HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu eleştirerek, "Bizi vatan haini, terörist, bölücü ve din düşmanı ilan ediyorsunuz, böylece hedef gösteriyorsunuz. Artık bizi hedef göstermeyin. Biz diyaloga kapalı insanlar değiliz. Bu ülkenin düşmanı değiliz, terörist değiliz, kan emici değiliz, bölücü değiliz. Bu ülkenin onurlu, eşit, özgür yurttaşlarıyız" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, beraberinde milletvekilleri Nimetullah Erdoğmuş,Çağlar Demirel, Ayşe Acar Başaran, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Fırat Anlı, Batman Belediye Başkanı Sabri Özdemir ile birlikte Ankara'daki intihar saldırısında ölen 9 yaşındaki Muhammed Veysel ile babası İbrahim Atılğan'ın Batman'daki taziyesine katıldı. Halkevi'ndeki Atılğan Ailesi fertlerine başsağlığı dileyen Demirtaş, "Ailemize ve dostlarımıza bir kez daha başsağlığı diliyorum. Şehitlerimizin mekanı cennet olsun" dedi.
"DEVLETİN SORUMLULUĞU VAR ÇÜNKÜ DEVLETİ İYİ TANIYORUZ"
Burada intihar saldırıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Demirtaş, "Türkiye tarihinin en ağır terör katliamı ile karşı karşıya kalmışken, bizler bütün bu yaşananları normal bir süreç olarak geçiştiremeyiz. Devlet de normal bir kaza yaşamış gibi bu mevzuya yaklaşamaz. İlk saatten beri, ısrarla altını çizerek belirtiyorum; devletin sorumluluğu var. Çünkü biz devleti iyi tanıyoruz. Suruç'ta tanıdık, Diyarbakır'da tanıdık, parti binalarımız bombalanırken tanıdık. Şimdi hükümet ve devlet temsilcileri şunu iyi görmeliler; aslında bizi öldürerek sizin altınızı oyuyorlar, her gün bizi katlederek sizin içinizi oyuyorlar. Sizler de devleti yönetenler olarak buna zemin sunuyorsunuz. Bizi hedef göstererek buna zemin sunuyorsunuz. Bu barbarlarla yeterince mücadele etmeyerek zemin sunuyorsunuz. Devlet içerisinde bunlara destek olan, kolaylaştıran, üstünü örtenden hesabı sormayarak sizler buna zemin sunuyorsunuz. O nedenle sorumluluk kolektiftir" dedi.
"DEVLETTEN DESTEK ALARAK YAPTILAR"
Demirtaş, Suruç, Diyarbakır ve Ankara'daki patlamayı, devletin içerisinden destek alan kişilerin yaptığını ileri sürerek, "Eğer ciddi bir şekilde üstüne gidilirse görülecek ki Diyarbakır patlamasında, Suruç'ta, Ankara patlamasında aynı devlet kliği içerisinden güç ve destek ararak bunu yaptılar. Aksi taktirde göz göre göre isimleri bilinen canlı bombalar, hakkında arama kaydı olan canlı bombalar, elini kollunu sallayarak bu katliamları gerçekleştiremezdi. Maalesef durum budur, keşke böyle olmasaydı. Keşke hükümet devlet elinden geleni yapmış olsaydı. Azami düzeyde güvenlik tedbiri almış olsaydı, elinden gelen her şey yapsaydı bu konuda içimiz rahat olsaydı. Yine de böyle bir şey ortaya çıktığında bizler de devleti suçlamaz, eleştirmezdik.Çünkü her türlü tedbiri aldıktan sonra bu tür şeyler olabilir. Başımıza getirilen bu katliamı ve felaketi yine de en azında devlet sorumlu değil derdik, vicdanlı davranırdık ama durum öyle değil" diye konuştu.
"BAŞBAKAN'DA CANLI BOMBALARIN LİSTESİ VAR"
AK Parti mitinglerinde her türlü tedbirlerin alındığını söyleyen Demirtaş, Başbakan'da canlı bombaların listesinin olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"AKP miting yapmadan önce, miting yapacağı alanda onlarca dedektörle taramalar yapılıyor. On sokak ötede güvenlik önlemleri alınıyor. Helikopterlerle, güvenlik kameralarıyla her türlü tedbiri alır. Ama barış için; Türkiye'nin 81 ilinden insanlar orada toplanırken ve saldırı tehdidi konusunda devletin elinde daha önce istihbarat bilgisi varken, Başbakan'ın elinde bile canlı bomba listesi varken, siz böyle bir mitingde en küçük bir güvenlik önlemi almazsanız, birinci derecede sorumlu olursunuz. Bu katliama zemin yaratan sizsiniz. Ayrıca gece-gündüz bizi hedef gösteren açıklamalar yapıyorsunuz, gece-gündüz bizi tehdit ediyorsunuz. Bizi vatan haini, terörist, bölücü ve din düşmanı ilan ediyorsunuz, böylece hedef gösteriyorsunuz. Sonra da katliamlar yaşanınca sorumluyu yine bizde arıyorsunuz, 'HDP kendi kendine patlattı' noktasına getirmeye çalışıyorsunuz. Bunlar hepsi utanç vericidir."
"BU ÜLKENİN DÜŞMANI DEĞİLİZ, TERÖRİST DEĞİLİZ"
Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a da seslerek, hükümet sözcülerinin kendilerini hedef göstermekten vazgeçmesini isteyen Demirtaş, "Cumhurbaşkanı'ndan başlayarak, Başbakan ve hükümet sözcülerine; artık bizi hedef göstermekten vazgeçeceksiniz. Biz diyaloğa kapalı insanlar değiliz, bu ülkenin düşmanı değiliz, terörist değiliz, kan emici değiliz, bölücü değiliz. Bu ülkenin onurlu, eşit, özgür yurttaşlarıyız. Kendimizi öyle hissediyoruz. Siz dıştan bunları bize yapıştırıyorsunuz. İkincisi, devlet içerisinde hala sizi teslim almaya ve altınızı boşaltmaya çalışan güçlü odaklar var. Siz bunların üstüne gitmek yerine, bunları kullanmaya, kendi işgalleriniz için bunları işletmeye çalışıyorsunuz. Bu yanlıştan da vazgeçmeniz gerekir. Bunların üzerine gitmezseniz, vali veya emniyet müdürü olur, istihbaratçı olur, kim olursa olsun, bakana kadar gözden geçirmeniz lazım, samimiyseniz eğer" şeklinde konuştu.
"ÖNEMLİ OLAN BARIŞTIR"
IŞİD'in terör örgütü olarak kullanıldığına dikkat çeken Demirtaş, "IŞID'i elverişli, güvenli bir araç kullanmaktan vazgeçmeniz lazım. IŞID, İslam'ın da, insanın da, ülkemizin de en büyük düşmanıdır. Onunla mücadele edecekseniz, adam gibi edin, gencecik çocuklar slogan attı diye, onlara terörist gibi muamele yapıyorsunuz. IŞID canlı bombaları ortalıkta dolaşırken, onlar eylem yapmadan, 'yakalayamayız' derseniz, bir ciddiyetsizlik, samimiyetsizlik ortaya çıkar. Bunların hepsini çözmek siyasetçinin boyun borcudur. Önemli olan barıştır, yoksa silahla, kanla, savaşla nereye kadar gidebiliriz? Herkes barış sesini yükseltmeli. Barışı hak ediyoruz. Barış bizim hakkımızdır. Hakkımızı istemekten geri durmamalıyız. Her yerde onurlu, özgür, eşit ve barışı savunmalıyız. Acı her yerde büyüktür ama paylaşıldıkça azalır. Çok şükür ki bu katliamı yapanlar, arzu ettiğini başaramadılar. Halkımız her yerde bilinçlidir. İstediler ki katliamdan sonra her yer yakılsın, yıkılsın Kürt-Türk bir birine girsin, iç savaş çıksın. İnsanlarımız bu katliamın amacını bilecek kadar politiktir" ifadelerini kullandı.
(DHA)