12 Eylül 1980 darbesine 12 Eylül 2010 referandumuyla yargı yolu açılmasının ardından işkenceciler hakkında davalar ülke genelinde peş peşe açılıyor. 1980’de henüz 31 yaşında bir öğretmenken eş ve çocuklarından ayrılıp cezaevine düşen Sadit Özdemir, bir yandan mahkemede işkencecilerinden hesap sorarken diğer yandan 14 yıl 9 ay 22 gün yaptığı öğretmenlik sebebiyle emeklilik ikramiyesinin mücadelesini veriyor. Darbe mağduru Sait öğretmen, Ankara 10. İdare Mahkemesi’nden gelen “Mesleğiniz boyunca hak ettiğiniz emeklilik ikramiyesini alabilirsiniz” kararıyla bir nebze olsun sevindi.
Darbe ve sonraki dönemde cezaevlerinde insanlara işkence edenler, anayasada yapılan değişikliklerle yargılanıyor. Ordu’nun Aybastı ilçesi Sarıyer köyünde öğretmenlik yaptığı sırada gözaltına alınan ve tutuklu kaldığı sürece Ordu, Erzincan, Çorum ve Bursa olmak üzere çok sayıda cezaevi gezmek zorunda kalan Özdemir, 1988’de Bursa Cezaevi’ndeyken kendisine işkence ettiklerini iddia ettiği 3 müdür, 1 başgardiyan ve bir Cumhuriyet savcısı hakkında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Soruşturmanın tamamlanmasıyla geçen sene Kasım ayında Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada Sait Özdemir, gençliğini karartan işkencecilerden hesap sormaya başladı. Davanın ikinci duruşması yarın görülecek.
Cihan Haber Ajansı muhabirine konuşan Sait Özdemir, 12 Eylül'de mağdur olan yüzlerce aileden sadece birisi olduğunu kaydetti. Ordu'daki Aybastı İlköğretim Okulu'nda müdür olarak görevliyken Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği (TÖB-DER) üyesi olduğu iddiasıyla gözaltına alındığını anlatan Özdemir şunları kaydetti: “Türlü işkencecilere maruz kaldım. Evliydim, iki çocuğum vardı. Çocuklarım mapus mapus, il il benimle dolandılar, en son Bursa’ya geldiler. Bursa’da tahliye olduğum için Bursa’da ikamet ediyorum. 12 Eylül’ün iyi tarafı da var, ben o zaman gezemiyordum, il il gezdim. Bir başka yanı da midem rahatsızdı, açlık grevlerinde midem iyileşti. Gözaltına alındığımda 31 yaşındaydım, en verimli, en yoğun öğretmenliğimin dönemindeydim. O yıllarım çalındı.”
O dönem cezaevinde kendisi gibi 4 binin üzerinde öğretmen olduğuna işaret eden Sait Özdemir, özlük haklarının da ellerinden alındığını söyledi. Özdemir şunları kaydetti: “1991 yılında cezaevinden çıktıktan sonra büyük mağduriyetler yaşandı. Özlük haklarımız gitti. Özlük haklarımız kaybolmuştur. İşimiz elimizden alındığı için haklarımız da gitti. Mağduriyet alabildiğine vardır. Bu mağduriyetimiz halen devam etmektedir. 32 yıl sonra 14 yıl 9 ay 22 gün çalışmamın karşılığında ikramiyemi almadım. 200 yılında bir fabrikada 8 yıl çalıştıktan sonra emekli oldum. Memuriyetimden dolayı hak ettiğim emeklilik ikramiyemi de alamamıştım. Daha dün mahkemeden karar geldi, ‘verilmelidir’ diye.”
Sait Özdemir’in Ankara 120. İdare Mahkemesi’nde Sosyal Güvenlik Kurumu aleyhine açtığı dava karara bağlandı. Mahkeme heyeti kararında, “Dava, farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi hizmet süreleri birleştirilmek suretiyle emekli olan davacının Emekli Sandığı’na tabi olarak geçen hizmet süresi için kendisine emekli ikramiyesi ödenmesi amacıyla davalı idareciye yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptalinde hukuki isabet görülmemiştir. Anayasa’nın 125. maddesinde idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlandığından hukuka aykırılığı saptanan dava konusu işlem nedeniyle davacının uğradığı zararın, hesaplanacak emekli ikramiyesi tutarı üzerinden ve ilgilinin idareye başvuruda bulunduğu tarihten itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tazmini gerekmektedir.”
Avukat Akın Özgüç ise mahkemenin kararını temyize götüreceklerini, güncel katsayı üzerinden Özdemir’e emeklilik ikramiyesi ödenmesi gerektiğini söyledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz