Davutoğlu, Ak Parti Grup Toplantısı'ndaki konuşmasında Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı eleştirerek "Bu zalim Esed bizim nütün uyarılarımıza rağmen kardeşçe tavsiyelerimize rağmen, 10 ay defaatlerce Şam'a gidip bu topraklarda yeni bir kan dökülmesin, kendi halkına karşı ordunu harekete geçirme diye anlatmamıza rağmen bu tavsiyeleri dinlemedi ve kendi halkının üzerine tankları sürdü. Şimdi bazı aykırı sesler duyuyoruz. İnsanlık vicdanıyla çatışan sesler duyuyoruz Batı'dan. Esed ile müzakere edilmeliymiş. Bugün bütün bu katliamlardan sonra kırmızı çizgi diye çektiğiniz kimyasal silahların kullanımına rağmen hiçbir cezalandırma yöntemi kullanmadığınız Esed'e oturup elini sıkarsanız o sıktığınız el, tarih boyunca insanlık vicdanının hafızasından silinmeyecektir. Ha Hitler'in eli sıkılmış ha Saddam'ın eli sıkılmış ha Esed'in eli sıkılmış. Bugün Esed'in elini sıkmayı düşünenler bundan sonra Ortadoğu'da olacak her türlü zulmün vebalini omuzlarında taşırlar" dedi.
"ANADOLU HALKLARININ ORTAK BAYRAMI OLARAK KUTLAYACAĞIZ"
Yaklaşan Nevruz hakkında açıklamalarda bulunan Davutoğlu, Nevruz'un Türk ve Kürt halkı olarak omuz omuza kutlanacağını belirterek "Bir kutlama arefesindeyiz. 21 Mart, Nevruz. Orta Asya'da ve Mezopotamya'da Türklerin ve Kürtlerin ve bütün kadim kültürlerin kutladığı bir bayram. Rabbimizin gündüzü ve geceyi eşit kıldığı baharı müjdeleyerek tabiatın tekrar şenlendiği bir kutlama. Bu kutlamada şimdi iki taraf olacak. Bir kesim bunu sadece Mezopotamya'ya hasretmeye çalışacak ve sadece bir hikayeye dayandıracak. Bir başka kesim sadece Orta Asya'ya hasretmeye çalışacak ve başka hikayeye dayandıracak. Ama biz Çanakkale Savaşı'nda omuz omuza yürüyen bütün yiğitlerin torunları olarak bu bayramı da Türk, Kürt, Orta Asya, Mezopotamya halklarının, Anadolu halklarının ortak bayramı olarak kutlayacağız. Omuz omuza kutlayacağız" diye konuştu.
"KİMSEYE HESAP VERMEYECEĞİZ"
Elektronik harp teknolojisinin önemine dikkat çeken Davutoğlu, "12-13 sene önce tank modernizasyonu için İsrail'e gidiyorduk. İnsansız Hava Araçları için bizim iktidarımızda bile hep zorlandığımız hususlardan biri başka ülkelere muhtaç olmamızdı. Şimdi bu elektronik harp tekonolojisiyle yüzde 100 Türk yapımı Altay tanklarında kendi elektronik harp teçhizatımız olacak. ANKA'da İnsansız Hava Araçlarında kendi elekronik imkanlarımız olacak. Kimseden izin isteyemeyeceğiz. Kimseye hesap vermeyeceğiz. Kararı Ankara'da aldık mı, onu uygulayacak kudrette savunma sanayini kurmuş olacağız. Şimdi Aselsan da Roketsan da savunma sanayinde dünyada ilk 100'ün içinde. 2023'e geldiğimizde kendi savaş uçağımızı, kendi tankımızı, kendi savaş gemimizi elektronik harp teknolojimizi kurmuş, kimseye hele hele namerte muhtaç olmamış Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin geleceğini inşa etmiş olacağız" ifadelerini kullandı.
"HALEPÇE NEYSE HALEP ODUR, ARADA 'Ç' HARFİ FARKI VAR"
Halepçe katliamının yıl dönümü olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "16 Mart 1988'de Halepçe'de zalim Saddam, oaradaki mazlum Kürt kardeşlerimizin üzerine kimyasal silah kullandı. Binlercesini şehit etti. Biz konuda açık tavır alırken bazıları Saddam ile kurdukları irtibat üzerinden Saddam'ı meşrulaştırmaya çalıştılar ve kimyasal silah kullandığı için cezalandırılmayan Saddam iki sene sonra Kuveyt'e girdi. Irak'ın o zamandan bu zamana yaklaşık 30 yıldır acılar yaşamasına sebep oldu. Benzer bir durumla şimdi Suriye karşı karşıya. Halepçe'de yaşananlar Halep'te yaşanıyor. Arada sadece 'ç' harfi farkı var. Halepçe neyse Halep de odur. Biz hiçbir zaman ilkesiz davranmadık. Nicesini aldık ve bağrımıza bastık" şeklinde konuştu.
"O YALANLAMAYI MEMNUNİYETLE KARŞILIYORUZ"
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı eleştirdiği konuşmasında Davutoğlu, "Bu zalim Esed bizim nütün uyarılarımıza rağmen kardeşçe tavsiyelerimize rağmen, 10 ay defaatlerce Şam'a gidip bu topraklarda yeni bir kan dökülmesin, kendi halkına karşı ordunu harekete geçirme diye anlatmamıza rağmen bu tavsiyeleri dinlemedi ve kendi halkının üzerine tankları sürdü. Halep'i vurmaya kalktı. Yetmedi kimyasal silah kullandı. Aynen Saddam. Şimdi bazı aykırı sesler duyuyoruz. İnsanlık vicdanıyla çatışan sesler duyuyoruz Batı'dan. Esed ile müzakere edilmeliymiş. Bugün bütün bu katliamlardan sonra kırmızı çizgi diye çektiğiniz kimyasal silahların kullanımına rağmen hiçbir cezalandırma yöntemi kullanmadığınız Esed'e oturup elini sıkarsanız o sıktığınız el, tarih boyunca insanlık vicdanının hafızasından silinmeyecektir. Ha Hitler'in eli sıkılmış ha Saddam'ın eli sıkılmış ha Esed'in eli sıkılmış. Bugün Esed'in elini sıkmayı düşünenler bundan sonra Ortadoğu'da olacak her türlü zulmün vebalini omuzlarında taşırlar. Kimsenin iç işlerine karışmayız. Herkes kendi toprağında huzur içinde yaşasın isteriz. Hiçkimsenin toprağında gözümüz yok. Ama biri zulüm yaparsa işte o zaman dur deriz. Hiçbir zaman zalimin yanında aynı fotoğrafın içinde yer almadık, almayacağız. Gerçi yalandılar ABD'nin Dışişleri Bakanı John Kerry'nin ifadesini. O yalanlamayı memnuniyetle karşılıyoruz" açıklamasında bulundu.
"EKONOMİ YÖNETİMİNDE KRİZ SENARYOSU YAPANLAR AVUÇLARINI YALAYACAKLAR"
Dolardaki yükseliş hakkında değerlendirmede bulunanan Davutoğlu, "7 Haziran seçimlerine giderken birileri perde gerisinden birtakım tuzaklarla meşguller. Baktılar ki normal ve düzgün işleyen demokrasiyle, seçimlerle Ak Parti'den kurtulamıyorlar bu sefer küresel ekonomik dalgalanmalardan medet umarak Türkiye'de bir kriz havası yaratmaya çalıştılar. Evet, 2008'den bu yana küresel bir ekonomik kriz var. Dünyada bütün ekonomiler küçülüyor. Türkiye ekonomisi ise bütün bu ekonomik krize rağmen büyümeye devam ediyor. Doların yükselişe geçmesi dolayısıyla birileri neredeyse ellerine kına yaktı. Türkiye'de bir kriz doğacak da onlara yeni bir alan açılacak diye ümit beslemeye başladılar. Muhalefetin de sözde Ermeni Soykırımı için Türkiye'ye dönük büyük kampanyaların yürütüldüğü dönemde haince batı başkentlerinde kamuoyunu Türkiye aleyhine ayağa kaldırmaya çalışan paralel çetenin de rüyası bu. Türkiye'ye has bir kriz varmış gibi ortam doğsun ve seçimlere giderken Ak Parti hükümeti yıpransın. Avuçlarını yaladılar ve yalayacaklar. En kötü senaryo olabilecek konularla ilgili de tedbirler planladık. En iyi senaryoya nasıl gidebiliriz diye de tedbirlerimizi netleştirdik. Türkiye'de ekonomi rasyonel bir zeminde hareket etmektedir. Ekonomimiz büyüyecektir. Bütün ekonomik parametremiz son derece sağlamdır. Finansal yapımız sağlamdır. Bankacılık sektörümüz sağlamdır. Ekonomi yönetiminde farklı kanaatler varmış gibi kriz senaryosu yapanlar avuçlarını yalayacaklar" dedi.
"KILIÇDAROĞLU'NUN GÖZLERİ MERKEZ BANKASI'NDAKİ DÖVİZ REZERVİNDE, HAZİNEDEKİ FONLARDA"
İstanbul trafiğini rahatlamak amacıyla yapılması planlanan İstanbul Metro ve Karayolu Boğaz Geçişi Projesi'ne neden karşı çıktıklarını CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na soran Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kılıçdaroğlu, niye 4 yıl istiyor? Çünkü bütün siyasi ömrünün 4 yıldan fazla olamayacağını biliyor. 4 yıl istemesi doğal. Gözleri fal taşı gibi Merkez Bankası'ndaki döviz rezervinde, hazinedeki fonlarda. Gelecek 4 yıl içinde talan edecek, 2001'e Türkiye'yi döndürecek sonra da aynen 2001'de Bahçeli'nin bana eyvallah deyip gitmesi gibi o Allah'a ısmarladık, diyecek. Sonra yine biz düzeltmeye kalkacağız. Millet bu tiyatroyu bir kez yaşadığı için ikinci tiyatroya izin vermez. İBB'nin bu projesine karşı çıkmanın anlamı ne, izah etsinler? 3 katlı tünel Boğaziçi'ni rahatlatacak bunu hiç istemiyoruz derlerse varın gidin Şişli oyuncağınızla oyun der, yolumuza devam ederiz"
(DHA)