İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) işgali ve burada çıkan olaylarda Prof. Dr. İlhan Varank'ın da aralarında bulunduğu 14 kişinin şehit edilmesine ilişkin davada, sanık eski albay Zeki Demir, iddianamede yer alan görüntülerde ateş açtığı tespit edilmesine rağmen "hafıza kaybı" yalanına sığınarak hakkındaki suçlamaları inkar etti.
Hain darbe girişiminin ardından mahkemelerde hesap sorulan terör örgütü üyeleri, yargılama aşamasında örgütün yönlendirmesiyle inkar taktiği uyguluyor.
15 Temmuz'da İBB'nin işgalinden sorumlu en rütbeli sanık olan, darbe girişiminden yargılanan eski İBB Sivil Savunma Sekreteri Mehmet Tunç'un "hazır ol" şeklinde bekleyerek karşıladığı darbeci albay Zeki Demir, 15 Temmuz gecesi vatandaşlara hedef gözeterek ateş açtı.
Tunç ile buluşan darbeci Demir'in daha sonra İstanbul Büyükşehir Belediye binasını ele geçirdiği, hedef gözeterek ateş ettiği, polislerle çatıştığı ve darbeci askerleri koordine ettiği görüntüler, güvenlik kameralarına yansıdı.
Darbeci askerlerin koordinesini sağlayan ve "ateş açma" emri veren Demir'in kendisine İBB'nin işgali görevini veren darbeci eski kurmay albay Sadık Cebeci'ye izahat verdiği, bunun sonucunda Cebeci'nin de "Yurtta Sulh" isimli WhatsApp grubuna "İBB KONTROL altında sorun yok" şeklindeki mesaj ile durumu bildirdiği tespit edildi.
Darbe girişiminin başarısız olmasının ardından, İBB'deki darbecilerin direnmesi ve polisle çatışması sonrası Zeki Demir polis ekipleri tarafından vuruldu. Demir, vurulduktan sonra bile, güvenlik güçlerince piyade tüfeği alındığında beylik silahını çekerek etrafındakilere ateş etmeye çalıştı.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumu karşısında yer alan binadaki salonda 15 Mart 2018'de yapılan duruşmada, davanın en rütbeli sanığı eski albay Zeki Demir de diğer darbe sanıkları gibi savunmasında inkar yolunu seçti.
Demir, 15 Temmuz darbe girişiminde vurulduğunu ve hafıza kaybı yaşadığını iddia ederek, "Gözlerimi hastanede açtım. Gerek polislere gerek savcılığa verdiğim ifadede hiçbir şeyi hatırlamadığımı söyledim. Şimdi de hatırlamıyorum." ifadelerini kullandı.
Mahkeme Başkanı Kemal Selçuk Yalçın, sanık Demir'in iddianamede isnat edilen suçlara ilişkin savunma yapmasını istedi.
Sanık Demir, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin ve öncesinde yapılan toplantılarla ilgili bir şey hatırlamadığını belirtip, başka konularla ilgili savunma yapmak istedi.
Bunun üzerine başkan Yalçın, "Başka konularla ilgili söyleyeceklerin bizi ilgilendirmiyor. İddianameye ilişkin savunma yapacaksan yap." dedi. Sanık Demir'in iddianame dışında savunma yapamaya devam etmesi üzerine, Yalçın, sanık Demir’in savunma hakkını kötüye kullandığını belirterek, savunmasını sonlandırdı.
- Demir'in "hatırlamadığını" sanık erler söyledi
Dava kapsamında savunma yapan tutuklu sanık erlerin hepsi, sanık Demir’in halka ateş açtığını, birçok insanı yaraladığını söyledi. İddianamede yer alan görüntülerde de sanık Demir'in ateş açtığı görüldü.
Sanık er Fuat Özalp "Vatandaşlar gelmişti ve bize tepki göstermeye başladılar. Bunun üzerine Albay Zeki Demir G3 tüfeği doldurarak önce havaya ateş açtı, grubun tepkisi artınca grubun üstüne ateş açmaya başladı. Birkaç kişinin yere düştüğünü gördüm. Zeki albayın baskısı nedeniyle havaya ateş etmek istedim, silahım tutukluk yaptı. Bunu gören ismini bilmediğim bir yüzbaşı 'Git başka askerin silahını al' dedi. Ben de başka erden silah aldım ve 2-3 el havaya ateş açtım." ifadelerini kullandı.
Sanık er Muhammed Karakan, yazılı olarak verdiği ifadesinde, "Ben fazla bir olay görmedim. Çünkü halkın üzerine ateş açmadığım için albay Zeki Demir tarafından silahla vuruldum ve hastaneye kaldırıldım. O gece hiç ateş etmedim." şeklinde beyanda bulundu.
Sanık er Safa Karakaşlı, "Albay Demir halkı yaklaştırmamamızı istedi. Havaya ateş emri verdi. Askerlerden bazıları havaya doğru ateş açtı. Albay Zeki Demir'in halka ateş ettiğini gördüm, bir kişiyi ayağından, bir kişiyi başka yerinden vurduğunu gördüm. İki kişinin yere düştüğünü gördüm. Yüzbaşı ve bilmediğim bir kişi albayın emriyle sürekli ateş ediyordu." dedi.
- Müştekiler de darbeci albayın kendilerini vurduğunu teşhis etti
İBB'nin işgali ve burada çıkan olaylarda yaralanan birçok vatandaş da kendilerine ateş açan ve askerlere ateş açma emrini veren sanığın darbeci albay Zeki Demir olduğunu teşhis etti.
Müşteki Eren Altun, Demir'in "Dağılın, yoksa vururum" gibi sözler söylediğini, akabinde elinde bulunan tüfekle ilk anda yere doğru ateş açtığını, sonra vatandaşların geri çekildiğini ifade etti. Demir'in kendilerine ateş açtığını kaydeden Altun, kendisiyle birlikte 5-6 vatandaşın vurulduğunu ifade etti.
Müşteki Ebubekir Aslan da "Biz İstanbul Büyükşehir Belediyesine doğru yürüdüğümüz esnada belediye binasının önünde bulanan ışıklara geldiğimiz anda bu şahsın komutanlığında bir grup asker önümüzü kesti, halk olarak bunların durun talimatlarına uymayıp yürümeye devam edince bu şahıs elinde bulunan G3 piyade tüfeğine dolduruş yaparak benim hemen yanımda bulunan ismini bilmediğim kişinin ayağına hedef hedef alarak emrindeki askerlere 'vurun' diye talimat verip, nişan aldığı şahsa ateş edip ayağından yaraladı. Darbecilerin içinde ateş eden ilk kişi ve emrindeki askerlere ateş etme emrini veren kişi bu şahıstır. Bu şahsın talimatından sonra herkes üzerimize doğru ateş etmeye başladı. Atışları ilk başta hep belden aşağıydı, olaylar artınca direk öldürme için ateş ettiler." ifadelerini kullandı.
Müştekilerden Bülent Baki de Zeki Demir için şunları kaydetti:
"Belediye binasında albay rütbesinde gördüğüm kişidir. Ben ve yanımdaki arkadaşlarımla belediye binasının önüne geldiğimizde yanında teşhis edemediğim er olduğunu düşündüğüm 8 askerle bekleyen şahıstır. Bizi gördüklerinde er olan asker şahıslar bu şahsın arkasına geçerek geri geri ilerlemeye başladılar. Bu şahısın askerlere dönerek bir şeyler söylediğini gördüm ve askerler oldukları yerde durdu. Bu şahıs daha sonra bize dönerek diz çöktü ve ateş etmeye başladı. İlk mermi benim yanımda bulunan cübbeli bir şahsa isabet etti ve daha sonradan bu şahsın şehit olduğunu duydum. İkinci mermi demir bariyerden sekerek bana geldi. Ayağımdan yaralandım ve arkadaşlarım beni Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırdı."
Demir, bu dava kapsamında, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan, ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmıştı.