Mardin'e 30 kilometre uzaklıkta bulunan Dara Mahallesi’nde yer alan ve tarihte Yukarı Mezopotamya'nın en önemli yerleşim yerlerinden olan Dara Antik Kenti'nde yapılan kazı çalışmalarında dünyada eşi benzer olmayan 1500 yıllık toplu mezarın yanı sıra çeşitli yapılar ortaya çıkarıldı. 6'ncı yüzyılda Bizans İmparatorluğu'nun Doğu'daki son kalesi olarak kabul edilen Dara ve çevresi, o dönem savaşların en yoğun olduğu bölge olduğundan 18 metre uzunluğunda ve 3 metre genişliğinde surlarla çevrilerek bir savunma sistemi oluşturuldu. Yaklaşık 40 bin nüfusun barındığı kentin su ihtiyacı da yapılan sarnıçlar aracılığıyla giderildi. Bizans İmparatorluğu dönemine ait yapıların bulunduğu alanda yapılan kazı çalışmalarında bu sarnıçlar da ortaya çıkarılmaya başlandı. Son ortaya çıkarılan ve halk arasında 'zindan' olarak adlandırılan 10 bin metreküp su alma kapasitesine sahip su sarnıcının, derinlik bakımından İstanbul'da bulunan ve 6'ncı yüzyıl Bizans dönemi eseri olan Yerebatan Sarnıcı'ndan 6 metre daha derin olduğu belirlendi.
Dara Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı ve Kafkas Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Metin, sarnıcın sağlamlık ve mimari yapısıyla Yerebatan Sarnıcı'ndan sonra gelen ikinci bir yapı durumunda olduğunu belirterek, "Bu yapı bir mimari şaheserdir. 15 metre yüksekliğinde bir yapıya ve 10 bin metreküp su kapasitesine sahip. Bizans döneminin en ünlüsü olarak bildiğimiz Yerebatan Sarnıcı'ndan da yaklaşık 6 metre daha yüksek" dedi.
Kentin 6'ncı yüzyılda Bizans'ın güneydeki en büyük sahra ordusunun konuşlandığı yer olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Metin, "Yaklaşık 40 bin nüfuslu bir kent ki, o döneme göre sayısal olarak fazla bir kent. Sivil yapıların, hamamların, çeşitli su sarnıçlarının, kamu yapılarının inşa edildiği komplike bir yapıdır. 4 kilometrelik bir sur yapısına sahip. 3 metre kalınlığında yaklaşık 18 metre yüksekliğinde bir sur savunma sistemi var. Bu açıdan da Güneydoğu'daki en sağlam, daha doğrusu Konstantinapolis'in, merkez Bizans'tan sonra salt Bizans yapılarının olabileceği ve şu anda ayakta duran en önemli kentlerinden birisi Dara'dır. Belki de İstanbul'dan sonra en önemli kentidir" diye konuştu.
Ortaya çıkarılan sarnıcın mimari bir şaheser olduğunu, antik dokusu bozulmadan bugüne kadar gelen Bizans'a ait en önemli yapılardan biri olduğunu ifade eden Metin, şunları söyledi:"6'ncı yüzyılda Bizans'ın batıda ve güneyde birtakım savaşları var. Güneyde Sasaniler ile olan bir mücadelesi var. Bundan dolayı sahra ordularını Dara ve çevresine yerleştirmişler. Yani en yoğun çarpışmaların geçtiği dönem, Dara ve çevresinde olmuş. Bulunduğumuz yer halk tarafından 'zindan' olarak adlandırılan ama aslında su sarnıcı olarak Dara'nın en önemli yapılarından birisidir. Burası şu ana kadar antik dönemin dokusunun bozulmadığı Anadolu'daki en önemli yerlerden birisidir." Dara Antik Kenti'ni gezmeye gelenler, kentin turizm açısından potansiyelinin yüksek olduğunu, sarnıcın İstanbul'daki Yerebatan Sarnıcı gibi dizayn edilerek, daha çok ilgi çekebileceğini söyledi.