Dededen Toruna Tuzculuk

Serdar ÖZGÜR / KARAMAN, Karaman'da 1940'lı yıllarda Atatürk Bulvarı'ndaki dükkanında kaya tuzunu öğütüp satmaya başlayan Hasan Duyar, mesleğini damadı Hakkı Ehliz'e öğretti. Kayınpederinin yanında bir süre çalışan ve mesleği öğrenen Hakkı Ehliz, 1955 yılında kendi işyerini açtı. Hakkı Ehliz de mesleğini oğlu Hasan Ehliz'e öğretti. Baba- oğul 2007 yılına kadar mesleği birlikte sürdürdü. Hakkı Ehliz'in 2007 yılında vefat etmesinin ardından Hasan Ehliz, işi tamamen devraldı.
Mesleğinin artık gün geçtikçe yok olma tehlikesi yaşadığını ancak dededen gelen bir meslek olduğu içinde ölene kadar sürdüreceğini belirten Hasan Ehliz, 35 yıldır babasıyla birlikte mesleği sürdürdüğünü kaydetti.
'YEMEK PİŞERKEN TUZ ATMAYIN'
Her tuzun doğal olmadığını vurgulayan Hasan Ehliz, doğal kaya tuzunun yapısı ve yemeklerde kullanılış şekliyle ilgili şunları söyledi:
''Tuz kristal ve beyaz olmalı, killi taş olmamalı. Rutubet almaması için ağzı kapaklı cam veya plastik kavanozda saklanmalı. Yemek pişerken kesinlikle tuz atılmamalı. Kaynama sırasında sıcağın etkisiyle içindeki mineraller ya ölür, ya da değişir. O yüzden kaynama bittikten sonra tuz atılması daha iyidir.''
ASTIM HASTALARINA TUZ TAVSİYESİ
Hasan Ehliz, astım, bronşit gibi hastalıklara maruz kalanlara da tavsiyelerde bulundu. Ehliz, "Tuzu cam tabağa koymalıyız ve az miktarda su ilave etmeliyiz. Suyun tuzu eritmesiyle ortama ferahlatıcı bir hava yayılır. Bu sayede bir hafta içerisinde düzenli nefes alıp vermeye başlanır" diye konuştu.