HABER

"Demir çeliğe yabancı devlerin girişi yerliyi bitirir"

ANKARA(ANKA)–Makina Mühendisleri, demir çelik piyasasında dünya pazarında önemli yer tutan şirketlerin Türkiye'ye girişinin başladığını, bu durumun ileri teknoloji yoğunluğu ve yüksek katma değerli ürün üretiminde Türkiye'nin yerli oluşumları ile gelişimini gölgeleyebileceği görüşünde. Bu arada, metropol ülkelerin demir çelik ürünü ithalatında korumacılığa başvurmalarının Türkiye'yi olumsuz etkilediğine işaret ediliyor.

TMMOB Makina Mühendisleri Odası'nca gerçekleştirilen, "4. Demir Çelik Kongresi Sonuç Bildirgesi"nde, dünya demir çelik piyasasının üretici konumdaki dev şirketlerin spekülasyonu ve yönlendirmesiyle iniş-çıkışlar gösterdiği, uluslar arası piyasada az sayıda şirketin egemen olacağı bir oligopolleşme eğiliminin gözlendiği dile getirildi.

Uluslararası piyasada metropol ülkelerin, geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelere kamu işletmeciliğinin tasfiye edilmesi ve ulusal ekonominin korunmamasını dayattığı savunuldu.

Demir çelik kongresinin sonuç bildirgesinde şöyle denildi: "Japonya, Rusya ve Güney Kore'den yapılan ithalatlar nedeniyle Kuzey Amerika'da çelik fiyatları düşünce 2002 yılında ABD, 10 çelik ürünü ithalatında gümrük vergilerini yüzde 8'den yüzde 30'a yükseltmiş, aynı şekilde Avrupa Birliği, çelik sanayini korumak amacıyla yine 2002'de 15 demir çelik ürünü ithalatında Genel Tarife Kotası uygulamasına geçmiştir. Gümrük birliği anlaşmasına karşın Türkiye'nin de bu uygulama kapsamında tutulması sektörün ve ülkemizin aleyhinedir."

Bildirgede, 2002 yılında ABD'li bir firmanın ERDEMİR'e teknoloji satışının, ABD'nin çelikte gümrük vergisinin artırılması uygulamasıyla çelişeceği gerekçesiyle özel olarak engellendiği öne sürüldü.

-"DIŞA BAĞIMLILIK ARTACAK"-
Bildirgede, Türkiye'nin AB'ye girmesi durumunda, çelik üretimine bazı kısıtlamaların getirileceği ve dışa bağımlılığın artacağı kaydedildi.

AB bünyesinde çelik üretim fazlalığı olduğu ifade edilen bildirgede, şu görüşlere yer verildi:"AB sürecinde Birlik içinde çelik üretim dengesinin kurulması için ülkemizdeki çelik üretiminin azaltılması yönünde Birliğin bazı kısıtlamalar getirmesinin işaretleri mevcuttur. Devam eden Türkiye demir çelik sanayinin AB'ye uyum çalışmalarında da özellikle sıcak haddeleme kapasitesine ve devlet teşviklerine kısıtlamalar getirilmektedir. Türkiye ile Avrupa Kömür Çelik Topluluğu arasında yapılan Serbest Ticaret Anlaşması uyarınca Türkiye demir çelik sektörünün yeniden yapılandırılması gündemdedir. AB'ye sunulan 'Ulusal Yeniden Yapılandırma Programı' bu çerçevede gündeme gelmiştir."

Türkiye'de yassı mamul ile uzun mamul üretim dengesizliği bulunduğu belirtilen bildirgede, bu durumun ihracatta düşük katma değerli uzun mamul ağırlığına; yüksek katma değerli yassı çelik ve vasıflı çelikte ise ithalat bağımlılığına yol açtığı vurgulandı. Bildirgede, söz konusu yapının Türkiye'nin uluslararası kriz dönemlerinde dış piyasa dalgalanmalarına direnemeyeceğinin göstergesi olduğu dile getirildi.

Böyle bir yapının stratejik planlamayı zorunlu kıldığı vurgulanarak, söz konusu uygulamaların aksaklıklarına karşı şu çözümler önerildi:

"-Uluslararası finans kuruluşlarının yönlendiriciliği ile ardı ardına çıkarılan yasalar ve özelleştirme uygulamaları ile sanayi tesislerinin, kamusal varlıkların, madenlerin elden çıkarılmasına son verilmelidir.
-Ulusal bir demir-çelik sektöründen bahsedebilmek için 'kömür ve demir cevheri madenciliği ile çelik üretim ve tüketimi' bir bütün olarak düşünülmeli, bir 'ulusal demir çelik stratejisi' belirlenmelidir.
-Mevcut tesislerin rekabet gücünü artırmak için sürekli olarak modernize edilmesi, tesislerin gereksinimi olan başta demir cevheri ve kömürün öncelikle yerli kaynaklardan karşılanması üzerine kurulmalıdır.
-Kömür, cevher gibi hammadde girdilerinin dünya piyasasında çok fazla yükselmesinden dolayı Türkiye'de, yeni kömür ve cevher kaynaklarının araştırılması yönünde çalışmalar yapılmalıdır.
-Mevcut ve kurulacak demir çelik tesislerinin çevresel faktörleri göz önüne alınmalıdır. Demir çelik endüstrisinin ürettiği atıkların ekonomiye yeniden kazandırılması yönündeki çalışmalar yasalarla desteklenerek teşvik edilmelidir.
-Çin'in büyük demir çelik üretimi karşısında fiyat bazında rekabet edilemeyeceği gerçeğinden hareketle katma değeri yüksek olan demir çelik türlerinin üretimi araştırılmalıdır.
-Yurt dışından kontrolsüz gelen çelik ithalatının önlenmesi için ihtisas gümrüklerinin kurulması ya da akredite kurumlar tarafından kontrolü sağlanmalıdır.
-Dünyanın en büyük hurda alıcısı olan Türkiye'nin hurdaya bağımlılığının azaltılması için gerekli yatırımlar yapılarak entegre-ark tesisi dengesinin yeniden düzenlenmesine yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
-Deprem bölgesi olan Türkiye'de, depreme dayanıklı çelik konstrüksiyon yapı tekniği ve yapısal çelik uygulamaları geliştirilmelidir.
-Katma değeri yüksek ve vasıflı yeni ürünlerin geliştirilmesi konusunda Ar-Ge çalışmalarına önem verilmelidir.
-Demir çelik endüstrisinde şirketlerin birleşmesi ile uluslararası dev şirketler oluşmaktadır. Rekabet edilebilirlik açısından Türk demir çelik sektörünün de benzer yapılanmaya gitmesi gerekmektedir.
-Sektörün gelişiminin sağlanması bağlamında 'Demir-Çelik Enstitüsü'nün kurulması için yasa ve mevzuat çalışmaları başlatılmalıdır." (ANKA)

En Çok Aranan Haberler