'Deli Hüsnü'nün Titizliği Ben De De Var'

'Kurtlar Vadisi Pusu' dizisinde farklı bir portreyle ekrana çıkan Hüsnü Yalınkılıç, namı diğer 'Deli Hüsnü' karekterini canlandıran Adnan Erdoğan, katıldığı 28. Abant Platformu'nda toplumun farklılıklara bakış açısını değerlendirdi.

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nca Abant'taki bir otelde düzenlenen 28. Abant Platformu, 'Türkiye Üzerine Farklı Bakışlar' başlığıyla toplandığı Abant'ta Türkiye'nin önemli meselelerini ele aldı. Bir çok akademisyen, gazeteci ve yazarın katıldığı toplantının bir başka konuğu da Adnan Erdoğan'dı. Türkiye, onu, Kurtlar Vadisi'nde canlandırdığı Deli Hüsnü rolüyle tanıdı.

Dizi çalışmalarının son sürat devam ettiğini belirten Edoğan, Cihan muhabirine kendini şu sözlerle anlattı: "Raporlara göre, açık ara birinciyiz. 10 yıldır hep birinci sıralarda gitmiş başka dizi yok. Benim oyunculuk serüvenim Yeşilçam'la başladı. 1990’da Yeşilçam'da başladım oyunculuğa. Ama o zaman bu kadar yoğun iş yoktu. Birkaç sinema filminde oynadım. Sonra kamera arkasına geçtim. Daha sonra da farklı alanlarda hayatıma devam ettim. Kurtlar Vadisi ile oyunculuğa yeniden döndüm. Fakat o dönemlerde şimdiki gibi bir yoğunluk yoktu. 3 sinema filminde oynadıktan sonra oyunculuğa biraz ara verdim. Adnan Erdoğan kim diye sorarsanız ben, biraz gazeteci, biraz oyuncu, biraz fotoğrafçı, biraz seyyahım."

"DELİ HÜSNÜ'NÜN TİTİZLİĞİ BENDE DE VAR"

Dizide canlandırdığı karakterle benzer noktaları olduğunu söyleyen dizi oyuncusu Adnan Erdoğan, "Bir süre sonra oynadığınız karakterle bütünleşiyorsunuz. Mesela Deli Hüsnü’nün titizliği gerçek hayatta bende de var. Tabi dizide 'deli' karekterini canlandırıyorum. Aslında oradaki Hüsnü karakteri toplumda olan, hepimizde biraz var olan şeyleri anlatıyor. Farklılıklara gelecek olursak, genel olarak bakıldığında bunların hepsi 15-20 yıldır konuşuluyor. Ama farklılıklarımızın yeni yeni farkına varıyoruz. Hepimiz farklı insanlarız. Fakat zaman zaman siyasi nedenlerle ötekileştirilmişiz. 'Türkiye üzerine farklı bakışlar' adı altında yapılan bu toplantı, aslında hakikaten farklı bakışların, farklı insanların, farklı fikirlerin bir araya geldiği bir ortam oldu. Genelde Türkiye üzerine, işte iç politika dış politika anayasa üzerine yapılan çalışmalar üzerinde duruldu. Tabii ki Türkiye’nin ihtiyacı olan, daha insani daha ahlaki daha demokratik bir anayasa yapılması.’’ dedi.