Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, kadına yönelik şiddetle mücadeleyle ilgili olarak, “Kadını eve hapsetmeyecek, yolda giderken nerede olduğunu gösterecek ve sinyale bastığında hemen haber verecek bir sistemi de hayata geçiriyoruz” dedi.
Bakan Şahin, İstanbul Bilgi Üniversitesi Halkla İlişkiler 4. sınıf öğrencileri tarafından Santral Kampüsü'nde düzenlenen “Hiç Mi Vicdanın Sızlamadı?” seminerinde yaptığı konuşmada, kadının yaşam hakkının çok önemli olduğunu belirtti.
Daha önce yok sayılan, halının altına sürülen kadına yönelik, 'sen yaptın da onu hak ettin', 'kocandır sever de döver de' anlayışının bir değişim içerisinde olduğunu ifade eden Şahin, “Çünkü dünya değişiyor. Türkiye değişiyor. Açık bir topluma gidiyoruz. Türkiye'deki demokratikleşme ilerledikçe, bireyin hak ve özgürlüğü, kadının hak ve özgürlüğü çok daha öne çıkıyor. Daha önceden kapalı olan bir toplumun açık bir topluma gitmesi önemli” diye konuştu.
Vicdanın sesinin önemsenmesi gerektiğini, vicdanı besleyecek damarların eğitim ve bilgiyle güçlendirilmesi gerektiğini anlatan Bakan Şahin, ancak vicdansızlara karşı da “bir dakika” denilmesi gerektiğini söyledi.
Kamu vicdanı ve adalet mekanizmasının örtüştüğü bir mekanizmanın güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Bakan Şahin, “Terör ve namus deyince aklımıza, hemen Güneydoğu geliyor. Halbuki insanın olduğu her yerde, Karadeniz'de de şu anda ciddi manada töre ve namus cinayeti yaşandığını biliyoruz” şeklinde konuştu.
Kadına yönelik şiddet konusunda, Bakanlık olarak ilgili kurumların yardımıyla istatistik çalışmaları yaptıklarını dile getiren Bakan Şahin, eğitim oranının düşük olması dolayısıyla, ekonomik olarak sıkıntı yaşandıkça ve sorun çözme kapasitesi azaldıkça kadına yönelik şiddetin arttığını anlattı. Parlamentoda kadın meselesinin partiler üstü bir sorun olarak görüldüğünü ve bu konuda yasa çıkarıldığını vurgulayan Şahin, şunları söyledi:
“Yasanın temel manasına baktığımızda önce korumak ve önlemek. Koruyamadığımız ve önleyemediğimiz zaman nasıl tedbir alacağız? Önlemeyemediğimiz zaman ve koruyamadığımız zaman bunu nasıl yapacağız? En çok sıkıntı yaşadığımız şey, İçişleri Bakanlığından gelen bir talep. Biz her mağdurun başına bir polis mi dikeceğiz? Burada bilgi ve teknolojiyi kullanacağız. Bilgi ve teknolojiyle, sinyalizasyon sistemiyle, mahkeme kararına uymayan bir erkek varsa, ona, koruma
kuvvetinin hızlı bir şekilde ulaşacağı bir sistemi hayata geçiriyoruz. Bunu birlikte yapacağız. İçişleri Bakanlığının, burada büyük bir mekanizmayı, 'call center' sistemini güçlendirmesi gerekiyor. Kadını eve hapsetmeyecek, yolda giderken nerede olduğunu gösterecek ve sinyale bastığında hemen haber verecek bir sistemi de hayata geçiriyoruz.”
Bakan Şahin, sığınma evlerinin hem sayısını, hem de nitelik ve nicelik özelliklerini yükselteceklerini belirtti. Kadına yönelik şiddetin topyekun bir mücadele anlayışla çözülmesi gerektiğini kaydeden Şahin, “Toplumun zihinsel dönüşümünü sağlayacak bir mücadele gerekiyor. Bir sorunu çözebilmek için sorunun varlığını kabul etmek gerekiyor. Bu irade, parlamentoda mevcuttur. Seçme ve seçilme hakkı ne kadar önemliyse, sevme ve sevilme hakkının da ne kadar önemli olduğu bir hukuk düzeninde, ikisini birleştirerek çözümü arayacağız” diye konuştu.
Konuşmasının ardından Bakan Şahin, gazeteci Ruhat Mengi'nin, “Yargıtay'ın zihinsel dönüşümü nasıl yapılacak?” ve “Yargıtay Başsavcılığının N.Ç. hakkındaki karara itiraz etmemesi” konusundaki soruları üzerine de, “Mahkeme, gerçekten ailenin durumuyla ilgili bir analiz istiyor. Benim talimatım, Başsavcı ile de konuştuk. Yeni bir rapor hazırlıyoruz” dedi.
**Tek çözüm vicdan**
İstanbul Bilgi Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mete Tunçay da, bilinç ve vicdanın birbirine çok yakın olduğunu, bunlar arasındaki farkın ise vicdana bir değer yükünün de katıldığını, bilinçte ise bunun olmadığını anlattı.
İnsanların nasihatle, vaaz vermekle davranışlarının değiştirilebileceğine inanmadığını dile getiren Tunçay, “ 'Vicdanlı olun' demekle insan vicdanlı olmaz. Toplumda yükselen bir şiddet dalgası var denilebilir. Ama acaba bu doğru mu?. Yoksa bu kadar çok haber yapıldığı için mi? Bunun araştırılması gerek” dedi.
Kadına karşı şiddet konusunun cinsellikle ilişkisinin de bulunduğunu söyleyen Tunçay, şiddet olaylarında çoğu zaman tatminsizliğin söz konusu olabileceğini bildirdi. Cezaların yükseltilmesinin önleyici bir işleve hizmet etmediğini savunan Tunçay, “Cezayı artırırsanız o suçu işleyenlerin sayısı azalır diye bir şey yok” şeklinde konuştu.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümü Öğretim Görevlisi Betül Mardin, kadın sorununa ve şiddete karşı tek çözümün vicdan olduğunu dile getirerek, şiddet nedeniyle çok büyük travmaların yaşandığını ifade etti.
Mardin, “tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı” sözünün yaygın olduğunu, ancak gidenin insan canı olduğunu anlattı. Türkiye'de her 4 kadından 3'ünün şiddete maruz kaldığını ileri süren Mardin, Türkiye'deki 72 kadın sığınma evinde sadece 1700 yatak kapasitesi bulunduğunu kaydetti.
AA