YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Demirtaş mikrofonun azizliğine uğradı

Öcalan sloganlarıyla karşılanan Demirtaş, mikrofonun azizliğine uğradı

Demirtaş mikrofonun azizliğine uğradı

Öcalan sloganlarıyla karşılanan Demirtaş, ‘İmralı süreci’ ile ilgili “Bu nasıl bir kardeşlik? Biz bunu pratikte somut görmek istiyoruz. Hani biz Çanakkale’de beraber savaşmıştık ya onun hatırına görmek istiyoruz” dedi.

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici, BDP Diyarbakır milletvekilleri Altan Tan ve Nursel Aydoğan ile birlikte partisinin Şanlıurfa Kadın Meclisi tarafından düzenlenen ‘Özgürleşen kadınla demokratik özerlikliğe doğru’ kaynaşma gecesine katıldı. Sultan Sarayı’nda düzenlenen ve yaklaşık bin kişinin katıldığı etkinliğe gelen BDP milletvekilleri Öcalan sloganlarıyla karşılandı. CHP Şanlıurfa İl Başkanı Ferhat Karataş ve CHP’li Halfeti Belediye Başkanı Mahmut Özdemir’in de katıldığı etkinlikte sık sık ‘Direne direne kazanacağız, baskılar bizi yıldıramaz’ ve Öcalan lehine sloganlar atıldı.

KÜRT SORUNUNU ÇÖZMEK İSTEYEN URFA'YA BAKSIN

Partilileri selamladıktan sonra konuşma kürsüsüne çıkan Demirtaş, Şanlıurfa ve Mardin’i örnek göstererek, söz konusu kentlerde sorun olmadığını belirterek, “Urfalı kardeşlerimle her buluştuğumuzda şunu tekrar ediyorum, medeniyetlere dinlere inançlara beşiklik etmiş hepsini bir arada tutarak hepsini kardeşçe yaşatmayı başarmış ve bugüne bütün bu kimlikleriyle Urfa olarak gelmeyi başarmış bir kent Türkiye açısından bir modeldir. Diyorlar ya Kürt sorunu nasıl çözülecek, hangi modelle? En güzel modeli Urfa'dır işte. Birbirini kucaklayarak, eşit haklar ve halklar olarak nasıl yaşanır bunun sorusunu soranlar cevap istiyorlarsa cevabı bu coğrafyaya bakacaklardır. Dolayısıyla hiç kimse bu topraklar arasında sorun var demesin. Sorun, Ankara zihniyetiyle Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana temsil ettiği devlet zihniyetiyle halk arasındaki sorundur. Sorunun özü budur” dedi.

Barış süreci ile ilgili önemli bir süreçten geçinildiğini ifade eden Demirtaş, atılan adımları somut olarak göstermek istediklerini savunarak şöyle devam etti: “Aradan geçen 90 yıla rağmen Ankara’da bu zihniyet değişmiş mi, değişmemiş mi? Biz bunun ölçüldüğü, test edildiği günlerden geçiyoruz. Madem eşitiz, inkar bitti asimilasyon bitti, Kürde niye Kürtçe yasak? Herkese serbest, size serbest, devlete serbest; bize niye yasak? Bu nasıl bir kardeşlik? Biz bunu pratikte somut görmek istiyoruz. Hani biz Çanakkale’de beraber savaşmıştık ya onun hatırına görmek istiyoruz.”

“KÜRDÜN DUYGUSUNU ANLAMAN LAZIM”

Kürt çocuklarına okullarda zorla Türkçe dersi verildiğini savunan Demirtaş, şunları söyledi: “Kürtçe eğitimin Ben şimdi sayın Başbakan’a buradan sormak istiyorum. Sen Rize Güneysu’da doğmuş biri olarak, okula gittiğinde, ilkokula başladığında; sana öğreten zorla Kürtçe öğretseydi; ey Recep Tayyip Erdoğan sen Kürtçe’yi öğreneceksin, Kürtçe konuşmazsan bu okula gelemezsin, sınıf geçemezsin denseydi sen ne yapardın, tam olarak ne yapardın? Bunu içine sindirir miydin? Eyvallah biz bunu kabul edelim der miydin? Yoksa benim ana dilim Türkçedir ben Türkçe öğrenmek istiyorum diye bütün bu zulüm politikasına karşı çıkar mıydın? Bunun cevabını samimiyetle ver? Sen ne diyorsan biz kabul ediyoruz. Ama bunun cevabını samimiyetle ver. Deki; ben bir Türk olarak, kendini Türk olarak tanımlıyorsun, kendim ve çocuklarıma zorla Kürtçe eğitim yapılmasını kabullendiremedim. Bunu çık söyle, biz de kabul edeceğiz. Biz de çocuklarımıza zorla Türkçe eğitim yapılmasını kabul edeceğiz. Ama yok ben böyle bir şeyi kabul edemem diyorsan; ben buna asla müsemma gösteremem, izin veremem diyorsan, o zaman bir Kürdün de duygusunu anlaman lazım. Tek bir toplu iğnenize bile haksız yer el konulsa ona isyan etmiyor musunuz? Kürt dili sizin özvarlığınızdır, kimliğiniz ve anavatanınız özvarlığınızdır. Bütün bunlara el konulma Kürt sessiz mi kalacaktı? İşte bugünkü kürdün duruşu budur. Siz malınıza, mülkünüze el konulduğunda ses çıkarmazsanız onurunuzu yitirirsiniz, orada yaşayamazsınız orayı terk etmek zorunda kalırsınız. Şimdi kürdün diline, kültürüne kimliğine el konuşmuşken Kürt buna itiraz etmeseydi onurunu yitirirdi.”

BARIŞI KİMSE BİZE ALTIN TEPSİ İÇİNDE GETİRMEYECEK

Konuşmasının büyük bir bölümünde hükümet ve Erdoğan’ı eleştirerek sürdüren Demirtaş, şöyle konuştu: “Kenan Evren, darbe zamanında bütün halkın iradesini tankın paleti altında ezerken, sessiz kalanlar, Kenan Evren’i methiye düzenler, alkışlayanlar, ‘Paşam paşam’ diye yağ çekenler, bu halkı bu noktaya getirmediler. Kenan Evren’in zulmü altında bütün toplum inlerken, Esat Oktay'ın yüzüne tükürenler, Amed zindanında çıplak bedeniyle, çıplak elleriyle tek bir kibrit çöpüyle direnişi alevleyenler, ateşlendirenler, Mazlum Doğanlar, Hayriler, Kemaller bizi bu noktaya getirdiler. Şimdi bundan sonra da ilerleyeceksek, çözüm olacaksa, barış olacaksa rotamız, çizgimiz budur. Kimse bize Ankara’dan altın tepsi içinde barışı ve çözümü getirmeyecek. Bir arada olacağız, birlik olacağız. İttifakımızı güçlendireceğiz. Küçük basit hesaplarla uğraşmayacağız. Çocuklarımızın torunlarımızın yüz yıllık, bin yıllık geleceğini konuşuyoruz. Mesele biz değiliz. AKP’ye güvenerek üç tane tatlı söze inanarak barış olmaz. Havaalanı yapmışlar uçak inmiyor. Çünkü rant ilişkileri nedeniyle yanlış yere yapmışlar. Sisten, kardan, buzdan uçak inmiyor. Bence tabelasını değiştirin, tır garajı yapın, tepe tepe kullanın. Bakın sayın Başbakan Mardin’de elektrik konusunu açtı. Samimiyetimle söylüyorum sandım ki Mardin’den özür dileyecek. 100 günde 90 gün elektrik verilmedi diye özür dileyecek sandım. Ne yaptı biliyor musunuz? Mardin halkını elektrik hırsızlığıyla suçladı. ‘Hepiniz elektrik hırsızlığı yaptı. Hangisi helaldir, hangisi haramdır siz daha iyi biliyorsunuz’ dedi.

ELEKTRİK YOK Kİ, MİLLET HIRSIZLIK YAPSIN

Yahu elektrik yok ki, millet hırsızlık yapsın. Bu kış Mardin elektrik görmedi. El insaf yahu. Rakamlara bir bak sen kimi nasıl kandırıyorsun. Bir halkı tümden hırsız olmakla suçlarken, bin defa düşün bir defa konuş. Senin etrafındaki tayfa var ya onlardan bir tanesinin çaldığı Mardin’deki elektrik kaçağının yüzde biri değil. Mesele paranın gelişi değil, nasıl harcandığıdır. Diyor ya biz para gönderiyoruz. Tamam gönderiyorsun ama takip ediyor musun? Milli Eğitim’e gönderdiğin para, valiliğe gönderdiğin para nereye gidiyor. Bir kısmını ben söyleyeyim. Gaza gidiyor gaza, bize atılan gaz var ya. Sıra alacağına masa alacağına gaz alıyorsun. Senin bu sene Urfa’da sıktığın gaz, valinin Milli Eğitim’e yaptığı yatırımdan fazladır. Çocuklara sıra almıyorsun, hastaneye yatak almıyorsun, BDP’liye gaz atacan diye. İnanın ki bütün mesele buldur. Kürtler başını kaldırmasın diye. Her yerde gaz atıyorlar. Allah var bu konuda eşitlikçiler. Herkes, her il bu konuda eşit. Kürdü gazla susturamazsın, özgürlük ateşini tazyikli su ile söndüremezsin. BDP dışında bu kentin sorunlarını çözebilecek kimse yok. Sen hangi yatırımı yaptın da BDP sana engel oldu diye sormak istiyorum. Sen Urfa’ya hangi yatırımı yaptın da biz geldik engelledik. Mardin’e, Diyarbakır’a.. Bir tane örnek göster Ben BDP Eş Genel Başkanı olarak çıkıp özer dileyeceğim. Diyeceğim ki AKP size şu yatırımı yapacaktı biz engel olduk. Şimdi BDP engel oluyor diye dolaşıp ortalıkta yaygarayı koparanların bu yalanını asla unutmayın. Cumhuriyet tarihi boyunca buraya yatırım yapılmamıştır. Yatırım yapmadığın için PKK dağa çıkmıştır. PKK dağa çıktığı için yatırım engellenmemiştir. Onlarda oyun çok. Bizde de direniş ruhu ve kararlılığı büyüktür. Bütün bu oyunları boşa çıkarabilecek örgütlü güce ve iradeye de sahibiz. Kendimize güveneceğiz, birbirimize güveneceğiz, AKP değil. Bu sürece ‘barış süreci’ diyorsak; Sayın Öcalan'ın arkasında olacağız. Ona güç vereceğiz, destek vereceğiz. Akan kanın da böylece duracağına inanacağız.”

Demirtaş, yaklaşık 2 saat süren konuşmasının ardından Saadet Partisi’nden partisine geçenlere rozet taktı. Demirtaş, kürsüde iken sık sık bozulan mikrofona da “Belki bir yemek için böyle uzun bir konuşma oldu ama böylesine bir gecede konuşmamakta olmazdı. Özellikle de bu mikrofonun inadına uzun konuştum. O konuşma dedikçe ben konuştum” dedikten sonra beraberindeki milletvekilleriyle Diyarakır’a hareket etti.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler