ANKARA (ANKA) – 9’ncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Cumhurbaşkanlığı seçimi ve Başkanlık Sistemi tartışmalarını “Kişi için sistem olmaz, gün ola harman ola. Hiç kimse ta o kadar uzak bir zamanda olacak bir işe kendiliğinden soyunmamalıdır. Birtakım kimseler ona göre kaftan biçmemelidir” sözleriyle değerlendirdi.
9’ncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Demokrat Parti kongresini ve gündemi EkoEnerji Dergisi’ne değerlendirdi. Prof. Dr. Mustafa Özcan Ültanır’ın sorularını yanıtlayan Demirel, Demokrat Parti kongresiyle ilgili ‘baba Demokrat Parti’ye babalık etmedi’ şeklindeki eleştirilere “Ben bu hareketin içerisinde 40 senedir varım, bunun eriyip gitmesine razı olamazdım, ama ben partiler üstü bir pozisyona sahibim. Eli kolu sıvayıp yeniden parti işine dalamazdım” yanıtını verdi.
-“CİNDORUK VERDİĞİ SÖZÜN ALTINDAN KURTULAMADI”-
Merkez sağda birleşme hareketi gerektiğini bu konuda da Hüsamettin Cindoruk’un ‘bu işin adamı’ olduğunu kaydeden Demirel, “Sayın Cindoruk sabırla önemli gayretler gösterdi. Fakat bu birleşme işleri zor işlerdir. Biz bunları daha önce de denemiştik. Birleşmenin birtakım pürüzleri oldu, bu pürüzler aşıldı. Aşıldı, ama doğrusu biraz enerji de tüketti. Nihayet 15 Ocak'ta Kongre'ye gelinebildi. Eğer bu adım atılmasaydı, bu Kongre zaten yapılamazdı. Bu başarıdır. Hüsamettin Bey işin başında, ‘Ben bu işler bitip iki parti birleşmesi tamamlandıktan sonra bu görevi daha genç bir arkadaşıma bırakacağım’ dedi ve bu sözün altından kurtulamadı. Gelen giden, ‘Ne zaman bırakacaksın?’ gibi bir davranışa girdiler. Yeniden hizmete devam konusunda da son dakikada kendisinde arzu görmedi. Daha doğrusu siyaset önemli kararlar gerektirir. Kendisi için önemli bir karar verdi. ‘Artık ben bu göreve devam etmeyeceğim’ dedi" şeklinde konuştu.
-“ÇİLLER BÜTÜN DAVETLERE RAĞMEN GELMEDİ”-
Partinin kendi iradesine sahip olduğunu, DP’nin vesayet partisi olmadığını kaydeden Demirel, DP kongresi öncesinde Güniz Sokak’ta Cindoruk ve Mesut Yılmaz’la yaptığı toplantıya ilişkin de şunları söyledi:
“Sayın Mesut Yılmaz Kongre istiyor, Hüsamettin Bey de Kongre istiyor, yani birbirlerinden farklı olarak. ‘Sen ne istiyorsun? Kongre istiyorum. Ben Kongreye karşı değilim ki, hay hay Kongre yapalım’. Sayın Mesut Yılmaz, Sayın Cindoruk'u istemiyor. ‘Sen başta söz verdin, bırakman lâzım’ diyor. Sayın Cindoruk da diyor ki, ‘Ben buranın tapusunu almış değilim. Buyurun kimi istiyorsanız getirin. Benim yürüttüğüm görevi kim yürütecekse getirin Kongre 'ye. Kongre o adama sahip çıksın, ben görevi bırakırım’. Ha sen şimdi kimi istiyorsun?’ dendiği zaman, üzerinde mutabık kalınamıyor. Birtakım tali şeyler var. O zaman mutabık kalınmadığı taktirde ne olacak? İşi Kongre'nin kararına bırakacaksınız. Öyle yapılmıştır. Evet, kim gelmek istiyor? Sayın Tansu Çiller mi? Buyursun gelsin. Yok efendim, başka kim gelmek istiyorsa, buyursun gelsin. Burası herkese açık. Sekiz kişi geliyor, ama Sayın Tansu Çiller bütün davetlere rağmen gelmiyor. Sekiz kişi içerisinden de Kongre 600'e yakın oyla Sayın Zeybek'i seçiyor. Genel İdare Kurulu'nu da, partinin bütün çalışma organlarını da seçiyor. Kongre fonksiyonunu yapıyor. Kongre'yi ve Demokrat Parti'yi bu şartları gözeterek değerlendirmek gerekir. Siyasette mucize yok, sabır ve sebat var. Bugün olmazsa yarın olur.”
-“BEN GÖZÜM, KULAĞIM”-
Demirel, Mesut Yılmaz’ın, kongre öncesindeki üçlü zirvede Çiller ismine ‘karşı çıkmam’ dediğini belirtirken, “Sayın Tansu Çiller, ‘Karşı çıkmam’ sözünü kafi bulmuyor. Ama sanıyorum, aslına bakarsanız, Sayın Tansu Çiller'in gelebilme durumu yoktu. Çünkü, kendisine bence kafi sıcaklıkta davet Demokrat Parti'nin il başkanları tarafından yapılmıştır. 70'e yakın il başkanları daveti yapmışlardır” dedi. Kendisinin kongre öncesinde, ‘Demokrat Parti'nin Genel Başkanı'nı tayin eder vaziyete girmem, pozisyonum ona müsait değildir” dediğini ifade eden Demirel, “Peki, ben neyim? Ben gözüm, kulağım. Ben bu hareketin yeşermesini isteyen bir kişiyim. Moral ve manevi destek veren birisiyim. Ama işi particiliğe indirgediğiniz zaman, benim tabii parti faaliyeti yapmam söz konusu olmaz. Onun için ben genelde kendimi partiden mesafeli tutmuşumdur. Bunu herkes anlayışla karşılamalıdır” diye konuştu.
-“PARTİNİN İSMİNİ DEĞİŞTİRİLEBİLİRLER”-
Mesut Yılmaz’ın görüşmede Çillerin yanı sıra İlhan Kesici’nin ismini de önerdiğini ancak Kesici’nin genel başkanlık görevine talip olmadığını açıkladığını belirten Demirel, “Ben yardımcıyım, ama vasi değilim. ‘sen çekil, sen de şu tarafa çekil, sen gel kardeşim’ demek gibi bir durum, benim için yanlış olurdu. Ben ortamını sıcak tutmak istedim. Buyurun Kongre yapın, yaptılar. Gayet düzgün de Kongre yaptılar, çalışmaya koyuldular” dedi. Kongrenin ardından DP’de derlenme, toparlanma olacağını da kaydeden Demirel “Kanaatimce iki ayrı parti, Anavatan Partisi ve Doğru Yol Partisi meselesi bitmiştir. Bugün söz konusu ve var olan artık sadece Demokrat Parti'dir. Herkes bir partilidir. Demokrat Parti'nin ismini ileride değiştirebilirler. Onlar kendi bilecekleri iştir” diye konuştu.
-“GEÇMİŞİ DOLU, KARAMSARLIĞA GEREK YOK. BAŞARI DİLERİM”-
Demirel, DP Genel Başkanlığı’na seçilen Namık Kemal Zeybek’in ‘ülkücü ve Büyük Birlikçi geçmişi itibariyle seçimde MHP'ye bir rakip olacağı, oyunu azaltacağı, ama bunun sonucunda her ikisinin de Meclis'e giremeyeceği’ yönündeki yorumları ise “Bunlar spekülasyon. İnsanları öyle değerlendirip bakmamak lâzım, şöyle; Parti'nin hizmetine talip olmuş kişi, evvela bu Parti'nin misyonuna talip olacak. Ha bu misyonda aksama meydana gelirse o görevi ona veren heyet, onun arkasında duruyor, o heyet o görevi alır, başka birine verir. Hayatiyeti o heyette aramak lazım. O da partinin sahibi olan vatan sathındaki insanlardır. Partileri halk yaşatır. Eğer Parti halkta ölmüşse ölmüştür. Parti halkta varsa, Başkanı bugün Ahmet olur, yarın Mehmet olur veya başka birisi olur” şeklinde değerlendirdi. Demokrat Parti’de büyük bir kadro ve tecrübeli bir kitle olduğunu belirten Demirel, Zeybek için de “Geçmişi dolu, kişisel altyapı istiyorsanız orta yerde background'u var, tecrübesi var. Dilerim ki hevesle ve başarıyla bu görevi yürütsün, onu dileyelim. Karamsarlığa gerek yok. Başarı dilerim” ifadesini kullandı.
-“GÜN OLA HARMAN OLA”-
Demirel Cumhurbaşkanlığı seçimi ve Başkanlık Sistemiyle ilgili soruları da yanıtladı. Türkiye'de her Cumhurbaşkanı seçimi geldiği veya yaklaştığı zaman kaygılar olduğunu ifade eden Demirel, “Cumhurbaşkanı lafları edilmeye başlayınca acaba kim olacak, filanca inerse, filanca mı çıkacak? Şimdiden bu hesaplar yapılıyor. Ama kişi için sistem olmaz, zaten onu söylemeye çalışıyorum. Mevcut sisteme kişi bulursunuz da, kişiye sistem yapamazsınız. Eğer Türkiye'nin maksadı, bir kişiye bir sistem yapmaksa, bu olmaz. O yanlış bir şey olur. Zaten gün ola harman ola. O ne gün olacak? O güne kadar Türkiye'de ne olacak? Onları kimse bilmez. Yani, hiç kimse ta o kadar uzak bir zamanda olacak bir işe kendiliğinden soyunmamalıdır. Birtakım kimseler ona göre kaftan biçmemelidir” diye konuştu.