Didim'deki bir su parkında (aquapark) kaydıraktan kayarken bariyere çarpıp kolunu, burnunu, çene ve elmacık kemiklerini kıran bankacı, işletme ve ilgili personel aleyhine 60 bin TL tazminat istemiyle dava açtı.
Alınan bilgiye göre, İstanbul'da bir bankada çalışan Burhanettin Aybars Akan, geçen yılın ağustos ayında tatilini geçirmek için geldiği Didim'de eşi, çocuğu ve arkadaşlarıyla su parkına gitti. 3'lü multislide isimli kaydıraktan kaymak isteyen Akan, görevliye çalışıp çalışmadığını sordu. ''Çalışıyor, kayabilirsiniz'' yanıtını alan Akan, arkadaşlarına el sallayıp kaydıraktan kaydı. Durması gerektiği yerde duramayan Akan, beton bariyere çarptı. Burnu, elmacık ve çene kemiği, kolu kırılan Akan, önce Didim Devlet Hastanesine, ardından da İzmir Özel Gazi Hastanesine götürüldü.
Olayla ilgili ifadesi alınan su parkı personeli H.P, Akan'a kaymadan önce gerekli bilgileri verdiğini öne sürerek, ''Üzerine bindiği minderi kaldırmasını söyledim ama bunu yapmadı. Daha sonra da birçok müşteri bu kaydırağı kullandı, onlara bir şey olmadı'' dedi.
Soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısı, personel hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
DAVA
Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara rağmen, Burhanettin Aybars Akan'ın avukatı 10 bin TL'si maddi, 50 bin TL'si manevi olmak üzere toplam 60 bin TL tazminat istemiyle Didim Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtı.
Akan'ın avukatının talebiyle inşaat mühendisi Oral Atlan ve makine mühendisi Adem Özen tarafından bilirkişi raporu hazırlandı.
Raporda şöyle denildi:
''Kazanın oluşumu, kuru satıh olarak nitelendirilen multislide kaydırağın son kısmındaki su seviyesine bağlıdır. Kaydırakta kayan bir kişinin hızının emniyetli şekilde durdurulması, kuru satıhtaki belli bir seviyedeki su tarafından sağlanır. Kuru sathın başlangıç ve bitiş noktası arasındaki seviye farkının olmaması gerekirken 4-5 santimetrelik kot farkı olduğu tarafımızdan tespit edilmiştir.
Gerek imalatı yapan gerekse diğer firmalardan elde edilen plan, proje ve standartlar ile yerinde yapılan incelemeler neticesinde söz konusu imalatın yapımıyla ilgili önemli sorun olmadığı, son 5-6 yıldır kullanıldığı da düşünüldüğünde kaydırağın kullanıma sunulması sırasında gerekli uyarı tabelalarının olmadığı görülmüştür. Kazayla ilgili olarak da su seviyesinin gerekene ulaşmadan kaydırağın kullanıma açılması neticesinde meydana gelmiş olabileceği kanaatine varılmıştır.''
İzmir Barosuna kayıtlı avukatlardan Aydın Kayacan da kaza nedeniyle müvekkilinin büyük sıkıntı çektiğini belirterek, kazada işletmenin ve ilgili personelin yüzde 100 kusurlu olduğunu savundu.
Bilirkişi raporuyla iş yeri ve personel kusurunun tespit edildiğini savunan Kayacan, şunları kaydetti:
''Öğrendiğimiz kadarıyla bu işletmede çalışan personel gerekli eğitimden geçirilmiyor. Kaza da bundan kaynaklandı. Müvekkilim, görevlinin gözetiminde ve onun gösterdiği şekilde baş aşağı ve yüzü koyun şekilde mindere yatıp kaydıraktan kaydı. Ancak kendisine söylendiği gibi otomatik olarak duracağı yerde su seviyesi düşük olduğu için daha da hızlandı ve beton bariyerlere çarptı. Şu an sağlığına kavuştu ama geçirdiği kazanın etkisiyle hissizlik var. Aldığımız bilirkişi raporu da işletme ve personelin kusurlu olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Müvekkilimin başına gelenin başkalarının başına gelmemesi için sorumluların cezalandırılmasını istiyoruz. Açtığımız tazminat davasının yanı sıra yeniden suç duyurusunda bulunacağız.''