Bilirkişilerin kitaba ve programa ağır eleştiriler getirdiği, Danıştay savcısı ve tetkik hakiminin "yürütmenin durdurulmasının kabulü" yönünde görüş bildirdiği davada, Danıştay 8. Dairesi, eleştirilerin "akademik nitelik taşıdığını, bilimsel yaklaşım ve ekol farkına dayandığını" ifade ederek yürütmenin durdurulması talebini reddetti.
Danıştay 8. Dairesi, Eğitim-Sen'in, "Talim ve Terbiye Kurulu tarafından verilen Ortaöğretim 11. Sınıf Felsefe Ders Programının ve Ortaöğretim 11. Sınıf Felsefe Ders Kitabının kabulüne dair kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle" açtığı davada kararını verdi.
Bilirkişilerin programı ve ders kitabını ağır bir dille eleştirdiği, dosyayı inceleyen Danıştay Tetkik Hakimi Serpil Koçyiğit Erdoğan ve Danıştay Savcısı Leyla Kodakoğlu'nun bilirkişi raporlarını dayanak göstererek "yürütmenin durdurulması" yönünde görüş bildirdiği davada, Danıştay 8. Dairesi yürütmenin durdurulması istemini reddetti.
Kararda, "Hakan Baykal tarafından yazılan ve Zambak Basım Yayın Eğitim ve Turizm İşletmeleri Sanayi Ticaret A.Ş. tarafından basılan Ortaöğretim 11. Sınıf Felsefe Ders Kitabının 2010-2011 yılından itibaren 5 yıl süreyle ders kitabı olarak kabul edilmesine ilişkin TTK kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle" Eğitim-Sen tarafından açılan davada, program ve kitap hakkında bilirkişi incelemesi istendiği hatırlatıldı. Daire, bilirkişilerin ağır eleştiriler içeren raporunun, "akademik nitelik taşıdığı, bilimsel yaklaşım ve ekol farklılığından kaynaklandığı" görüşüne vararak, yapılan bilimsel değerlendirmelerin "TTK kararını hukuki açıdan sakatlayacak mahiyette bir olmadığına" hükmetti. Daire, İdari yargılama Usulü Yasası'nın 27. maddesi gereği, "idari işlemin uygulanması halinde giderilmesi güç veya olanaksız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması koşullarının birlikte gerçekleşmesi" durumunda yürütmenin durdurulacağını buna karşın davada söz konusu koşulların gerçekleşmediğini belirtti. Davacı Eğitim-Sen Daire'nin kararına itiraz etti. Dava konusunda son söz Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nda olacak.
-BİLİRKİŞİLER "ELEŞTİRİLMEYE BİLE DEĞMEZ" DEMİŞTİ
Ankara'daki 3 saygın üniversitenin felsefe bölüm başkanları tarafından incelenen program ve kitaba gelen eleştiriler yenir yutulur cinsten değildi. Milli Eğitim Bakanlığı, bilirkişilerin raporuna itiraz etmiş fakat itirazda isabet görülmemişti. ODTÜ Felsefe Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet İnam, raporunda ders programında felsefenin tanımından başlayan önemli hataların olduğunu belirtmişti. Programın dar bir grup tarafından aceleyle hazırlandığı görüşünü dile getiren İnam, kitabın da "felsefenin 2 bin 500 yıllık birikimini aksettirmekten uzak" olduğunu belirtmiş, "Sığ ve ayağa düşürülmüş felsefe anlatımı ise içler acısı. Elimizde eleştirilmeye bile değmeyen bir ders kitabı var" ifadelerini kullanmıştı. Programa ve kitaba en sert eleştirileri getirenlerden biri de Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kurtuluş Dinçer olmuştu. Raporunda, Talim ve Terbiye Kurulu'na da "Asıl sorun tepeden programla öğrenci 'terbiye etmeye' çalışan Talim ve Terbiye Kurulu'nun varlığıdır" diyerek eleştiri getiren Dinçer, kitap yazarının Descartes'in "Düşünüyorum o halde varım" önermesini bile anlamadığını, felsefi formasyonu olmadığını belirtmiş, "Kitabın felsefeyle ilgisi yok" denmişti. Ankara Üniversitesi Felsefe Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sabri Büyükdüvenci'nin raporunda ise felsefeye karşı dinin öne çıkarıldığına vurgu yapılıyor, program "eksik, çelişkili ve yetersiz" olarak nitelenirken, kitabın da felsefeyle ilgisi tartışmalı olan Sofi'nin Dünyası adlı kitabı öne çıkardığı ifade ediliyordu.
ANKA