Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye’de yönetim yanlısı grupların başkonsolosluk ve büyükelçiliğe yönelik saldırısının ardından gerekli diplomatik cevabın verildiğini belirterek, "Saldırılara karşı en kararlı tutumu alacağız. Halkın kararlı mücadelesinin yanında yer almaya devam edeceğiz." dedi.
Dışişleri Bakanlığı’nın, 2012 yılı bütçesinin Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmesine başlandı. Komisyona, bakanlığın çalışmaları hakkında sunum yapan Bakan Davutoğlu, Suriye’deki gelişmelerle ilgili bilgi verdi. Suriye’de yaşanan olayların, diğer Arap ülkelerinden farklı olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Suriye, çok ciddi bir sınav. Hala yaşadığımız bir sınav, bunu hepimizin görmesi lazım. 910 kilometre sınır, yoğun akrabalık bağları, her şeyin birbirine geçtiği bir halk. Son 8 yıl içinde Suriye ile bu kardeşliğin pekişmesi için her şeyi yaptık. Ortak kabine toplantısı yaptık, vizeleri kaldırdık, mayınları kaldırıyoruz. Ne yaşanırsa yaşansın tarih gösterecektir ki iki halk arasında tam bir kaynaşma olacak." diye konuştu.
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’e, Tunus ve Mısır’daki olayların, bütün Arap gençliğini etkileyeceğini en baştan itibaren telkin ettiklerini anlatan Davutoğlu, Suriye’de kan dökülmemesi için Ocak ayından bu tarafa gece gündüz çaba sarf ettiklerini belirtti. Ocak ayında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Suriye Devlet Başkanı Esed’e, Mübarek’in, Binali’nin düştüğü hataya düşmemesi uyarısında bulunduğunu belirten Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Halkın talebini kulakları tıkayarak, güvenlik odaklı politika benimsemeyin. Halkın önüne geçin, demokratik reformları siz yapın, halkın taleplerini siz karşılayın, talepleri karşılayan lider olarak seçimlere gidin. Halktan aldığınız destekle Ortadoğu’ya örnek olacak sistem kurun. Böyle bir karar alırsanız Türkiye yanınızdadır. Hem güvenlik sıkıntısı doğmayacaktır, ekonomik olarak da reformların yürütülmesi konusunda bütün kurumlarımız hizmetinizdedir. Yeterli, halkınızla gerilim yaşamayın. O zaman Esed, bütün bu konularda mutabık olduğunu ifade etti. Reformları uygulayacağını söyledi. Nisan ayına kadar her türlü destek sağlandı. Heyetler gitti, geldi. Siyasi Partiler Kanunu, Medya Kanunu, bütün reform paketini Suriye ile paylaştık.
Esed’in, bütün uyarılara rağmen ‘güvenlik illüzyonu paranoyası’ içine girdiğini anlatan Davutoğlu, "Kısa dönemde bütün bunları bastırırım, sonra reformları yaparım düşüncesiyle kendi halkına silahı yöneltti." dedi.
Türkiye’nin, 15 bine yakın Suriyeliye kucak aştığını hatırlatan Davutoğlu, "Esed’den, Kürtlere kimlik vermesini, kimliksiz vatandaş kalmamasını talep ettik. Serbest seçimlerin önünü açın, yolsuzluklarla mücadele edin, genel af çıkartın, olağanüstü hali kaldırın taleplerini ilettik. Verilen sözler yerine, bunun yanında sınırlarımıza yakın yerlere operasyon başladı. 15 bine yakın Suriye Türkiye'ye geldi. Nasıl Bulgaristan’da Jivkov’tan, Irak’ta Saddam’dan kaçanlara Türkiye evini açmışsa, Suriye’de baskıdan kaçanlara evini açar. Bizim politikamız, bu anlamda tamamıyla Suriye halkının taleplerini karşılamak yönündedir. Ramazan ayında baskılar yoğunlaşınca, tekrar gittim, 7 saat görüştüm. Net olarak şu mesajı verdik. 2007’de dünya Suriye’yi izole ettiğinde arkasında biz durduk. Komşu ülkenin baskı altında kalmasına razı göstermeyiz." şeklinde konuştu.
Suriye ile daha önce yaşanan iyi ilişkilere de değinen Davutoğlu, şöyle devam etti: "Daha önce niye hep iyi ilişkiler geliştirdiğimiz soruluyor. Ümidimiz, iyi ilişkilerin paralelinde reform süreci yürüsün. O zaman kendi halkına saldıran, tank kullanan, orduyu şehirlere sokan halk yoktu. Hama’da, Humus’ta yaptığında şu mesajı verdik; eğer siz herhangi bir yabancı güçle gerilim yaşarsanız, sizin yanınızda dururuz. Kendi halkınızla gerilim yaşarsanız, halkınızla kendi aranızda bizi tercihe zorlarsanız, halkınızın yanında yer alırız. İktidarlar geçici, halklar bakidir. Esed, baskıyı halkına uygulamasaydı, ilişkilerimizi iyi yönde seyrettirir, ekonomi, siyasi gelişmeleri olumlu etkileyecek katkıları sürdürürdük. Baskı yoğunlaştığı, terk edilmediği zaman Suriye yönetimine karşı, Kaddafi’nin tavsiyeleri dinlememesi sonucu yaptığımız gibi, açık ve net mesajlarla tutumumuzu ortaya koyduk."
Arap Ligi’nin son aldığı kararın doğru olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Suriye yönetimine, bir kez daha sesleniyorum. Dün ve evvelsi gün başkonsolosluklarımıza ve büyükelçiliklerimize yapılan saldırı, diplomatik cevabını görmüştür. Saldırılara karşı en kararlı tutumu alacağız. Halkın kararlı mücadelesinin yanında yer almaya devam edeceğiz. Arap Ligi’nin son aldığı kararlar, birlikte üzerinde düşündüğümüz, istişare ettiğimiz, doğru kararlardır. Çünkü artık bu mesajın Suriye yönetimine iletilmesi gerekiyordu. Yarın, Fas’ta Arap Forumu’nu toplayacağız ve kararları ele alacağız. Suriye yönetiminin şiddeti durdurması, halkına baskıyı terk etmesi ve reformları hayata geçirmesi gerekir. Türkiye’nin politikası nettir, halkın haklı taleplerinin yanında yer alacağız. Bölgesel ve uluslararası platformları hayata geçireceğiz." diye ifade etti.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz