışmalar yürüttüğü ve bu kapsamda stratejiler geliştirdiğinin anlaşıldığına yer verilen iddianamede, örgütün bu stratejisine paralel olarak bugüne kadar haklarında işlem yapılan sanıklar Veli Küçük, Oktay Yıldırım, Muhammet Yüce ve Ergin Geldikaya başta olmak üzere bir kısım örgüt üyesi ve yöneticisi şüphelilerin özel güvenlik sektöründe çalışması bu durumu açıkça ortaya koyduğu ifade edildi.
İddianamede, örgütün yapmayı planladığı operasyonel faaliyetlerin deşifre olması halinde, bu durumun örtbas edilmesi, delillerin yok edilmesi amacıyla kurulan ya da kontrol edilen özel güvenlik şirketinin önemli bir görev üstleneceği, bu kapsamda kurulacak olan özel güvenlik şirketlerinin yönetim kurulu başkanlığına istihbarat alanında uzmanlaşmış emekli kurmay albay getirilmesinin hedeflendiği anlatılan iddianamede, "bu hedefine uygun olarak, OYAK Güvenlik Şirketi'nin yönetiminde, 'Ergenekon' örgütü sanıklarıyla irtibatlı olan emekli Kurmay Albay Orhan Çoban'ın görevlendirildiği, bu nedenle OYAK Savunma Güvenlik şirketinin de örgütün müdahalesi, yönlendirmesi ve kontrolüne açık olduğu anlaşılmaktadır." denildi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kayıt cihazlarıyla ilgili bilirkişiden aldığı raporlarda, Danıştay'dan sökülen kayıt cihazının arızalı olmadığı ve hard diskte bulunan görüntülerin geri getirilemeyecek şekilde silindiğinin yer aldığı hatırlatılan iddianamede, Danıştay binasında kurulu bulunan kameraların 3 Mayıs 2006 tarihinde arızaya geçtiği, müdahale edildiği tarih olan 5 Mayıs 2006 tarihine kadar kayıt yapmadığı, 8, 9, 11 ve 16 Mayıs 2006 tarihlerinde kameraların arızaya geçmesine rağmen kayıt cihazı tamamen değiştirilmeyerek geçici çözümlerle olaya müdahale edildiği anlatıldı.
İddianamede, 9 Mayıs 2006 tarihinde sökülen kayıt cihazının yerine 11 Mayıs 2006 tarihine kadar yedek cihaz takılmadığı, 11 Mayıs 2006 tarihinde düzenlenen servis formunda, kayıt cihazının şüpheli Serkan Akyıldız tarafından çalışır bir şekilde teslim edilmiş olduğunun belirtilmesine rağmen 5 gün sonra arıza vermesi, diğer tarihlerde hard disk arızası durumunda kayıt cihazının resetlenerek çalışır duruma getirilmesine rağmen bu işlemin uygulanmadığı anlatılan iddianamede, şunlar kaydedildi:
"Özellikle 16 Mayıs 2006 tarihinde kayıt cihazı sökülürken herhangi bir sebep gösterilmemesi ve servis formu düzenlenmemesi düşünüldüğünde OYAK Savunma Güvenlik Sistemleri A.Ş. tarafından bilinçli olarak kameraların kayıt yapmasının engellendiği kanaatine varılmıştır.
Diğer yandan soruşturma kapsamında şüphelilerin savunmaları doğrultusunda, 5 Mart 2012 tarihinde tekrar bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bu raporunda daha önce düzenlenen bilirkişi raporlarını teyit eder mahiyette olduğu anlaşılmıştır. Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yapılan eylemlerde de belli bir hazırlık aşamasından sonra gerçekleştirildiği düşünüldüğünde, Danıştay saldırısından önce olay yeriyle ilgili yapılan keşif çalışmalarının kameraların arızaya geçtiği tarihlerde başladığı değerlendirilmektedir."
(Sürecek)
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz