HABER

Demirtaş: Velev ki orada direnişte olan yaralılar var

İçerik devam ediyor
İçerik devam ediyor

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş partisinin grup toplantısında, Cizre'de bir binanın bodrum katındaki yaralılar için direnişte olsalar bile onlara ambulans gönderilmesi gerektiğini söyledi.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, grup toplantısında kürsüden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2 yıl önce Osmanlı dönemiyle ilgili sözlerini dinleterek "Böyle bir tutarsızlık olabilir mi? Doğru konuşmayı biliyor bazen. Bozuk saat gibi günde iki defa doğruyu gösterebiliyor. Ne oldu tarih değişti mi 2 yıl içinde. Biz özyönetim özerklik dediğimizde tarihimize en uygun öneriyi yapıyoruz. Osmanlı'da eyalet, özerklik, federasyon sistemi var. Kürt ve Kürdistan halkı içinde federasyon sistemi var. Başkanlığı savunmamak yasak, karşı çıkan ise vatan haini. Bir tek canlı yayına çıkalım. Başbakan ve Cumhurbaşkanı da gelebilir. Noktayla virgül gelsinler beraber tartışalım. Noktalı virgül olsun birlikte tartışalım. Kim ikna ediyorsa gelsin tartışalım" dedi.

Demirtaş, grup toplantısında bugüne kadar 7 ilin 20 ilçesindeki mahallelerde 56 kez, 350 gün sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini belirterek insanların özgürce evinden çıkamaz hale geldiğini bildirdi. Demirtaş "Sokağa çıkma yasağı değil balkona pencereye çıkamama durumu yaşanıyor. Oturma odasında mutfakta oturamıyor insanlar. Ya banyolar sığınak haline getirilmiş yada evlerin bodrum katında yaşamak zorundalar. Her an her yerden top tank mermisi gelebilir. Evinizin misafir odasında oturuyorsunuz top-tank mermisi geldi. Orada öldünüz çoluk çocuk. Mesele bitmiyor burada. Ölmek de öldürülmek de bunların içini soğutmuyor onlara yetmiyor. Cenazenizle uğraşıyorlar. Cenazeyi alamıyorsunuz. Çürüyor. Defnetmenize izin vermiyorlar" diye konuştu.

"DİRENİŞTE OLUP OLMAMASI BİR YARALIYA YARDIM KONUSUNDAKİ AHLAKİ DURUMU DEĞİŞTİRİR Mİ?"

Cizre'de bir evin bodrum katında 31 kişinin bulunduğunu bunlarda 6'sının hayatını kaybettiğini ve yaralılarda 3 gündür haber alınamadığını aktaran Demirtaş şunları söyledi:

"Dün 11 kadın binaya yaklaştı çocuklarını almak için. Annelerin aktardığı bilgi böyle. Adresi hükümet yetkilileriyle paylaştığımızda binada tek mermi yoktu. 3 gündür oradaki insanlardan haber alamıyoruz. Ölüler mi sağlar mı? Devlet yetkilileri 24 saat boyunca binayı insansız hava araçlarıyla izliyorlar. Ambulans gidince ateş açıldığı söyleniyor. Binanın önüne kadar anneler gittiler. Polisler anneleri gözaltına aldı. Ambulansın güvenliği olmadığı için binanın önüne gidemiyorlar. Gönüllü sağlıkçılar gitmek istiyor ama İdil, Midyat'ta durduruldular. Bırakın gitsinler. Orada yaralı sivil yoksa çıksın ortaya. Biz yalan söylüyorsak bunu ispatlamak bir dakikalık iştir. Niye yapmıyorsunuz 11 gündür. Silahlı insanlar var deniliyor. Binadan ateş açıldığına dair kimsenin iddiası yok. Velev ki orada direnişte olan yaralılar var. Direnişte olup olmaması bir yaralıya yardım konusunda ahlaki durumu değiştirir mi? Buradan yola çıkarak bunu yapabilen bir siyasi anlayış her şeyi yapabilir."

"ORADA YAŞAMINI YİTİREN TÜRK, KÜRT, PKK'LI, ASKER, POLİS DE BİZİM ÇOCUKLARIMIZDIR"

Kürt olduğunu, Kürt dünyasını iyi bildiğini söyleyen Demirtaş, operasyonların Kürtlerin dünyasında bir kırılmaya yol açtığını vurgulayan Selahattin Demirtaş şöyle dedi: "Türk kardeşlerime, Türk halkına seslenmek istiyorum: Şu anda olup bitenler asla Türk halkının yanına değil. Halkın geleceğini kurtaracak operasyonlar değil. Orada yaşamını yitiren her insan bizim çocuklarımızdır. Kürt de, Türk de, PKK'lı, sivil de, asker de polis de bizim çocuklarımızdır. Uğruna canını verdikleri saray ve onun geleceği çocuklarınızdan kıymetliyse amenna. Böyle düşünen varsa hiç itirazım yok. Her insan canının kıymetli gördüğü şey için feda edebilir. Ama davam saraydır ve benim canımdan kıymetlidir diyen varsa açıkça ifade etsin. Vatan için vatanın bölünmemesi in demesinler. Sesinizi yükseltmelisiniz."

"BİRLİKTE YÖNETELİM, ORTAK DİLİMİZ TÜRKÇE OLSUN"

Kürt sorununun çözülememesinin nedenini birlikte sağduyulu ve sabırlı bir şekilde konuşulmamaya bağlayan Demirtaş, şöyle konuştu: "Ortak vatan derken hepimiz bir şey katmışız diyoruz. Birlikte yönetelim birlikte üretelim. Benimde dilim özgür olsun, benimde çocuğum anadilinde eğitim yapsın. Kim varsa anadilinde eğitim yapmak isteyen hep birlikte yapalım korkmadan konuşalım. Nasıl anlaşacağız diyorlar? Hepimiz Türkçe de öğreniyoruz. Ortak dilimiz Türkçe olsun. Tek bir Kürtçe kelimeye her yerde böyle tahammülsüzlük varken nasıl kardeşlikten söz edeceğiz. Kürt sorununun temeli budur."

"ADALET BAKANI, BAKAN AMA ADALET SIFIR"

Demirtaş, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın Cizre'de yaşananlarla ilgili HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız hakkındaki söylemlerini Demirtaş şu şekilde eleştirdi: "Adalet Bakanı milletvekilimizi terörist olmakla suçluyor. Hedef gösteriyor açıkça. En son Tahir Elçi bu şekilde hedef gösterildi. 'Teröre yardım yapıyor' dediniz. Ve 40 gün sonra katledildi. Şimdi Faysal Sarıyıldız' a aynısını yapıyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? Adalet bakanı bakan ama adalet sıfır. Savcı mısın, mahkeme misin? Mahkemeleri aleni bir şekilde etkileyecek bir iş yapıyor ve utanmadan bir milletvekilini terörist olmakla itham ediyor demiyorum kararını veriyor. Milletvekilimiz 51 gündür Cizre'de ve evinden bile doğru düzgün çıkamadı. Ve bunu teröre yardım olarak lanse ediyor."

"MİLLETVEKİLLİĞİN DE ALDIĞIMIZ HER KURUŞ HARAM OLSUN HEPİMİZE"

Genel Kurulun bir hafta çalışmamasını gündeme getiren Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü: "Parlamento işlemiyor kapalı. Devletin en küçük en işlevsiz resmi kurumu parlamentodan daha iyi çalışıyor şu anda. Artık parlamento işlemeyen bir kuruma dönüştü. Bu hafta kapalı. Kıyamet kopuyor, cenazeler gidiyor. Parlamento tatilde. Niye beyefendiler niye seçildiniz? Bu zor günlerde konuşmayacaksak bu maaşlar bize niye ödeniyor? Bir hafta tatil yapacaksak milletvekilliğin de aldığımız her kuruş haram olsun hepimize. Niye seçim yaptık o zaman. Parlamentoyu çalıştırmak istesek çoğunluk grubu AKP gelse çalıştıracağız. Çünkü saray parlamentoyu yönetiyor. Şili'ye gitmiş dünyanın öbür ucuna rahat duramıyor. Dayanamıyor, olur da parlamento bir şey yapar diye. Parlamentoyu, bakanlar kurulunu milleti yük olarak görüyor. En iyisini ben bilirim diyor. 'Milletim için en iyisini istiyorum. Beni başkan yapacaksınız ben sizin için en iyisini yapacağız gereksiz parlamentoyu, meclisi çıkaralım aradan. Bunu yapmazsan kaos büyüyecek' diyor."

KÜRSÜDEN CUMHURBAŞKANININ SÖZLERİNİ DİNLETTİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2 yıl önce Osmanlı'da yönetim şeklini anlatan sözlerini kürsüden dinleten Demirtaş şunları söyledi:

"Böyle bir tutarsızlık olabilir mi? Doğru konuşmayı biliyor bazen. Bozuk saat gibi günde iki defa doğruyu gösterebiliyor. Ne oldu tarih değişti mi 2 yıl içinde. Biz özyönetim özerklik dediğimizde tarihimize en uygun öneriyi yapıyoruz. Osmanlı'da eyalet, özerklik, federasyon sistemi var. Kürt ve Kürdistan halkı içinde federasyon sistemi var. Başkanlığı savunmamak yasak, karşı çıkan vatan haini. Bir tek canlı yayına çıkalım. Başbakan ve cumhurbaşkanı da gelebilir. Noktayla virgül gelsinler beraber tartışalım. Noktalı virgül olsun birlikte tartışalım. Kim ikna ediyorsa gelsin tartışalım."

"ÜLKEMİZİN FRANCO'SUNA İZİN VERMEYELİM"

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Sur'un Toledo gibi yapılacağı sözlerini eleştiren Demirtaş şöyle dedi:

"Toledo İspanya iç savaşında 70 gün direnmiş bir ülke. Toledo İspanya direnişinin sembollerinden biri haline geliyor. Toledo özerk bir bölgenin başkenti oluyor. Şu anda Toledo'yu örnek veren Başbakan Franco'ya özenmiş durumda. Bende Franco olmak istiyorum diyor. Vay halimize biri Hitler diğeri Franco özentisi. Tarihi günlerden geçiyoruz. Franco Toledo'yu düşürdüğünde faşizm başladığında bedeller ağır oldu. Ülkemizin Franco'suna izin vermeyelim. Bugün yan yana gelelim faşizme karşı duralım ki çocuklarımız artık bedel ödemesinler."

"SARAYDA HER KONUŞTUĞUN YEMİNLİ MİDİR"

Selahattin Demirtaş son olarak Leyla Zana'nın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşecek olmasıyla ilgili şu açıklamayı yaptı: "Leyla Zana barış için çırpınan bir siyasetçidir. Kan şiddet dursun diye çaba gösteren siyasetçidir. Çok umutlu değiliz ama görüşmek istiyorsa partimiz buna karşı değildir. Leyla Zana'ya karşı bu yüzden günlerdir hakaret yazıyorlar. Yemin etmezse olmazmış. Karşısında köle görmek istiyor. Biat etmiş talimatla hareket etmiş görmek istiyor. Senin sarayda her konuştuğun yeminli midir? Muhtarlar yeminli midir? Fukaraları sabah akşam çağırıyorsun beyinlerini yıkıyorsun yemin mi etmişler. Leyla Zana yemin eder mi etmez mi kendi bilir. Saygı duyarız. Bugün çıkıp yemin etse arkasındayız. 'Ben eksik değil fazla yemin ettim diyor' kendisi. Yine arkasındayız. Kimin barış diyalog yanlısı olduğunu şu basit ortamdan ortaya çıktı."

(DHA)

En Çok Aranan Haberler