Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun perşembe günü bir araya geleceğini bildirdi.
Bakan Çelik, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Davutoğlu ve Kılıçdaroğlu görüşmesinin, perşembe günü 14.00'de gerçekleşeceğini duyurdu.
Çelik, iki liderin yapacağı görüşmeye ilişkin mesajında, "Başbakanımız ile CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu'nun görüşmesi perşembe günü saat 14.00'da istikşafi görüşleri yaptığımız Ankara Palas Devlet Konukevi'nde gerçekleşecek" ifadesini kullandı.
CHP'den yapılan açıklamada da Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun 13 Ağustos Perşembe saat 14.00’de Ankara Palas Devlet Konukevi’nde bir araya geleceği duyuruldu.
Edinilen bilgiye göre, genel başkanların bir araya geleceği görüşmeye, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç ile Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik de eşlik edecek.
CHP KARARINI VERDİ
AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasında dün yapılan koalisyon görüşmesinin ardından, bugün CHP MYK toplantısı yapıldı.
Toplantıda Genel Başkan Kılıçdaroğlu'na koalisyon görüşmeleri için tam yetki verilirken, 4 yıllık reform kabinesi kararı çıktı.
İşte toplantı sonrası Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç imzasıyla yapılan açıklama:
"CHP Merkez Yönetim Kurulu, Türkiye’nin derin ve yakıcı sorunlarının çözümü amacıyla, ülkenin yüksek çıkarlarını gözeterek, en az 4 yıl ufku olan, reform odaklı, yüksek profilli, geniş tabana dayanan bir koalisyon hükümeti kurulması yönünde iradesini bir kez daha ortaya koydu. Bu doğrultuda Sayın Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na tam yetki verdi.
Merkez Yönetim Kurulu kurulacak hükümetin Türkiye’nin temel 5 sorun alanında çözüm odaklı olması gerektiğinin altını çizdi. Bu sorun alanlarını dış politika, ekonomi, yeni anayasa, eğitim ve toplumsal barış olarak sıraladı.
7 Haziran tarihinde yapılan seçimlerde milletimiz hiçbir partiye tek başına iktidar kurabilecek bir çoğunluk vermedi.
Halkımız bütün partilere ülkemizin karşı karşıya bulunduğu büyük sorunları çözmek için uzlaşma ve bir araya gelme sorumluluğu yükledi.
O tarihten itibaren partimiz köklü tarihine ve geleneğine uygun bir sorumluluk duygusuyla hareket etmektedir.
Siyasi partilere verilen her oyun bir yurttaşımızı temsil ettiği bilinciyle bütün partilere hak ettikleri saygı ile yaklaştık.
Kimseyi dışlamadan uzlaşı
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil imkânı bulan hiçbir partiyi dışlamadan, ötekileştirmeden ve yok saymadan büyük bir uzlaşma zemini oluşturmaya çalıştık.
Ülkemiz kritik bir süreçten geçiyor ve yurttaşlarımız 5 temel alanda karşı karşıya olduğu büyük sorunlara siyaset kurumunun çözüm üretmesini bekliyor.
1. Dış politika: Bölgede oluşan yeni tehditlere karşı çıkarlarımızı korumak ve güvenlik risklerini azaltmak, “yurtta barış, dünyada barış” ekseni doğrultusunda hareket etmek zorundayız.
2. Ekonomi: “Orta gelir” ve “orta teknoloji” tuzağından kurtulmak; gençlerimize daha fazla iş olanağı sağlamak, yeni istihdam olanakları açmak, yüksek oranlarla büyüyerek rakiplerimizle aramızdaki farkı kapatmak ve bozulan gelir dağılımını düzeltmek için zaman kaybetmeksizin yapısal reformları hayata geçirmemiz gerekiyor.
6 milyonu aşkın işsiz yurttaşımız ve 17 milyon yoksul insanımız siyasetten sorun üretmesini değil, dertlerine derman olmasını istiyor.
Kaybettiğimiz her an 77 milyon yurttaşımız kaybediyor.
3. Yeni Anayasa: İnsani gelişmişlik sıralamasında ilk 20 ülkeden biri olmak ve hak ettiğimiz yere ulaşmak için yeni bir anayasaya ihtiyacımız var. Büyük hedeflerimize ancak özgürlükçü, parlamenter sistemi güçlendiren, güçler ayrılığı ilkesini ve hukukun üstünlüğünü egemen kılan bir anayasa ve birinci sınıf bir demokrasiyle ulaşabiliriz.
4. Eğitim: 21’inci yüzyılda hak ettiğimiz yeri almak, yüksek katma değerli ürünler üretebilmek, ekonomimizi güçlendirmek için eğitim sistemini yenilemek zorundayız. Türkiye’yi bilgi toplumuna taşımak için okullarla, bölümlerle, inançlarla uğraşan değil, eğitim sistemini bir bütün olarak ele alan, bilimselliğe ve başarıya odaklı bir anlayış gereklidir.
5. Toplumsal Barış: Barış ve huzurun olmadığı bir ülke gelişemez ve kalkınamaz. Demokrasi ve adaletin olmadığı bir ülkede barış ve huzur olamaz. Toplumsal barışımızı tesis ederek, ülkemizin birlik ve bütünlük içerisinde büyük hedeflerine ulaşmasını sağlamak için cesaretle hareket etmeliyiz. Etnik kimlik, inanç ve yaşam tarzı ekseninde bölünen toplumu yeniden kaynaştırmak için atılması gereken adımlar var.
Karşı karşıya bulunduğumuz bu yakıcı sorunları ancak yüksek profilli, reform odaklı ve 4 yıl ufku olan bir koalisyon hükümeti çözebilir.
Önce Türkiye diyoruz
Seçimde en fazla oy alan iki siyasi partinin içinde yer alacağı, geniş toplumsal desteği bulunan bir koalisyon yurtiçinde ve yurtdışında herkese güven verebilir, yurttaşlarımıza umut aşılayabilir.
Halkımız siyasi partilerden bir sonraki seçimleri değil, Türkiye’nin geleceğini düşünerek hareket etmesini bekliyor.
CHP “Önce Türkiye, sonra CHP” diyen bir anlayış ve tarihi sorumluluk duygusuyla ülkemizin karşı karşıya bulunduğu bütün sorunları çözme azim ve kararlılığına sahiptir.
Bu gerçekler ve bu ihtiyaçlar çerçevesinde, CHP Merkez Yönetim Kurulu, Türkiye’nin derin ve yakıcı sorunlarının çözümü amacıyla, ülkenin yüksek çıkarlarını gözeterek, en az 4 yıl ufku olan, reform odaklı, yüksek profilli, geniş tabana dayanan bir koalisyon hükümeti kurulması yönünde iradesini bir kez daha ortaya koydu. Bu doğrultuda Sayın Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na tam yetki verdi.
Saygılarımla bilginize sunarım,
Prof. Dr. Haluk Koç
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Parti Sözcüsü"