Demiröz: “kervan Yolda Dizilir Demek, Bu Kanuna Uygun Değil”

Bursa'nın İnegöl ilçesinde bulunan CHP Bursa Milletvekili İlhan Demiröz, Büyükşehir Yasası ile alakalı değerlendirmelerde bulundu.

CHP Bursa Milletvekili İlhan Demiröz, CHP Bursa Milletvekili Senan Kaleli, Bursa İl Başkanı Metin Çelik ve il yönetim kurulunun bazı üyeleri ile birlikte İnegöl ilçe teşkilatında basın toplantısı düzenledi.

İnegöl İlçe yönetim kurulu üyelerinin de hazır bulunduğu toplantının açılış konuşmasını yapan CHP İlçe Başkanı Turhan Neşe, "Partimizin düzenlediği halk gününde, tüm vatandaşlarımızın birebir Milletvekillerimize anlatabileceği bir ortamı oluşturmak adına, Milletvekilimiz İlhan Demiröz halkımızla beraber olacaktır. Geçtiğimiz günlerde yapılan Büyükşehir Yasası ile ilgili referandum konusunda, Cerrah Kurşunlu, Tahtaköprü ve Yenice beldelerimize teşekkür ziyaretinde bulunacağız" dedi.

" 'KERVAN YOLDA DİZİLİR' DEMEK BU KANUNA UYGUN DEĞİL"

CHP Bursa Milletvekili İlhan Demiröz, "Büyükşehir yasası ile ilgili tasarı maalesef Meclise 8 Ekim 2012 tarihinde geldi. Bu tasarıdan AK Partili Milletvekillerinin de haberi yoktu. 10 Ekim 2012 tarihinde komisyona geldiğinde, parti olarak alt komisyona havale ettirdik. Alt komisyonda görüşüldü. Taslak 6 Kasım 2012 tarihinde genel kurula geldi. 12 Kasım 2012 tarihinde de tamamlandı. Bu kadar acele edilmesi gereken husus neydi? Bunun bir örneğini de vermek istiyorum. Pazar günü 17 şehit verdik. Mecliste ilgili muhalefet Milletvekilleri olarak, Meclis Başkanvekiline, ‘vekiller yörelerindeki şehit cenazesine katılacaklar’ diyerek, yasa görüşmelerini erteleyelim istemiştik. Başbakanı telefonla aradılar. Başbakanın onlara cevabı bir saatlik sürede oldu. Bir saatten sonra çalışmaların devam edeceği ifade edildi ve sabah 06.25'de oylama yapılarak, bu yasa geçirilmiş oldu. Genel Başkan Yardımcımız ve beraberindeki heyet Cumhurbaşkanını ziyaret ederek, yasadaki Anayasaya aykırı olan hususları anlattılar. Cumhurbaşkanı, bu konuda hassas davranacağını söyledi. Bu konuda tüm arkadaşlarımız ellerinden gelen çabayı göstermektedirler. Yıllık 3 milyar liralık bir paraya ihtiyaç olunan yasa değişikliği yapılıyor. Plan bütçeye konu iletildi, komisyon ise 'yoğunuz, biz bunu inceleyemeyiz' dedi. Anayasa Komisyonuna gönderildi. Komisyon Başkanı 'Anayasaya aykırı konusunda herhangi bir şey yapmaya gerek yoktur' cevabını verdi. Bu konu hakkında 39 önerge verdik. ‘Bize eksikler hatalar Kanun yürürlükte iken düzeltilir’ dediler. Ancak ‘Kervan yolda dizilir’ demek bu kanuna uygun değil" diye konuştu.

İl Özel İdareleri ve İl Genel Meclislerinin kapatıldığını kaydeden Demiröz, "Akşamdan yatağına Mehmet efendi olarak yatan köylülerimiz, sabah Mehmet Bey olarak uyandı. 16 bin 82 köyün tüzel kişiliği kalktı. Bin 23 Belediye kapandı. 52 ilde de 2 bin nüfusun altında 559 belde belediyeleri kapatılmış oldu. Başbakan 'İl Özel idaresi ve il genel meclisleri başarısızdı' şeklinde bir ifade kullandı. Ben il genel meclisinde beraber çalıştım. İl genel meclisi, il özel idaresi üzerine düşen görevleri zaten yapıyor. Çünkü eğer elinizde imkân varsa, kaynak varsa bu kaynakları kullanırlar. Ama siz bunlara kaynak vermediğiniz takdirde, gereğini yapmadığın sürece bunlara başarısız diyeceksiniz, kapatacaksınız. Neden. Siz kendinizle ilgili başkanlık sisteminde, Cumhurbaşkanlığı yolunun açılabilmesi ve temizlenebilmesi için bunu yapıyorsunuz. Buna hakkınız yoktur. İnegöl'den il genel meclisinde arkadaşlarımız var. Gerçekten önemli işler yaptıklarını biliyorum. Kurumların kapatılmasındaki anlam ve ifadenin sadece Büyükşehirlerde kendilerine bağlı, yeni bir Bakanlık oluşturmak heveslisi olan bir Başbakanın kaprislerinden başka bir şey olmadığının da altını çizmek istiyorum. Çünkü, il genel meclisi arkadaşlarımız, taş ocaklarında, çimento fabrikalarında hakikaten hep beraber dik duran arkadaşlarımızdır. Böyle bir kurumu sayın Başbakanın talimatları ile hiç üzerine bakılmadan kapatıldı. 29 ilde il genel ve özel idareler kapatıldı. 52 ilde ise il özel idaresi ve il genel meclisi var. Böyle bir sistem olabilir mi? Bunun bizi hangi noktaya götürdüğünü hep beraber düşünmemiz lazım. 29 ilde jandarma kapatıldı. Jandarmanın çalışma alanları, 52 ilimize kayacak. Başka bir adaletsizliği daha söylemek istiyorum; 29 ilde Büyükşehir Belediyesi ile ilgili kendi vergilerinden toplanan yüzde 6 oranında bir pay alacaklar. Yüzde 2.5 olan bu pay diğer 52 ilden büyükşehirlere aktarılacak. 52 ilde de il özel idarelerinin payları bir miktar azaltılacak. Demek ki, bir eşitsizlik nedeniyle 29 ile tüm kaynaklar aktarılacak. Bizler Büyükşehirlere karşı değiliz. Biz bütünsel şehire yani, idari sınırlarla bütünleşmesine karşıyız. Fransa'da 36 bin 500 belediye var. 28 bin belediyesi bin nüfusun altında. Yapılan referandumlarda 360 bin kişi oy kullandı. 352 bin vatandaşımız ‘beldelerimiz kapatılmasın’ dedi. Belde vatandaşları başı sıkıştığı zaman başkanına giderdi. Şimdi olmayacak bunlar. Bunlar çok yanlış” şeklinde konuştu.

"İNEGÖL KABUĞUNU YIRTMIŞ İL OLMAYI HAK EDEN İLÇE"

İnegöl'ün kabuğunu yırtmış, 230 bin nüfuslu bir ilçe olduğunu, il olmayı çoktan hak ettiğini ifade eden Demiröz, "İki büyük organize sanayisi var. İki sanayiden biri mobilya sektörünü oluşturuyor. İnegöl Mobilyası bu gün dünya devleri ile yarışacak duruma gelmiş. İnegöl tarım anlamında, çok özel ve teknik bir tarımla, ilçemizdeki kiraz ve çilek ihracatlarının hangi noktada olduğunu biliyoruz. İnegöl, Büyükşehir’e bağlanıyor. İnegöl’ün hakkı olan iller bankasından gelen yüzde 45’lik pay, Bursa Büyükşehir’e gidecek. İnegöl'deki Belediye Başkanı Alinur Aktaş'ın gözü gibi baktığı arsaları, mera alanları Büyükşehir Belediye Başkanının eline geçecek. Büyükşehir Belediye Başkanı istediği an bunları rahatlıkla elden çıkarabilecek. Bu arada İnegöl Belediyesi ile bunları görüşme veya fikir alışverişinde bulunma şansı var mı, hayır. Büyükşehir Belediye Başkanı ne derse, o konular bu şekilde olacak. Bu bir haksızlık değil midir? Tarım Bakanının da işine geliyor. Çünkü, artık köyler tarım yapamayacak. Biz beldelerde özerklik şartına göre referandum yapılmasını söylüyoruz. Yapmak isteselerdi, ilçelerin il olması maddesi eklenebilirdi. İnegöl il olması ile beraber 4 beldenin ilçe olması ilgili bir önerge daha vermiştik. Hepsi reddedildi. Bu beldeler tarihten silinecek, kimlikleri yok edilecek. Bursa'daki 16 Milletvekili bir araya gelebilseydik, bunun üstesinden gelebilirdik. Önümüzdeki dönem CHP iktidarında bunlar yeniden ele alınacaktır. Bu konu hakkında Anayasa Mahkemesine gideceğimizi de herkesin bilmesini istiyorum. Bu yasanın, Anayasa anlamında da çok eksiklikleri olduğunu ifade etmek istiyorum" dedi.

TÜRKİYE'Yİ YAKINDAN İLGİLENDİREN KONU ALELACELE TBMM'DEN GEÇTİ

CHP Bursa Milletvekili Sena Kaleli ise, "Türkiye'yi yakından ilgilendiren bir konu kısa süre içerisinde alelacele TBMM'den geçti. Büyük planlamalar yaptığını iddia eden iktidar, kimi zaman bir mevzuatı ortaya getiriyor, ondan sonra uygulayamıyor, geri çekiliyor. Kimi zaman deneme yanılmayla değişik uygulamalara imza atıyor. Bu mevzuat daha ortaya çıkmadan, 24 Nisan 2012'de Büyükşehir ve bütün şehir olması planlanan 29 ilin Belde Belediye Başkanlarının hiç bir şekilde hiç bir karara imza atmaması için İçişleri Bakanı bir genelge yayınladı ve tüm projeler ve yatırım planları valilik iznine bağladılar. Bu göstergeler bir işin tamamen tek elden yürütüleceğini, merkezleşeceğinin bir göstergesiydi. Ama iktidar bu yasayı neden gündeme getirdi, ‘biz yerel yönetimlere özerklik vereceğiz, yerindelik ilkesine uygun hareket edeceğiz’ diye. Bu göstergelerden buna uyulmayacağını anlıyoruz. Avrupa yerel yönetimler kanununa göre de referandum yapılması gerekiyordu. Buna da uyulmadı. Adalet ve kalkınma partisinin, adaletsiz ve Avrupa Birliğinin de tüm normlarına aykırı hareket ettiğini ortaya koymuş oldu. Buradan iktidar partisinin bildiğini okuyan istediği şekilde yasa geçiren, çoğunluğunun gücünden yararlanan anlayışını çok rahatlıkla gözlemlemek mümkün. Bunlar Türkiye'nin diktatör yönetim anlayışı ile yönetileceğinin göstergesidir" diye konuştu.