Osman Nuri BOYACI/ DENİZLİ, Denizli 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ne dönüştürülen EGS Kültür ve Kongre Merkezi'nde görülen darbe girişimi davasının ikinci gününde 11'inci Komando Tugay Komutanlığı'na bağlı Söke 11'inci Komando Tugay Komutan Yardımcısı Kurmay Albay Erol Akman savunma yaptı. Hakkındaki iddiaları reddeden, darbe girişiminden haberi olmadığını söyleyen Akman, "12 Temmuz'da eğitimden haberim oldu, Kurmay Başkanı arayıp bildirdi. Söke'deki birliklerin Denizli'ye gideceği emrini yazıp imzaladım. Gizli bir intikal değildi. 13 Temmuz'da Tugay Komutanı kamera sistemini denetlemek için Söke'ye geldi. Birlikte olduğumuz süre 3-4 dakikayı geçmez. 15 Temmuz Cuma gününe kadar Söke'de rutin işlerimi yaptım. Cuma günü saat 15.30'da yola çıktım ve akşam saatlerinde Denizli'ye tugaya geldim. Kurmay Başkanı, Cumhur ve Afşin Yarbaylar ile oturduk, yemek yedik. Saat 22.30'da, tugay komutanının intikal eğitimini 03.00'ten 23.00'e aldığını öğrendim. Komutanın odasına çıktım, hazırlanıp intikali yapmamız için talimat verdi. Saat 23.30'da birliklerle Çardak'a intikali başlattık" dedi.
"FETÖ'YE İLGİM OLMADI, DARBE GİRİŞİMİNDEN HABERİM YOKTU"
İntikal sırasında Tugay komutanı Tuğgeneral Kamil Özhan Özbakır'ın arayarak, Ankara'da kalkışma olduğunu, bastırmak için bir birlik gidebileceğini, birliğin uçağa binmeden önce kendi emrini beklemesi talimatını verdiğini de belirten Akman, Çardak'ta Hava Meydan Komutanlığı nizamiyesinden giriş yaptıklarını, içeri zorla girmediklerini, saat 03.30'da Tugay Komutanı'nın arayarak uçak olayının iptal edildiği talimatını verdiğini söyledi. Kule ışıklarının açılması için bir girişiminin olmadığını, Tugay Komutanı'nın son telefonunun ardından birliğe yat emri verdiğini, kendisini araçta beklediğini belirten Akman, "Ertesi gün İl Jandarma Komutanı aradı, ana yola gelmemizi istedi. Nizamiye kapısının araçla kapatıldığı belirtip, kendilerinin gelmesini istedim. Kaymakam ile geldiler ve orada gözaltı işlemi yapıldı. Tüm süreçte kimseye suç konusu olabilecek bir emir vermedim. Kendim de bir eylemde bulunmadım. Benim kalkışma olacağından haberim olsaydı tavrım farklı olurdu, kesin ve net emirler verirdim. FETÖ'yle bugüne kadar ilgim olmamıştır, kalkışmadan haberim yoktur. Rütbem gereği bana verilen emirlere uydum. Cemaat üyesi değilim. Tabi olduğum bir hiyerarşi yoktur. Tugay Komutanı ile sürekli irtibat halindeydim. FETÖ ile ilgim olsa benimle ilgili bir görevlendirme de yapılırdı" diye konuştu.
"ŞOFÖRÜM YANLIŞ ANLAMIŞ"
Kurmay Albay Erol Akman, intikal sırasında Tugay Komutanı telefonla kendisini aradıktan sonra araçtaki şoförü Kenan Bölükbaşı'na, "Sen hiç darbe yaptın mı? Hadi gidelim darbe yapalım" şeklinde bir ifadede bulunup bulunmadığının sorulması üzerine, "Böyle demedim. Şoförüme, 'Sen hiç darbe yaptın mı? Hadi gidelim darbeye darbe yapalım' dedim. O söylediğimi yanlış anlamış olabilir. Bu sözlerimi de şaka olarak söyledim. Ciddi bir yanı yoktur" dedi. Kurmay Albay Erol Akman, birliklerin Çardak'a intikal başlatmadan önce darbe girişiminden bilgisi olmadığını, sadece cep telefonundan Boğaz Köprüsü'nün askerler tarafından kesilmesini farkettiğini söyledi.
DARBE ŞAKASI DURUMUN CİDDİYETİYLE BAĞDAŞIYOR MU?
Davanın savcısı Akman'ın darbe şakası yaptığını söylemesi üzerine, "Yeniçeriler'den bu yana Türkiye'de 13 darbe yapıldı. Bunların hepsini askerler yaptı. Tugay Komutanı sizi arıyor ve Ankara'da kalkışma olduğunu söylüyor, cep telefonundan Boğaz Köprüsü'nün askerler tarafından kesildiğini görüyorsunuz. Bu birliğin iki numaralı ismisiniz ama şaka yapıyorsunuz. Böyle bir şakanın durumun ciddiyetiyle bağdaşmadığını, yanlış anlaşılabileceğini düşünmediniz mi?" sorusunu yöneltti. Sanık Akman, "'Darbe girişiminden haberdar değildim. Boğaz Köprüsü'nün askerler tarafından kesilmesi terör amaçlı olabilir' diye düşündüm. Denizli ve İstanbul arasında bir bağ kuramadım. Şoförüme de şaka yaptım. Yanlış anlaşıldığını düşünüyorum. Böyle bir niyetim olsaydı şoförüme niye söyleyeyim, rütbelilere söylerdim" dedi.
"DARBEYİ BASTIRMIŞ OLSAK ŞU AN YARGILANMAYACAKTIK"
Darbe girişimi gecesi Çardak'ta emrindeki hiçbir askere polise direnmeleri talimatı vermediğini, darbe teşebbüsünden gece saat 03.00 gibi haberdar olduğunu söyleyen Akman, intikalin yapıldığı gece havada uçak görmediğini ve uçak sesi de duymadığını belirtti. Tugay Komutanı'nın kendisine telefonla bildirdiği numarayı aradığını, tanımadığı kişiyle görüştüğünü belirten Akman, "'Uçak gelme durumu var mı?' dedim. 'Yok' dedi. Çardak'ta nizamiyedeki astsubaya sadece uçak gelebileceğini söyledim. Eğer uçak gelse ve biz Ankara'ya gitsek, darbeyi bastırmış olsak şu an burada yargılanmıyor olacaktık" diye konuştu. Akman, intikal sırasında birliklerin yanlarına aldığı 26 bin 500 merminin askeri duruma göre fazla olmadığını, 500 kişi için 72 bin mermi alınması gerektiğini, merminin dışında el bombası, roketatar, bomba atar gibi mühimmatın da birliklerde olmadığını söyledi.
350'DEN FAZLA SANIK DİNLENECEK
Bu arada Denizli 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi, üç hafta boyunca duruşmaları aralıksız sürdürecek. 42'si tutuklu, 60 sanığın savunmalarının ardından tanıkların dinlenmesine geçilecek. Savcılığın iddianamade Çardak'a intikali yapılan erleri tanık olarak göstermesi nedeniyle davada 350'den fazla er ve erbaş ile Çardak'ta Hava Meydan Komutanlığı'nda görevli personel de tanık olarak dinlenecek. Mahkeme heyeti savunmaların ardından tanıkların dinlenmesine geçecek ve üç haftanın ardından mahkeme ara karar verecek.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz