Ramazan YAVUZ- Serdar SUNAR/DİYARBAKIR, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin Diyarbakır İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantasında, son yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Türkiye genelinde HDP'ye yönelik saldırılara dikkati çeken Demirtaş, "İçinden geçtiğimiz dönem, süreç sıradan normal tesadüflere dayalı bir süreç değil. Normal bir süreçten geçmiyoruz. Böylesine kaotik bir dönemde ülkemizde de bir kez daha yeniden silahların konuşuyor olması, yeniden çatışmalı döneme girilmiş olması ve bir devlet politikası olarak savaş kararıyla birlikte bir kez daha ülkemizin kan gölüne dönmesi çok büyük talihsizliktir" dedi.
HDP olarak kaybedilen canların üniformasına, siyasi düşüncesine bakmadan kim tarafından ve niye öldürüldüğünü bakmadan, bütün acılara 'amasız, ancaksız' sahip çıktıkları görüşünü savunan Demirtaş, "Her şeyden önce polis, gerilla, asker, çocuk her gün birini kaybediyoruz. Ve biz HDP olarak acılara, amasız, ancaksız sahip çıkıyoruz. Acıları ortaklaştırmaya çalışıyoruz. Bu acıların son bulması içinde ısrarlı barış çağrısı yapıyoruz. Maalesef halen ülkemizde kan akıyor. Her gün genç bedenler tabutlarda gönderiliyor" dedi.
Çatışmaların başlamasında, operasyonların karar alma sürecinde kendilerinin bulunmadığını kaydeden Demirtaş, "Bu kararlar Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından veriliyor. Savaşı başlatma kararı alanlar onlardır. Ama buna rağmen biz ölümlerin durması için çaba sarf ediyoruz. Biz kendi insanlığımızdan dolayı kendimizi sorumlu tutuyoruz. Allah şahittir ki biz kendi çocuklarımıza sarılamıyoruz, öpemiyoruz çünkü o kadar çocuk babasız kaldı ki, kendi çocuklarımıza sarılmaktan utanıyoruz" diye konuştu.
"ERDOĞAN VE DAVUTOĞLU İÇ SAVAŞ ÇIKARMAK İSTİYOR"
HDP'nin ülkede iç barışı güçlendirmek ve beraberce özgür yaşamı garanti altına almak ve kurmak için varolduğu görüyünü savunan Demirtaş, şöyle konuştu:
"HDP sadece Kürtlerin partisi değil. Kürtçü de, Türkçü bir parti de değildir. Herkesin hakkını eşit derecede savunan bir partidir. Partimiz Türkiye halklarına umut olmuş ve seçimde önemli bir başarıya imza atmıştır. Bizler 7 Haziran seçimlerine gelene kadar, henüz ateşkes devam ediyorken, henüz operasyonlar ve PKK eylemleri yokken 176 yerde partimize saldırı oldu. 7 Haziran öncesinde de mitingleri bombalanan bizdik. Parti binaları yakılıp yıkılan bizdik. Buna rağmen sağduyu ve barış kardeşlik mesajı veren yine bizdik. İki gündür orataya çıkan şey teröre tepki falan değil. AKP kanalıyla Davutoğlu, Erdoğan ikilisinin dağlarda çıkardıkları savaşı ve bir yönüyle şehirlere gönderdikleri cenazeleri oya dönüştüremeyince iş savaşı çıkarma kararı aldılar. İki gündür onun provası yapılıyor ve kendine 'Türk milliyetçisiyim' diyenler de bunlara tetikçilik yapıyor. Her yerde AKP ve ırkçı güruhlar, sokaklarda faşizm rüzgarı estirerek Kürt adına ne varsa, bakın HDP demiyorum, Kürte benzeyen ne varsa her şeyi yakıp yıkmak ve ülkede toplumun muhalif kesimlerine bu şekilde diz çöktürme operasyonu yapıyorlar."
"ORTALIĞI YAKIP YIKANLAR, HEPİNİZİN GÖRÜNTÜSÜ VAR"
Demirtaş, iki günde 400 yerde saldırı gerçekleştirildiğine dikkati çekerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şehirlerarası otobüsler, işyerleri, evler, mevsimlik işçiler, yolda yürüyenler, gazete binaları, yani hedef olarak belirlenmiş ne varsa. Daha önceden tespit edilmiş ne kadar yer varsa, organizeli tek elden yönetildiği belli olan bir saldırı, linç kampanyası devlet eliyle başlatılmıştır. Topluma şu mesaj verilmek isteniyor; 'Bize 400 vekil vermezseniz sizin burnunuzdan getiririz.' Şu anda devlete el koymuş durumdalar. Yakıp, yıkanlar, linç edenler, hepinizin görüntüsü var. Hepinizin görüntüsü sosyal medyada, medyada, partimizin kamera kayıtlarında var. İşlediğiniz suçlar 20 yıllık zaman aşımına tabiidir. Yani önümüzdeki 20 yıl içinde bu suçlardan tutuklanıp yargılanacaksınız. Bugün olmaz yarın. İlle hesabını vereceksiniz."
Demirtaş, "Gün gelecek devran dönecek 1 Kasım'da AKP artık tek başına iktidar olamayacaktır. Bütün bu Türkiyeyi iç savaşa sokan bir iktidar anlayışı bu ülkede artık yönetemez, halklarımız izin vermeyecek buna. Bundan herkes emin olsun ayağını ona göre denk atsın" dedi.
"CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKAN'DAN BUNUN DELİLİNİ İSTEYİN"
Cumurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutğlu'nun günlerdir partilerini isim vererek hedef gösterdiğini söyleyen Demirtaş, "Erdoğan, Davutoğlu ikilisi, 'Bütün bu olanlardan bitenlerden HDP sorumludur' diyorlar. Bütün baskılara rağmen ben inanıyorum ki gururlu, onurlu savcılar hala vardır, onlara çağrı yapıyorum. Lütfen Cumhurbaşkanı ve Başbakan'dan bunun delillerini isteyin. Hesap vermeye hazırız. Bu ülkenin alçak medyası Dağlıca’da emri benim verdiğimi de yazdı. Biz korkmuyoruz, hazırız, veremeyeceğimiz hesap yok" diye konuştu."
ŞEHİT HABERLERİ GELİRKEN DAVUTOĞLU GOL COŞKUSU YAŞIYORDU"
Dağlıca'dan şehit haberleri gelirken Başbakan Davutoğlu'nun Konya'da gol sevinci yaşadığını söyleyen Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şu anda şehit cenazelerinde ağlamaklı konuşan bu ülkenin düşmüş Başbakanı, Dağlıca’da şehit haberleri geldiği dakikalarda Konya’da gol coşkusu yaşıyordu ve bir şehit çocuğuyla birlikte, onu da buna alet ederek büyük bir maç coşkusu, heyecanı yaşıyordu. O saatte maalesef haberi vardı. Sonra çıkıp HDP'yi suçlayıp, insanları HDP'ye saldırdıp kendilerini temize çıkarmaya çalışıyor. Bu çocukları sarayınız, iktidarınız için ölüme gönderen sizsiniz. Ama ne hikmetse binaları yakılan, üyeleri katledilen hep saldırıya uğrayan biz. Bu işte bir terslik olmalı.""
"KARDEŞLİĞİ GÖSTERME ZAMANI, CADI AVI DURDURULMALI"
Demirtaş, kardeşlik vurgusu yapanların kardeşliklerini gösterme zamanının bugün olduğunu belirterek, "Türkiye toplumunun vicdanlı insanlarına sesleniyoruz. Bu işteki tersliği görmeniz lazım. Sizin sokaklarda linç etmeye çalıştığınız, partisini yakmaya çalıştığınız, işyerini yaktıklarınız bugüne kadar 'kardeşimiz' dediğiniz Kürtlerdir. Bugün işte kardeşlik var mı yok mu onu gösterme zamanı. Cadı avını durduracak gün bugündür. Aradan aylar, yıllar geçtikten sonra pişmanlık fayda getirmez. Dostlar düğünden çok, taziyede belli olur. Bunu görmek istiyoruz" dedi.
"ANKARA VALİSİ DE İŞİN İÇİNDE"
HDP Genel Merkezi'ne dönük saldırıda Ankara Valisi'nin de işin içinde olduğunu ileri süren Demirtaş, şöyle dedi:
"Genel merkezimizde polis eşliğinde arşivimiz yağmalandı ve yakıldı. Özellikle arşivimizin bulunduğu ve seçim hazırlıklarımızın yapıldığı arşiv odamız yakıldı. Neredeyse 60 odalı yerimizde tek oda ateşe verildi, o da arşiv odamız. Yüzlerce kişi parti merkezinin önünde, aradık uyardık tedbir alınmasını istedik. En son kendim Ankara Valisi’ni aramak zorunda kaldım, ama anladım ki kendisi de işin içinde. Bir genel başkana terbiyesizce, saygısızca bir konuşma yaptıktan sonra telefonu kapatmıştır. Buradan o devlet memuruna sesleniyorum, arkanda duran bir iktidar yok. AKP’ye güvenerek yanlış yapmayın sakın. Hepiniz yargının karşısında hesap verirsiniz, vereceksiniz. Zannetmeyin ki, biz vali olarak, kaymakam olarak suç işleriz. Gazete binalarını basarız, gazetecileri tutuklarız, insanları linç ederiz yanımıza kalır diye düşünmeyin. Size yazık olur yıllarca hapis yatarsınız, sizi korumazlar. Bunlar topladıkları paralarını alır yurtdışına giderler. Geriye size attıkları kazık kalır. Halkın yanında olun." i.
"KENDİNİZİ SAVUNUN, ONLARI ANASINDAN DOĞDUĞUNA PİŞMAN EDİN"
Saldırılara karşı halkın kendini savunma hakkının olduğunu söyleyen Selahattin Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bütün halkımıza mesajımız şudur; Tahrikler sürecek, öyle gözüküyor sakın prim vermeyin. Fakat bu da Türk Ceza Kanunu'nda bir haktır. Biri sizin evinizi yakmaya geliyorsa, ona karşı kendinizi savunmanız kanuna göre de haktır. Size evinizi, işyerinizi, partinizi yakmaya yıkmaya çalışanlara karşılık vermeniz hakkınızdır, onları anasından doğduğuna pişman edin. Orantılı bir şekilde herkes meşru müdafaasını yapmalıdır. Parti teşkilatlarımız zarar onarılacaktır, çalışmanıza devam edeceksinizdir. HDP bugün Türkiye’nin batısında oy almak için değil, hep beraber yaşamak için parti tabelamızı asıyoruz, onlar sıradan bir tabela değildir, kardeşliğin tabelasıdır. Yakmaya devam ederseniz birlikte yaşama duygularını yok etmiş olursunuz. Suriye'ye bakın, Irak'a bakın utanın. Batıya savaş istemiyoruz mesajını götürmek için tabela asıyoruz. Kardeşliğimizin ve bir arada yaşamamızın teminatı olan bir siyasi hareketin tabelalarıdır."
Demirtaş, "Bugünler gelip geçicidir, korkmak asla kitabımızda yoktur. Allah’tan başkasından korkmadık, korkmayız. İnanın hepimiz ölüm tehditleriyle mücadele içinde çalışıyoruz, bunlara kulak assak çalışamazdık. Bizim canımız bu ülkenin evlatlarından daha kıymetli değil diyoruz. Barış için, ülkenin huzuru için her şeyi göze aldık. Bunlar geçecek ama emin olun geçecek. Hep birlikte başaracağımıza inanıyoruz. Bu ölümleri durduracağız, ülkemize barışı getireceğiz. Şu günlerde bize diz çöktürmek isteyenlere karşı dimdik duracağız" dedi.
Cizre'de sokağa çıkma yasağı uygulanmasına da karşı çıkan Demirtaş, "Yasak kaldırılmıyor. İnsanların günlük yaşamlarını sürdürme konusunda ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir fırsat sunulmuyor. Sıkıyönetimde en vicdansız hükümet bile 1-2 saat zaman tanırlar. 6 gündür kesintisiz sokağa çıkma yasağı var" dedi."
"CENAZE DEFNETMEYE İZİN VERMİYORLAR"
Cizre'de insanların cenazelerini defnetmelerine bile izin verilmediğini kaydeden Demirtaş, şunları söyledi:
"Kayıtları var, anons yapılıyor. 'Madem HDP’ye oy verdiniz, hadi bakalım çıkın da görelim, kafasını çıkaranı vururuz' diyorlar. Evde ölenler var, keskin nişancılar tarafından vurulan kadın var. Cenaze defnetmek yasak, ekmek yok, su yok elektrik yok. Cenazeler kokmasın diye insarlar buzdolabında saklıyor. Halk evde ne varsa onu yiyor, bebekler susuzluktan çatlayacak pozisyonuna gelindi. Ben şimdi İsrail ve Filistin’i burada anlatsam hele o sulu göz olanlar hüngür hüngür ağlayacak. İsrail Filistin’ e neler yapıyor diyecekti. Ama AKP hükümetinin Cizre'ye neler yaptığını anlatıyorum. Vicdanlar ne kadar sızlar bilmiyoruz. Müslümanız ya hepimiz vicdanlara sesleniyorum. Cizre halkının tamamı Müslümandır. Şu anda o Müslüman halkın bebeklerine su verilmesin diye, ölen bebekleri defnedilmesin diye kendine Müslümanım diyen iktidar 6 gündür sokağa çıkma yasağı uyguluyor. Peki ne olacak? Sizce Cizre 1 Kasım'da düşman olup yüzde 90 AKP'ye mi oy verecek? Hepsi bir anda pişman olup korkup AKP'ye mi oy verecek? Ne değişecek bizde bir şey değişmeyecek. Hiçbir şey olmayacak biz daha da çok güçlenip, bileneceğiz. Bir kez daha Kürt'ün kanı üzerinden Türk milliyetçi oylarına oynuyorlar."
"BARIŞ İÇİN KANDİL'E DEĞİL, FİZAN'A BİLE GİDERİZ"
Gazetecilerin, "Silahlar sussun çağrınıza cevap geldi mi? İmralı için görüşme talebi yapıldı mı?" sorusu üzerine Demirtaş, şunları söyledi:
"Benim yaptığım silah sussun çağrısına cevap verildi. Bir KCK’dan, biri de Cumhurbaşkanı'ndan geldi. Cumhurbaşkanı, 'Silahlar susmayacak' dedi. KCK, 'Biz karşılıklı müzakerelere ve masaya oturmaya hazırız' dedi. Biz barış için Kandil'e değil Fizan’a bile gideriz. Yeter ki barış gelsin. Fakat Cumhurbaşkanı ve Başbakan ikilisi Enver- Talat paşalar gibi ülkeyi felakete sürüklerken onlara bir çift laf etmeyenler, HDP'den ne bekliyorlar anlamadım. Adamlar gece gündüz 'Savaş savaş' diyor, 'Kökünü kazıyacağız' diyorlar. Kusura bakmasınlar hükümet bu savaş politakalarından ısrarcı olduğu müddetçe Kandil'e, HDP 30 kez gitse ne olacak? Savaş isteyenler bunlar. Bizden başka 'Barış' diyen var mı? Ağızlarından 'Barış, çözüm' lafını duydunuz mu?"
"ÇADIR KURARIZ YİNE SEÇİME GİRERİZ"
"Ankara’da yapılan saldırı seçim çalışmalarını etkiler mi?" sorusuna Demirtaş, "Genel merkezimiz yerine çadır kurarız 3 saatte evraklarımızı tamamlarız yine veririz. Arşivimiz yakılmış olabilir. 3 saat sonra evraklar yenilenir. Dijital ortamlarda da evraklar kayıtlı. Yok öyle üçkağıtçılık. Zannetmesinler yaktılar, yıktılar HDP seçime giremez oyları götürürler diye" dedi.
"SEÇİM YAPILAMAZ DİYE BİR ÖNGÖRÜMÜZ YOK"
Bir soru üzerine seçimlerin yapılamayacağıyla bir açıklamasının bulunmadığını belirten Demirtaş, "Ben 'Seçim yapılamaz' demedim, çarpıttılar. 'Bu ortamda seçim yapılması imkansız' dedik. Cizre'ye gideceğiz. Belki de Cizre’ye sokulmayacağız. Yüzde 85 oy oranımız orada. Merak ediyorum Cizre’de seçim nasıl yapılacak? Ben bunu örnek verdim. Diyarbakır'da, Yüksekova'da, Mardin'de nasıl olacak, bunu söyledim. Biz seçimden korkmuyoruz. Seçim yaptırmama niyetlerini anlatmaya çalışıyorum. Bölgedeki durum iyi değil. Cenazeler kaldırılamıyor, Cizre'deki anne kızıyla beraber 2 gün boyunca vefat eden 12 yaşındaki çocuk buzdolabına konuldu, bir anne bunu yaşadı. Bu utancı yaşattınız bu ülkeye. İnsanları her gün ölüme gönderip sarayda oturanlardan bahsediyoruz, takdir Türkiye toplumunundur. Sandıklar kurulsun istiyoruz, seçim yapılsın istiyoruz. Seçim yapılamaz diye bir öngörümüz yok" diye konuştu.
"BAŞINIZI KUMA GÖMÜYORSUNUZ AMA BAŞKA YERİNİZ AÇIKTA"
Hürriyet Gazetesi'ne yapılan saldırıları da değerlendiren Demirtaş, "Yani Hürriyet’e de saldırıyorlar, Dicle ajansa da saldırıyorlar, Koza İpek grubuna da saldırıyorlar. Sizler basın mensupları olarak yazdıklarınız, çizdikleriniz engelleniyor sanmayın, biz görmüyoruz zannetmeyin. Sosyal medyadan artık haberlerinizi görüyoruz, Türkiye okuyor merak etmeyin. Saray, başını kuma gömünce her şey ortadan kayboluyor sanıyor. Hayır siz başınızı kuma gömüyorsunuz ama başka yeriniz açıkta kalıyor dünya görüyor. Hepsinin yanındayız, dayanışma içindeyiz" dedi.
"CHP İLE TEMAS KURUYORUZ"
CHP ile bir temaslarının olup olmadığıyla ilgili soru üzerine Demirtaş, "Ülkede durum kötüleşiyor. Her gün her an memnuniyetle bir araya geliriz. Çözüm için barış için kapılarımız açıktır. CHP ile zaman zaman temas kuruluyor. CHP’de bir çaba bir uğraş var, görmüyor değiliz. Bölgede araştırma yapıyor, rapor hazırlıyorlar, uğraşıyorlar ama yeterli değil. Ana muhalefet partisinin bütün bu duruma karşı ezilen halktan yana olması gerekiyor. Sayın Kılıçdaroğlu da önümüzdeki günlerde isterse bir araya geliriz memnuniyetle. Bir değerlendirme yaparız" dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz