HABER

Davutoğlu'ndan 'Bağdat' mesajı

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "En kısa zamanda Bağdat'a bir ziyaret gerçekleştirme arzusundayım." dedi.

ANKARA (ANKA) - Başbakan Ahmet Davutoğlu, "En kısa zamanda Bağdat'a bir ziyaret gerçekleştirme arzusundayım. Oradaki askeri mevcudiyetimiz eğitmenleri korumak içindir. Eğitmenlerimiz de sadece Musullulara eğitim vermek için bulunuyor. Bunun ötesindeki yorumların bir karşılığı yok" dedi.

Davutoğlu, Çankaya Köşkü'nde düzenlenen AB Reform Eylem Grubu Toplantısının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu. Toplantıda, birçok konuyu masaya yatırdıklarını ama esas itibariyle 3 ana başlığın ele alındığını söyleyen Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Birisi, Türkiye-AB entegrasyon sürecinin bundan sonraki seyri bağlamında yapacağımız yasal düzenlemeler, atacağımız adımlar, özellikle 23. ve 24. fasılların açılması. İkincisi, Türkiye-AB Zirvesi'nde çıkan en önemli kararlardan biri Schengen bölgesine vize muafiyetiyle girmemiz hususu. Ancak bu bir anlaşmayla hemen atılacak bir adım değil. Önümüzde çok net bir takvim var. Bu net takvimden sapmamamız için Meclisimizin etkin şekilde bu hedefe dönük çalışması lazım, dolayısıyla muhalefetin de bize bu konuda desteği lazım. Bu çerçevede '72 hükümlülük' diye zikredilen ve gerçekleşebilir mi, diye bazı sualler olan maddeler hakkında net bir görev dağılımı yapıldı. Hangi bakanlık, hangi hükümlülüğü yerine getirecek o tespit edildi. Yapılacak olan reformlar, vatandaşlarımız Avrupa'ya onurlu şekilde gitmesini temin edecek tarihi adımlar. Bu ilgili kanunların hepsi, vize muafiyeti için gereken kanunlar manzumesi adı altında bir paket olarak Meclis'e sevk edilecek. Bunları Şubat ayının sonuna kadar bitirmemiz lazım. Herkesin elini taşın altına koyacağı bir dönem başlıyor. Muhalefet partilerimizin bu kanunlar konusunda bizimle işbirliği yapması ve vatandaşlarımızın bu hakkı bir an önce kullanabilmesi için sorumluluklarını yerine getirmesi önemli. Bütün muhalefet partilerine çağrımız; herkesi ilgilendiren ve üzerinde ittifak etmemiz neredeyse yüzde 100 olan bu husustaki yasal düzenlemeleri bir an önce Meclis'ten geçirelim. Ümit ederiz ki, muhalefet partileri de bu çağrıya kulak verirler. Üçüncü bir konu olarak da Türkiye-AB Zirvesi'nde mutabık kaldığımız yasadışı göç konusunda ortak eylem planımız konusunu da arkadaşlarla ele aldık."

-"AB'NİN VERECEĞİ 3 MİLYAR EURO YILLIK"-

AB'nin "külfet paylaşımı" çerçevesinde vereceği 3 milyar euro'nun yıllık olduğunu belirten Davutoğlu, "Önümüzdeki yıl içinde yapılacak çalışmalar ve Türkiye'deki Suriyeli mültecilere harcanacak paradır. Türkiye fonlarının burada kullanılmasına rıza göstermedik, buraya gelen para Suriyeli mülteci kardeşlerimize kullanılacaktır. AB bunu nasıl aktaracağı şeklindeki iç mekanizmasını çalıştırıyor. Biz ise bunu Başbakanlıkta oluşturulacak bir mekanizma ile çünkü birçok bakanlığı ilgilendiren boyutları var, bu mekanizma çerçevesinde fonun kullanılması için ilgili bakanlıkları görevlendireceğiz" dedi.

-"TÜRKİYE'NİN ALDIĞI TEDBİR, IRAK'IN EGEMENLİĞİNİ UZUN SÜRELİ ETKİLEMEZ"-

Irak'ın toprak bütünlüğünün, Türkiye için en asli unsurlardan biri olduğunu kaydeden Davutoğlu, şunları ifade etti:

"Irak'ın toprak bütünlüğü ve egemenliği konusunda Türkiye'den daha hassas bir ülke yoktur. Keşke Irak hükümeti, bütün bu topraklarda mutlak egemenliğini kullanabiliyor olsaydı ve DAEŞ ve PKK gibi terör örgütleri Irak sahası içinde faaliyet gösterip başta Irak olmak üzere, çevre ülkelere ve dünyaya tehdit teşkil etmeseydi. Ama öyle bir tabloyla karşı karşıyayız ki, DAEŞ ve PKK, tamamen kontrolden uzak olan bir tempo içerisinde hepimizin güvenliğini tehdit ediyor. Türkiye, DAEŞ'e karşı yürütülen mücadelede Irak'a destek vermiştir. Suriye'den farklı olarak biz Irak hükümetini hem meşru hem sorumluluklarını bilen hem de Türkiye ile dost bir hükümet olarak görürüz. Dolayısıyla DAEŞ terör örgütü tehdit oluşturduğu andan itibaren yakın temas içerisinde olduk."

Türkiye'nin Musul'da gizli bir faaliyet yapıyormuş gibi bir kanaat yayılmasının "hoş olmadığını" söyleyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Geçen sene bizi DAEŞ'e karşı mücadelede eleştirenlerin bu sefer de dönüp 'Niye eğitim veriyorsun?' diye sormalarını da büyük çelişki olarak görüyorum. Her an DAEŞ tehdidiyle karşı karşıya kaldığımız için, son derece ciddi bir istihbarat bize ulaştığı için bir kuvvet kaydırması oluşturmak zorunda kaldık. Orası IŞİD'e 15 kilometre, Viyana gibi değil. Yeniden tanzimden kasıt şudur; orada 10 gün, 15 gün önce bir güvenlik riski yokken, böyle bir kuvvet kaydırmaya da ihtiyaç yoktu. Irak'ta her an yeni ihtiyaçlar doğabiliyor ya da bazı ihtiyaçlar ortadan kalkabiliyor. Türkiye'nin aldığı tedbir, Irak'ın egemenliğini uzun süreli olarak etkileyecek bir tedbir değildir. Gerekli görüldüğü zamanlarda da burada aldığımız tedbir tekrar değerlendirilir. Ümit ederim, Türkiye ile Irak arasındaki her zamanki dostluk ve kardeşlik ilişkisi daha güçlü bir şekilde devam eder. En kısa zamanda Bağdat'a bir ziyaret gerçekleştirme arzusundayım. Oradaki askeri mevcudiyetimiz eğitmenleri korumak içindir. Eğitmenlerimiz de sadece Musullulara eğitim vermek için bulunuyor. Bunun ötesindeki yorumların bir karşılığı yok." (ANKA)

(HM/AYÇ)

En Çok Aranan Haberler