12 Eylül 1980 askeri darbesini gerçekleştirenler yarın Ankara'da hâkim karşısına çıkacak. Sağdan ve soldan dönemin mağdurları ise Türkiye'nin dört bir yanından duruşmayı izlemek için Başkent'e gelecek. 4 Nisan günü Ankara'da birçok noktada basın açıklaması yapılacak. Bu durum 'provokasyon' şüphesini akıllara getirdi. MHP ve ülkücü kuruluşlar davası nedeniyle 11 yıl 11 gün cezaevinde kalan avukat Osman Başer, duruşma günü istenmeyen olayların olabileceğine dikkat çekerek emniyet güçlerinin çok dikkatli olmasını istedi.
Cihan Haber Ajansı (Cihan)'na konuşan Başer, davaya hem müdahil hem de 180 darbe mağduru insanın hakkını arayacak. Böyle bir mekânda, duruşma tutanaklarına 'beyanlar geçti geçmedi' kavgasının yapılacağı bir yargılamanın adil, tarafsız ve bağımsız olduğunun iddia edilemeyeceğini dile getiren Başer, tarihi bir davanın geniş bir salonda, kamuoyuna açık bir şekilde yapılması gerektiğini vurguladı.
Stenograf ve kayıt sistemi ile her şeyin kayıt altına alınmasını isteyen Başer, tüm katılma taleplerinin gerekçelerinin duruşma tutanaklarına geçtikten sonra karar verilmesi gerektiğini ifade etti.
Mağdur ve müşteki olduğunu iddia edenlerin beyanları alınmadan, avukatları dinlenmeden sınırlama getirmenin objektif hukuk ilkeleriyle, usul hükümleriyle sonuç alınamayacağını ifade eden Başer, "Binlerle ifade edilen tutuklamalar, yüzlerce idam kararları, yüzlerce faili meçhul cinayetler, idam cezaları, anayasanın ve yasalarımızın ortadan kaldırıldığı bir dönemde, özel soruşturma ve kovuşturmayla hüküm tesis etmek, darbecilerin kendilerini haklı göstermek için başvurduğu hukuk yoludur. Oysa özel yetkili mahkemeler, siyasi otoritenin denetim ve kontrolü olduğu iddiasını ileri sürenlerin haklılığını ortadan kaldırmak için müdahil taleplerinin tamamının sözlü olarak aldıktan sonra karar vermesi gerekir. Aksi halde sembolik ve senaryolaştırılmış, sonucu şimdiden belli olan yargılama gibi görülecektir." dedi.
"KOLLUK KUVVETLERİ SIKI DENETİM YAPMALI"
Darbe iddianamenin içeriğinden anlaşıldığı üzere Türkiye'nin mozaiğini yansıtan çeşitli tüzel kuruluşlar ve şahısların beyanları bulunduğunu anlatan avukat Başer, şöyle devam etti: "Dolayısıyla 4 Nisan'da duruşmaya katılmak için gelen taraflar, aynı siyasi görüşe mensup, aynı grupların insanları olmayacaklar. Geçmişte olduğu gibi provokasyona açık bir topluluk olacaktır. Kolluk kuvvetleri bu konuda çok sıkı denetim ve kontrol yapmak zorundadır. Bu tedbirler alınmadığı takdirde, istenmeyen bir takım olaylar hepimizi üzebilir. Bunun için arama merkezleri, bekleme yerleri, çay, su ve tuvalet ihtiyaçlarının karşılanabilecek yerlerin güvenli hale getirilmesi dileğimiz ve isteğimizdir."
Darbecilerin yargılanmasının sonuç ne olursa olsun tarihe not düşmek açısından çok önemli olduğunun altını çizen Başer, darbecilerin hukuk önünde adil, bağımsız, tarafsız olarak yargılanmalarını istediklerini ifade etti. Başer, Türkiye'nin geleceği, genç nesillere hukukun üstünlüğünü hâkim kılmak adına şimdiden hayırlı, uğurlu olmasını diledi.
"MHP DAVAYI GÖZLEMCİ OLARAK İZLESİN"
CHP'nin darbeden mağdur olan siyasi teşkilat olarak davaya müdahillik talebinde bulunduklarını hatırlatan Başer, bu davranışından dolayı CHP'yi kutladı.
Başer, "12 Eylül 1980'de siyasi örgütü kapatılmış, lideri tutuklanmış, gençlik teşkilatları kapatılmış, tüm yöneticileri işkence, baskı altında hukuk dışı yollarla beyanları alınmış, hukuk dışı yollarla deliller tesis edilmiş MHP'nin değerli yöneticilerinin müdahil olmakta neden geri durduklarını anlamak mümkün değildir. Bizler, onlardan, müdahil olmasalar dahi Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)'nde muhalefet partisi olarak gözlemci sıfatıyla duruşmalara bir gözlemci heyeti göndermelerini isteriz." diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz