Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin tarafından hazırlanan 12 Eylül 1980 darbesine ilişkin iddianamede Kenan Evren ile Hava Kuvvetleri Komutanı Emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya'ya "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın Tamamını veya Bir Kısmını Değiştirmeye veya Ortadan Kaldırmaya ve Anayasa İle Teşekkül Etmiş Olan Türkiye Büyük Millet Meclisini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasına Engel Olmaya Cebren Teşebbüs Etmek" suçlaması yöneltiliyor. İddianamede 12 Eylül 1980 askeri darbesi öncesi meydana gelen önemli 10 terör olayından bahsediliyor. Bunlar arasında 1 Mayıs 1977 olayları, 1978 Sivas olayları, Kahramanmaraş olayları, gazeteci Abdi İpekçi'nin öldürülmesi ile 6 Nisan 1978 tarihinde Ankara Emek Postanesi'nden Malatya Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu'nun öldürülmesi yer alıyor.
Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin, 1970'li yılların toplumda güçlü ideolojik akımların yaygın olarak boy gösterdiği bir süreç olduğuna dikkat çekiyor. Bireylerde kendilerini bir yere bağlı hissetme duygusu olan aidiyet düşüncesinin ön planda olduğunu dile getiren Çetin, toplumda yasal olarak örgütlenen sivil toplum kuruluşları, ekonomik ve sosyal amaçlardan çok siyasi ve ideolojik amaçlarını ön plana çıkardıklarını vurguluyor. Özellikle bireylere eşit hizmet sunması gereken devlet memurları arasındaki siyasal ve ideolojik örgütlenmeler toplumun kamplara bölünmesine yol açtığının altını çizen Çetin, "Bu anlamda, çalışan sayısı bakımından büyük kitleler oluşturan öğretmenler ve polisler arasındaki örgütlenmeler toplumda büyük huzursuzluk oluşturuyordu. Sağcı polisler POL-BİR, solcu polisler POL-DER adı altında, sağcı öğretmenler ÜLKÜ-BİR, solcu öğretmenler TÖB-DER çatısı altında örgütlenmişti. Diğer meslek gruplarında da benzeri karşıt görüşlü örgütlenmeler oluşturulmuştu. Toplumdaki bu ideolojik bölünmelere ek olarak, ülkede yaşanan kronikleşmiş ekonomik krizin etkisiyle yoksulluk had safhaya ulaşmış, ülke borçlarını ödeyemediğinden iflasın eşiğine gelmişti. Ülkede kaos ve kargaşa oluşturarak, darbeye zemin oluşturmak isteyen güçler, bu ekonomik ve sosyal istikrarsızlığı kaçırılmaz bir fırsat olarak değerlendirerek tertipledikleri terör olaylarıyla ülkeyi adım adım askeri darbeye sürüklemişlerdir. 12 Eylül askeri darbesi öncesi ülkede yaşanan terör olaylarında, halkı kışkırtmak ve karşı karşıya getirmek için çoğunlukla aynı argümanların kullanılması, olaylarda herkes tarafından görülen asıl faillerin olaylardan sonra bir türlü yakalanamaması, yakalanarak yargılananların ise birbirlerine karşı kışkırtılarak çatışmaya sürüklenen kişiler olması, olaylara ya hiç müdahale etmeyen ya da geç müdahale eden güçlerinin tutum ve davranışları, bazı olaylarda bizzat güvenlik güçlerinin kullanılması, hususları gözetildiğinde, olayların, ülke yönetiminin askeri otoritenin eline geçmesini isteyen güçler tarafından çıkarıldığı, şüphelilerin denetiminde bulunan askeri yönetiminse, ülkenin kaosa sürüklenerek darbe şartlarının oluşmasını bekledikleri sonucuna varılmaktadır." diyor.
Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin, ülkenin 12 Eylüle götürüldüğü süreçte yaşanan ve toplumu en çok etkileyen ve askeri darbede gerekçe olarak kullanılan terör olaylarını ise şöyle sıralıyor:
"1 Mayıs 1977 Olayları; 6 Nisan 1978 tarihinde Ankara Emek Postanesinden Fendoğlu Ankara Emek Postanesinden evine gönderilen bombanın patlaması sonucu öldürüldü. Halkın 'Hamido' diye bildiği Belediye Başkanının evinde bombanın patlaması sonucu kendisi ile birlikte gelini ve torunu da ölmüştü. 16 Mart 1978 günü Sol görüşlü öğrenciler İstanbul Beyazıt'ta İstanbul Üniversitesi'nin Beyazıt Meydanı'na açılan kapısında dışarıya çıkarlarken öğrencilerin üzerine ateş edilmeye başlandı. Bir el bombası da öğrencilerin üzerine atıldı. Yapılan saldırıda 7 öğrenci hayatını kaybetti. 50'den fazla kişi de yaralandı. 1978 Sivas Olayları; 19-26 Aralık 1978 tarihleri arasında Kahramanmaraş'ta meydana gelen olaylar 12 Eylül sürecine giden yolda önemli dönüm noktalarından biridir. Kahramanmaraş Olayları 12 Eylül 1980 askeri darbesinin nedenlerinden biri olarak görülmektedir. 1 Şubat 1979 tarihinde terör bu kez Milliyet Gazetesinin başyazarı Abdi İpekçi'yi hedef seçmişti. Abdi İpekçi gazeteden ayrılıp Nişantaşı Emlak Caddesine geldiğinde iyice sıkışık olan trafikte evinin bulunduğu karakol sokağına dönmek üzere yavaşladığında arabasının camından sıkılan kurşunlarla öldürüldü. Katili Mehmet Ali Ağca 5 ay sonra İstanbul'da yakalandı. Önce suçsuz olduğunu belirterek her şeyi inkar etti. Ardından da: 'Mahkemeye çıkarsam herkesi ve her şeyi açıklayacağım.' dedi. Gönderdiği mesaj adresine ulaşmıştı. Kısa süre sonra Mehmet Ali Ağca, Maltepe Askeri Cezaevinden asker elbisesi giydirilerek kaçırıldı. Çorum Olayları; Fatsa Operasyonu; Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ve 12 Eylül askeri darbesine gerekçe gösterilen olaylardan bir tanesi 6 Eylül 1980 MSP’nin Konya mitingi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz