Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim hükümeti kurması için görevlendirdiği Başbakan Ahmet Davutoğlu, ''Genel başkanlar görüşmek isterse kapım açık. Neredeyse yalvardım 'Gelin 45 gün dolmadan birlikte hükümet kuralım' dedim'' ifadelerini kullandı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, şehit olan yüzbaşı kardeşi Ali Alkan'ın cenazesindeki sözleriyle Türkiye gündemini sarsan yarbay Mehmet Alkan hakkında konuştu.
İşte Davutoğlu’nun açıklamalarından satır başları:
AFAD ve ilgili bakanlarımız çalışmaları yürütüyorlar. Böyle bir felaketin yaşanmamasını Allah’tan niyaz ediyorum.Demokrasi tarihimizde bir ilki yaşıyoruz bugün. Dikkat ederseniz bugün bu açıklamayı Başbakanlık’ta yapıyoruz. Koalisyon görüşmelerinden sonra açıklamaları Ak Parti genel merkezinde yapmıştık. Bugün üstlendiğimiz görev bir devlet görevidir. Siyasi mahiyettedir.
Siyasi parti kimliğinin ötesinde seçimlere ülkeyi götürecek halkın huzur içinde seçimlere gitmesini sağlayacak bir görevdir. O yüzden bu toplantıyı burada yapmayı uygun gördüm.
“KOALİSYON DEĞİL AMA…”
Bu süreç anayasal bir zorunluluk. 7 Haziran’dan bu yana hep anayasal süreçleri işletmek ve meşruiyet çizgisi içinde kalmayı savundum. CHP genel Başkanı ile yaptığımız görüşmede koalisyon değil ama koalisyon kurma ihtimali için görüşme yapmak üzere mutabık kaldık.
“KİMSEYİ SUÇLAYACAK DEĞİLİM”
Bize koalisyon görüşme teklif edilmedi söylemi yanlıştır. Zaten bir koalisyon zemini olup olmadığı konuşulacaktı. Derin görüş ayrılıkları çıktığı için uzun dönemli koalisyon için ciddi tereddütler ortaya çıktı. Daha sonra da reform ağırlıklı kısa dönemli ülkeyi seçime götürecek bir hükümet konusu konuşuldu. Bu mümkün olmadı kimseyi suçlayacak değilim. Sayın Bahçelinin koalisyona kapalı olduğu ve seçime gidilmesi gerektiği yönünde ifadeleri vardı.
“ELEŞTİRMEK İÇİN SÖYLEMİYORUM AMA…”
Sayın Bahçeli’yle konuşmamızın daha başında uzun dönemli koalisyona AK Parti azınlık hükümetine ve meclisten erken seçim kararına karşı olduklarını söylediler. Eleştirmek için söylemiyorum ama tablo bu. Koalisyon ihtimali kalmayınca görevi iade ettim.
“CUMHURBAŞKANIMIZ ERKEN SEÇİM KARARI ALDI”
Deniz tükenene kadar her şeyi denedik. Denemediğim yol ve yöntem kalmadı. 45 günün dolmasına müteakip anayasa gereği sayın cumhurbaşkanımız erken seçim kararı aldı. Bu sabah da bir yönetim boşluğu olmaması için görevi bana tevdi ederek geçici bakanlar kurulu kurmamı ülkeyi sükunetle seçimlere götürme konusunda adım atmamızı bildirdi.
“KEŞKE BİR KOALİSYON KURULSAYDI”
Bu görev bir koalisyon hükümeti kurma görevi değildir. Bu görev diğer partilerle bir müzakere başlatma süreci de değildir. Keşke bir koalisyon kurulsaydı. Türkiye cumhuriyeti tarihinin ilk uygulamasıyla karşı karşıyayız. Hukukçularla istişare yaptım. Değişik görüşleri aldım. Teamüle çok önem veren biri olarak yanlış bir teamüle yol açmak istemem. Anayasanın ilgili maddelerini beğeniriz beğenmeyiz ama bu maddelere göre hareket etmek bir borç.
“GÜNEŞ MOTEL UYGULAMALARININ PEŞİNDE DEĞİLİZ”
Biz güneş motel uygulamalarının peşinde değiliz. Eğer bir benzetme yapılmak isteniyorsa biz 8 haziranda böyle bir girişimde bulunabilirdik. Allah da millet de şahit ki meşruiyet çizgisinden sapmadım. Dün ve bugün yapılan yorumları çok talihsiz yorumlar olarak gördüm.
“NE OLACAKTI BU ÜLKENİN HALİ”
Hiçbir partinin içinde huzursuzluk çıkması için küçük ayak oyunlarına kurnazlıklara itibar etmeyeceğimizi söylemek isterim. Şu andaki çalışmam nasıl anayasal bir sorumluluk ise görev tevdi edilen milletvekillerinin bu görevi yerine getirmesi de bir anayasal zorunluluktur. Anayasal çizgi ne diyorsa onu yaparız. Kapıları kapatmakla ülke yönetilemez. Biz diğer partiler gibi AK Parti de şunu demiş olsaydı “biz de üye vermeyeceğiz.” Ne olacaktı bu ülkenin hali?
“GELİN SORUMLULUĞU BİRLİKTE OMUZLAYALIM”
Anayasal çizgiye sonuna kadar riayet edeceğim. Kim ne derse desin bu çizgiden sapmayacağım. Bu çerçeve şimdi TBMM Başkanından oranlara göre bakanlıkları bildiren bir yazı verilecek. Liderlere ve milletvekillerine bir çağrı yapıyorum: Gelin bu sorumluluğu birlikte omuzlayalım. Her türlü görüştürmeyi gerçekleştirebiliriz.
“NEREDEYSE YALVARDIM”
TBMM’den yazının gelmesine müteakiben teklifte bulunacağım. Anayasa çok açık şekilde partililere teklif edilir diyor. Ama genel başkanlar görüşmek isterse kapım açık. Neredeyse yalvardım “Gelin 45 gün dolmadan birlikte hükümet kuralım” dedim.
“HİÇ KİMSEYE AHLAKSIZ TEKLİFTE BULUNMADIK”
Partiler üzerine baskı yapmak onlara gayri ahlakilik suçlaması yapmak doğru değildir. Teklif edilen şey ülkenin yönetimini 2 ay boyunca birlikte yürütmektir.
Ne ben ne de arkadaşlarım hiçbir partinin iç işlerine müdahale etmedik etmeyiz. Gayri ahlaki hiçbir görüşmenin içinde olmadık olmayız. Hiç kimseye ahlaksız teklifte bulunmadık.
“TBMM ÜYELERİNE TEKLİFTE BULUNACAĞIM”
TBMM üyelerinin hiçbirisi böyle bir teklifin muhatabı değildir. Anayasa bana bu görevi veriyor. Hem de 5 günlük bir süre tanıyor.
Benim görevim madem genel başkanlar reddetti TBMM üyelerine teklifte bulunacağım. Bağımsız üye atayamam. Onlarla görüşmeden bağımsız üye atarsam anayasal suç işlemiş olurum.
Hem bizi zan altında hem de kendi milletvekillerini zan altında bırakmak doğru değil. Gerekirse görüşürüz ama kimse yolları tıkamasın, kapıları kapatmasın.
“VEKİLLERİN ÖZGEÇMİŞLERİNİ TEK TEK İNCELEDİM”
TBMM Başkanı bana oranları ilettiğinden itibaren ben ilgili milletvekillerine teklif götürmeyi düşünüyorum. Kriterler belli, ehliyet, liyakat, STK’larda görev almış olmak…
Milletvekillerinin bütün özgeçmişlerini adeta tek tek inceledim. Belli kriterlere uyulmasına özen gösterdim. Biz teklif ettikten sonra her milletvekilinin kendi partisiyle görüşme hakkı var. Ama o teklifi yapmak zorundayız.
Bu teklifleri makul bir sürede cevaplandırmaları için milletvekillerine davette bulunacağım.
Son olarak milletimize bir kez daha çağrıda bulunmak istiyorum. 7 Haziran'dan bugüne ülkede bir yönetim boşluğuna izin vermedik. Milli iradeye saygılı şekilde seçimlere gidilmesi için elimizden geleni yapacağız. Puslu havalarda ortaya çıkan şer odaklarına izin vermeyeceğiz.
SORU & CEVAP
LİDERLERE NASIL ÇAĞRI YAPACAKSINIZ. KAPALI ZARFLA MI VEKİLLERE TEKLİF YAPILACAK? HDP’LİLERDEN KİME TEKLİF GİDECEK?
- Liderlere yaptığım çağrı seçime giderken ülkenin gereksiz gerginliklere düşmeden görüşebilme çağrısıydı. Biz düşman değiliz. Siyasi rakibiz. Bir hasım gibi birbirimize bakmayalım. Üretilecek çözümleri birlikte üretelim. Milet de karar versin. Böyle bir seçim ortamına giderken tekrar bloklaşma çabasına girmek ülkemizin geleceği bağlamında sorumsuzca bir davranış olur kanaatindeyim. Çağrıma cevap gelirse liderlerle görüşmeye hazırım. Liderleri aşarak bir hesap içinde değilim. Ama anayasa bunu gerektiriyor. Çünkü liderler görüşemediği için milletvekillerine teklif götürülüyor.
Ben CHP, MHP vekillerine teklif etmezsem, 7-8 bakanlık boş kalır. Ben oraya bağımsız üye atayamam. Anayasa diyor ki teklif edilecek. Reddetmesi halinde oraya bağımsız üye atanır diyor.
Telefonları kapıları kapattınız e bacaları da kapatın demokrasi odasına nereden gireceğiz biz. Olmaz ki…
Burada herkesi sorumluluk içinde davranmaya çağırıyorum. Tek tek özgeçmişlere baktım. Devlet tecrübesi de içinde olmak üzere değerlendirme yapmaya çalıştım.
İsimler konusuna gelince… En yakın arkadaşlarım da bilmiyor. Bu isimler bende mahfuzdur.
Ak Parti içindeki görevlendirmeler de ben de mahfuz olan bir konu. En sonda AK Parti’yi düşünüyorum. Diğer partileri bilirsem ona göre bir dağılım yapacağız. AK Parti’den hiçbir arkadaşım bu görevden kaçacak değil.
Onlara da tek tek yapacağım. Parti organları üzerinden yapmayacağım.
AYM’DE DAVA KONUSU OLABİLECEĞİ İDDİALARI VAR
- İsimler bende mahfuz ama ayrım gözetmeden bütün 550 milletvekilinin de özgeçmişlerine tek tek baktım. Birkaç gündür çalışıyorum. Çünkü 5 gün deniyor vakit kaybetmemek lazım.
Zihnimde bir resim var. Kimin hangi görevi deruhte edeceğine dair bir resim var ama şu an paylaşımı doğru bulmuyorum.
Muhalefet partilerinden olumlu cevap gelmesi halinde bakanlıkları olması gerektiği şekliyle bildireceğiz.
Kanaatlerine güvendiğim bütün Anayasa hukukçularını hukukçuları ile görüşüm.
Ben eğer vekillere teklif yapmazsam anayasaya aykırı davranmış olurum. Burada bir anayasal ihlal olduğunu düşünmüyorum.
GEÇİCİ BAKANLAR KURULU'NUN PROFİLİ NASIL OLACAK? YÖNTEM NASIL OLACAK? YAZILI MI YÜZ YÜZE Mİ TELEFONDA MI?
- Bunlar tek tek görevlendirmeler olduğu için parti dengesinden çok, kişilerin o görevi yapabilmesi daha doğru olacaktır. Kişi bazında değerlendirilecek. Orada da devlet tecrübesi ya da sivil toplum tecrübesi önemli hususlar. 2 ay zaten tecrübesi olan kişilerin bunu yapabileceği bir görevdir.
Kabul edilmemesi halinde bu görevi yapabilecek bürokrat akademisyen biri olabilir.
YARBAY’IN SÖZLERİ VE KENDİSİNE YAPILAN SUÇLAMALAR… SORUŞTURMA İDDİASI
- Zor günlerden geçiyoruz kimse bugünlerin acısız olmadığını iddia edemez. Ve hepimize bu acılar düşüyor. Bunları biz şehit aileleriyle görüştüğümüzde derinden hissediyoruz.
Zor zamanlarda nasıl kenetlendiğimize cümle alem şahit. Böyle bir şehit haberi geldiğinde yüreği sızlamayan vatandaşımız yok.
Ateş düştüğü yakar. Bir aile içinde bu acının böyle hissedilmesi doğaldır.
Hala hatırladığımda gözlerimi yaşartan insani diyaloglar duyduk.
Başsağlığı için aradığımız bir ailenin anne baban vatan sağ olsun demesini…
Hepsini aradım aradıklarımdan tek bir kişi sitemkar bir ifadede bulunmadı. Geçen GATA’da gazilerimizi ziyaret etim. Bir gazimiz şuradan çıkayım hemen mücadeleye devam edeceğiz dedi. Annesini aradım. Evladımı bugünler için yetiştirdim dedi.
Böyle günler dayanışma günleri. Ola ki art niyetli provokasyonlar var bu olayı kast etmiyorum vakar içinde davranma günleri.
Bizim askerimizin subayımızın bilinci bu. Şu anda büyük bir fedakarlıkla bu yarbayımızın arkadaşı da bu vatanın birliği için çarpışıyor acıyı anlarız ıstırabı hissederiz.
Bir kardeş acısıyla o sözlerin sarf edildiğini düşünüyorum anlayışla yaklaşıyorum ama TSK subaylarının en derin acılara vakarla yaklaşabilecek şekilde yetiştiklerini de biliyorum.
Zor zamanlarda vakar ve kararlılık acıları dindirecek tek şeydir.
Dediğim gibi bu konuyu bu çerçevede hem acıları anlıyoruz hem de vakarın korunması gerektiğini söylüyoruz.