ANKARA (ANKA) – Yargıtay, ilginç bir davayı karara bağladı. Define avına giderken dolandırılan 6 kişi, dolandırıcının cezasını kendileri vermeye kalkınca hem yağmadan hem de hürriyeti kısıtlamaktan hüküm giydi.
Çorumda yaşanan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun gündemine gelen davada süreç şöyle işledi:
M.G. eşinin Rüya Cafe isimli yerde çalışan ve fal bakan M.H. ile tanıştı. M.H.’ye define işinden anlayıp anlamadığını soran M.G. “anlarım” cevabını aldı. M.G., arkadaşı O.A. ile M.H.’yi yanına alarak Şeker Fabrikası civarında bulunan boş araziye gitti ve burada bulunan defineyi bulmasını istedi. Olay yerini inceleyen M.H. ise “Bu yerde tılsım var bunu bozmam gerek bunun içinde 6 kişi olmanız gerekiyor” dedi. Ertesi gün 6 kişi ve dolandırıcı M.H., olay yerinde yeniden buluştular. Bu kez M.H.’nin istediği 4 isim daha tılsımın bozulması işlemiyle birlikte define arama işine karıştı. M.H. define peşinde koşanlara tılsımı bozmam için İstanbul’dan malzeme almam gerek diyerek M.G., E.Ç., O.A.’dan 500 lira 2 adet de cep telefonu alarak İstanbul’a gitti. M.H., bir süre sonra tılsımı bozacak malzeme ile Çorum’a döndü. Söz konusu defineyi çıkarmak için Çorum Şeker Fabrikası’nın yakınlarındaki olay yerine gelen hazine avcıları, M.H.’nin belirlediği alanı kazmaya başladı.
-İNANCINI KAYBETTİ DEFİNE ÇIKMADI-
Kazılan alandan define çıkmayınca M.H., P.Ç.’nin olaya inancını kaybettiğini bu nedenle de defineyi bulamadıklarını iddia etti. Yeniden tılsım oluştuğunu ifade eden M.H., 6 hazine avcısına, bunu bozmak için yeniden İstanbul’a giderek gerekli malzemeleri alması gerektiğini belirtti. İnancını kaybeden P.Ç.’ye de ceza verilerek oluşturulan halkanın dışında tutulmasını isteyen M.H., İstanbul yolculuğu için define avcılarından bu kez 580 lira ve 4 cep telefonu istedi. M.H. İstanbul’da telefonları bin 500 lira karşılığında rehin bıraktı. İstanbul’dayken M.G.’yi arayan M.H. bin 500 liraya ihtiyacının olduğunu söyledi. M.G. de hiç zaman kaybetmeden parayı Eyüp Postanesi’ne yolladı. M.H.’nin Çorum’a dönmemesi üzerine M.G. ve O.A. İstanbul’a giderek M.H.’yi buldu. M.H. gerekli tılsım malzemeleri için parasının yetmediğini belirterek yine para talebinde bulundu. Bunun üzerine iki define avcısı M.H.’ye İstanbul’da da 550 lira vererek Çorum’a döndü. 3 gün sonra da M.H. Çorum’a geldi. Kısa bir süre sonra tılsım bozucunun dolandırıcı olduğunu öğrenen define avcılarından H.Ş., V.Ç., E.Ç., O.A., M.H.’yi alarak taşocaklarına gittiler. M.H.’nin ellerini ve ayaklarını bağlayan define avcılar verdikleri paraları talep ettiler. M.H.’nin parayı harcadığını söylemesi üzerine “seni define aramak için kazdırdığın yere gömeceğiz” diyerek tehdit ettiler. Bu arada H.Ş.’nin M.H.’ye 7 adet senet imzalattı. Ardından da üzerindeki elbiseleri çıkarak olay yerinde bıraktılar. Olay yerinden çırılçıplak koşarak uzaklaşan M.H. polise sığınarak, darp ve tehdit edildiğine ve zorla senet imzalatıldığına dair şikayette bulundu.
-SENET YAĞMASI VE HÜRRİYETTEN YOKSUN KILMA SUÇUNDAN HÜKÜM GİYDİLER-
Söz konusu senetler ve tehdit silahı olan bıçak V.Ç.’de ele geçirildi. Şüpheliler savcılıkta senetler zorla imzalatmadıklarını M.H.’nin kendi isteği ile imzaladığını beyan ettiler. Ancak Çorum Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Dava sırasında hazırlanan bilirkişi raporunda da şeker fabrikası civarında kazı yapıldığı tespit edildi. Çorum Ağır Ceza Mahkemesi, sanık O.A., V.Ç., E.Ç., H.Ş. ve M.G., silahla ve birden fazla kişiyle yağma suçu işlediklerine karar vererek önce ayrı ayrı 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi. Mahkeme, sanıkların M.H.’nin dolandırıcılığından etkilendiklerini belirterek cezalarını 9 yıla ardından da duruşmadaki tutumlarını göz önüne alarak iyi hal indirimi uyguladı ve 12 yıllık hapis cezası 7 yıl 6 ay indirdi. Karara itiraz gelince dosya Yargıtay’ın gündemine geldi. Temyiz talebini kabul eden Yargıtay 6. Ceza Dairesi ise yağma suçunun oluşmadığını belirterek, “senet yağması ve hürriyetten yoksun kılma suçunun” işlendiğine karar verdi. Yerel Mahkeme Yargıtay’ın bozma kararına direnince dosya bu kez Yargıtay’ın gündemine geldi. Dosyayı incelen Yargıtay Ceza Genel Kurulu ise 6. Daire’nin kararı doğrultusunda yerel mahkemenin verdiği kararı bozdu. Define avına giderken dolandırılan 6 kişi, dolandırıcının cezasını kendileri vermeye kalkınca hem yağmadan hem de hürriyeti kısıtlamaktan hüküm giymiş oldu. (ANKA)