AK Parti Kayseri Milletvekili ve Darbe Araştırmaları Alt Komisyon Başkanı Yaşar Karayel, “24 Ocak 1997 yılında Gölcük’te komutanların yaptığı toplantının gerekçesini ve kimlerin katıldığını sorduk ama cevap alamadık” dedi.
AK Parti Kayseri İl Başkanlığı’nın İl Danışma Meclisi toplantısına katılan Yaşar Karayel burada yaptığı konuşmasında, “28 Şubat darbesinden önce gazetelerin başlıkları vardı. O zaman darbe yapmaya niyet etmiş, darbeciliği kafaya koymuş bir zihniyet bu ülkeyi perişan etmeye kalkışıyordu. Bütün başarımızın altında millet iradesini iyi temsil etmek ve iradeye zarar verdirmemek için Başbakan’ın arkasında gurup olarak sımsıkı durmak vardı. O dönemde bunlar yapılamadığı için darbecilerin önü açılmıştı” dedi.
Karayel, “Biz darbeleri araştırma komisyonu olarak Genelkurmay Başkanlığı’na yazı yazdık, ‘Şurada toplantı yaptınız, gerekçesi nedir?’ diye sorduk. 24 Ocak 1997 yılında yapılmış. Gölcük’te yapıldı ve bütün komutanlar kampa çekiliyor 4 gün. Orada 28 Şubat kararlarında alınacak ne kadar konu varsa hepsini konuşuyorlar. Onlar bu iş için toplandıklarını söylemiyorlar. Katılanlar İsmail Hakkı Karadayı, Harp Akademileri Komutanı, ne kadar muvazzaf general varsa hepsi toplanıyorlar. 54 madde üzerinde karar kılıyorlar ve Cumhurbaşkanı Demirel’i Genelkurmaya çağırıyorlar” diyerek şu şekilde konuştu:
“406 sayılı kanun olarak Milli Güvenlik Kurulu’ndan çıkıyor. Çok farklı şeyler de çıkıyor. Milli Güvenlik Kurulu Kararı içinde irticai sebepler var gerekli işlemler yapılması lazım diyor. Demirel’in Başbakan Erbakan’a yazdığı yazıda.
‘Kayseri Belediye Başkanı Şükrü Karatepe’ye soruşturmada baskı yapıldığı, Atatürk düşmanlığı yapıldığı, bazı siyasi kimliği olan kişilerin laiklik karşıtı konuşma yaptığı’ şeklinde.
Kayseri’ye müfettişler geldi. Bekir Yıldız, Mehmet Özhaseki ve Memduh Büyükkılıç’ın üzerine karabasan gibi çöktüler. 10 Kasım’da Şükrü Karatepe ile ilgili soruşturma açıldı.
Şükrü Karatepe’nin dosyası 7 bin dosyanın önüne alındı ve Refah Partisi’nin kapatılma gerekçesi olarak gösterildi.
80 darbesinde 650 bin insan gözaltına alındı. 7 bin insan için idam istendi. 517 insana idam cezası verildi. 71 bin insan düşünce suçlarından yargılandı. 30 bin insan işten çıkarıldı. 14 bin insan vatandaşlıktan çıkarıldı. 23 bin dernek kapatıldı. Bunlar bir darbede sivil toplum kuruluşlarının yaşadıklarıydı.
Bunlar en küçük şeyi basına yazdırıyorlar ve onu da delil olarak kullanıyorlar ve partileri kapatıyorlar. İrtica’nın en büyük sebepleri Başbakan Erbakan’ın Başbakanlık konutunda iftar vermesiydi. Bunlar komik işler. Erbakan hoca bir gün önce de şehit ailelerine yemek vermişti.
Bu cuntacılara yeniden fırsat verirseniz, millete hepimiz hesap vermek zorundayız.
Bu zulüm toplumun her kesimine yapılmış. Dindarlara kendi elleriyle yaptırdıkları işkenceler de var. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın komisyona gönderdiği yazılarda ortaya çıktı. Yazıda, ‘İl ve ilçe müftülükleri görev bölgelerindeki tarikatlarla ilgili bilgi alacaklardır. Bilgi ve form her bir tarikat için ayrı ayrı doldurulacaktır’ deniliyor. Türkiye’nin tamamı konusunda bu şekilde çalışma yapılmış. Özel görevlendirme yapılmış. Din adamlarına kınama ve görevden atılma gibi çalışmalar yapılmış.
Bizim komutanlar her işten anlıyor. Bankacı, gazetecilik ve din adamlığı dahi yapmışlar. DİYAM diye merkez kurulmuş Başkan Yardımcısı Emekli Tüm General Yaşar Karagöz olmuş. Genel Sekreter Oğuz Kaleloğlu Kurmay Albay. Bunlar Milli Güvenlik Kurulu Psikolojik Harp Daire Başkanlığı’nda görev alan insanlardı.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz