Davutoğlu-kırımoğlu Ortak Basın Toplantısı

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Kırım Özerk Cumhuriyeti'nde düzenlenen referandumun sonuçları ve uygulamaya konuş biçimiyle Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü ihlal etmesi bakımından kabul edilemez olduğunu belirterek, Ukrayna'nın stratejik bir ortak olduğunu ve bu çerçevede Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün esas olduğunu ifade etti.Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Kırım'ın Tatar Milli Meclisi eski Başkanı ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Cemil Kırımoğlu ile görüşmesi sonrası basın toplantısı düzenlendi. Davutoğlu, yaptığı konuşmada, bugünlerde Ukrayna'da ve Kırım Tatar Türklerinin asli vatanı olan Kırım'da önemli gelişmeler yaşandığını belirterek, Kırımoğlu'nun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile detaylı bir görüşme yaptığını ifade etti. Kırım Tatar Türklerinin kaderinin Türkiye açısından hem tarihi hem de stratejik olarak önem taşıdığına dikkati çeken Davutoğlu, Kırım'da dün emrivaki şeklinde gerçekleşen referandumla ilgili uluslararası olarak görüşmeler içerisinde olduklarını ifade etti. Ukrayna'nın birçok ülke gibi çok kültürlü olduğunu söyleyen Davutoğlu, temel insan haklarına dayalı olarak ve eşit vatandaşlık hakları çerçevesinde Kiev'de herkesi kuşatan bir ilke olmasının önemli olduğunu belirtti. Referandumun sonuçları ve uygulamaya konuş biçimiyle Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü ihlal etmesi bakımından kabul edilemez olduğunu belirten Davutoğlu, Ukrayna'nın stratejik bir ortak olduğunu ve bu çerçevede Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün esas olduğunu ifade etti. Davutoğlu, Ukrayna gibi dost bir ülkenin kaderi konusunda öncelikle Ukrayna halkının bütününün sözünün geçerli olmasının şart olduğunu dile getirdi.Kırım'ın Türkiye için dost bir ülkenin parçası olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, "Kırım Tatar Türklerinin mevcudiyeti bakımından önem arz eder. Kırım Tatar Türkleri asırlarca o topraklarda yaşamış o toprağın asli unsurudur. 1944 yılında o topraklarından sürülmesi yüz kızartıcı bir tutumdur. Bunun geriye döndürülmesi mümkün değildir. Yine bütün bu gelecekte de Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türk milletinin bu halkın onlara desteği sürecektir. Bundan herhangi bir şeklide tereddüt duyulmasını kabul edemeyiz. Diğer etnik gruplarla barış içinde yaşamalıdırlar. Kırım Özerk Cumhuriyeti'nin özerkliği içinde de bu var zaten. Sürgünden sonra Kırım Tatar Türklerinin ülkelerine dönmüş olmaları Avrupa Birliği ilkeleri bağlamında bir başarıdır. Onların ekonomik refahı, kalkınması, haklardan istifade etmesi konusunda çalışmalarımız sürecek" şeklinde konuştu."Önemli olan kesinlikle çatışmaya yol açmadan tarafların katkıda bulunmadır" diyen Davutoğlu, "Türkiye, Avrasya coğrafyasında barış ve istikrarın kurulması için bütün tarafları sağduyuya çağırmaktadır. Bütün tarafları, diplomasi yönteminin kullanılması suretiyle yeni çözümler için davet etmektedir" ifadelerini kullandı.KIRIMOĞLU: "REFERANDUMU KABUL ETMEYECEĞİZ"Kırımoğlu ise, yapılan referandumda yer alan sorular hakkında bilgi vererek, "Bu iki soru da bizim için uygun değildi. Biz Ukrayna'nın bütünlüğü taraftarıyız ve Ukrayna'nın topraklarında yabancı askerlerin çıkarılması taraftarıyız. Biz bu referandumu kabul etmedik, etmeyeceğiz. Biz bu sorunun elbette barış içerisinde çözülmesinin taraftarıyız. Yarım yüzyıl devamında vatanımıza dönmek için mücadele verdik. Ne kendi vatandaşlarımızın ne de bize karşı duran insanların hiçbir kanını dökmedik" diye konuştu.Gerçekleştirilen referandumun Ukrayna'nın kanunlarına aykırı olduğunu anlatan Kırımoğlu, Ukrayna'yı yabancı askerlerin terk etmesi yönünde bir taleplerinin olduğunu söyledi.Davutoğlu ve Kırımoğlu, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Referanduma ilişkin bir soru üzerine Kırımoğlu, "Bu saate kadar referanduma katılanların yüzde 70'i oldular dediler. Orada hiçbir kontrol yok. Kim nasıl oy verdiği konusunda da aynı. Hiçbir gözlemcileri yok. Bu Ukrayna kanunlarına ve uluslararası kaidelere aykırı bir referandum. Kırım Tatarlarının yüzde 99'u bu referanduma katılmadı. Ruslar, televizyona çıkıp diyorlar ki, 'Biz sizi çağırdık mı 'diye açıklamalar yapıyor. Bu olaylardan sonra ben Rus olduğuma utanıyorum' dedi. Elbette, Kırım Tatarları katılsaydı başka bir şey olmayacaktı. Senaryo başka yerde yazıldı. Bu referandumun hiçbir önemi yok" şeklinde konuştu.DAVUTOĞLU: "TÜRKİYE SAĞDUYU ÇAĞRISI YAPMAKTADIR"Aynı soruya cevap veren Bakan Davutoğlu, "Gönül isterdi ki kriz tırmandığında krize muhatap olacak ülkeler biraraya gelip kriz engellenebilseydi. Bu konudaki adımlar krizin ilk anında atılamadığı için dünkü referanduma kadar geldi. Ukrayna anayasası, Ukrayna'nın toprak bütünlüğü konusunda referandum yapılması da hukuk dışıdır. Nükleer silahlardan vazgeçerken kendi toprak bütünlüğünün garanti altına alınacağı teminatıyla vazgeçmişti. Toprak bütünlüğü altında referandumların seyretmesi daha önceki krizlerin, bir anda çok daha fazla ülkede kriz çıkmasına da neden olur. Bir kere buna izin verilirse, bütün bölgeye istikrarsızlık gelir. Türkiye her yerde olduğu gibi burada da ilkesel bir tutum sergiledi. Referandumun olmamasını isterdik. Bu referandum sonrasında dahil çözüm yolları kapanmış değildir. Diplomasinin süratle devreye girmesi, bütünüyle anayasa reformuyla müzakerelerin başlaması lazım. Türkiye sağduyu çağrısı yapmaktadır. Bu sağduyu çağrısını da sergilemektedir. Kırım'daki soydaşlarımıza da teşekkür ediyoruz. Asli vatanlarında kalacaklar ama herhangi bir gerginliğin de parçası olmadılar. Atılacak adımları koordineli bir şeklide değerlendirerek atacağız. Önemli olan herkesin toprak bütünlüğü. Birleşmiş Milletler kararında Rusya'nın tek başına kalmış olması dahi bizim için doğru bir tutum değildir. Ortak uluslararası çabalara katkıda bulunması önemlidir. Herkesle temaslarımızı sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.Davutoğlu, konuşmasında şunları kaydetti:"Bu referandumun herhangi bir meşruiyeti yoktur. Atılacak adımlar konusunda AB ve NATO ile temas halindeyiz. Türkiye NATO üyesidir. Türkiye, hem Ukrayna hem Rusya'ya komşu. Dolayısıyla her gelişmeden herhangi bir gelişmeden herhangi başka ülkeden çok daha etkilenmemiz fazladır. Barış yönlü desteklememiz doğaldır. Türkiye, savunduğu evrensel değerler adına gerekli her türlü adımı atmaktan çekinmez."